(2.) İSLAMİYETİN ÇİLELİ YOLU:
* ) 11 Kasım - Cumartesi (04. 00) te sabah namazı için kalkıp Medine – i Münevvere ye gidildi. Namazdan sonra otele dönülüp
kahvaltımızı yaptık. (07. 30) da
şehir turu için otelden otobüslerle hareketle (07. 50) de UHUD DAĞI
mevkiine gelindi. Dağın eteğindeki düzlükte Ayneyn Boğazı ve Okçular
Tepesi ile Hz. Hamza’ nın ve 70 sahabe nin şehit edildiği mekânlar
görüldü.
Buradaki Uhud muharebesi nde Müslümanlara en büyük zararı veren iki müşrik için Peygamber Efendimiz (Allah
sizin belanızı versin!) diye beddua etmiş, bu iki kişiden birisi Mekke’ ye döndüğünde kendi koç’ unun boynuz darbesiyle, diğeri de yılan sokmak suretiyle ölüyorlar.
Böylelikle de efendimizin bedduası tecelli ediyor!
Uhud, İslamiyet’ in bugünler
gelmesine vesile olan ilk temel taşıdır. Dağın batı eteğinde, harpte dişi
kırılan Peygamber Efendimiz in
sığındığı kaya yarığının bulunduğu mahal bugün için ziyarete kapatılmış
bulunuyor. Buradaki bir saatlik ziyaretimizi mezarlığın başında başta Hz. Hamza ve 70 sahabe nin ruhlarına
fatihamızı okuyup ayrıldık.
(09. 05) te Çift Kıbleli Mescid e geldik. Burası kıblenin daha önce Mescid – i Aksa olduğu ve sonrasında
kıblenin Kâbe’ ye döndüğü Mescid
oluyor. Mescidin içerisinde her iki yönünde de mihrapları bulunuyor. Burada da
iki rekât Mescid namazı kıldıktan sonra (09.
45) te Seb – a yedi Mescidler bölgesine müteveccihen
hareket ettik. Bu bölge ise Hendek
Savaşı nın yapıldığı alan olup (10.
05) te ulaşıldı. Burada da iki rekât Mescid namazı kılındı.
Bu yedi Mescitler, Hendek Savaşı
sonrası Hz. Selman, Hz. Ebubekir, Hz. Ömer, Hz. Osman, Hz. Ali, Hz. Fatıma ve Hz. Sa’ d B.
Muaz için yapılmıştır. Arapça da Mesacid
– i Seba olarak bilinir. Bu mescitler Peygamber Efendimizin namaz kılıp dua
etmiş oldukları mescitlerdir.
(10.
30) da buradan Kuba Mescidi ne
gitmek üzere hareketle (10. 55) de
mescide ulaşıldı. Burası İslamiyet’ in ilk mescidi olma özelliğine sahip. Peygamber Efendimiz Mekke’ den Medine’ ye hicretinde ilk olarak burada karşılandığından ve
mescidin yapımında kendiside bizzat çalışarak 15 günde mescidi inşa ettiler.
Onun için Peygamber Efendimiz
burasına ‘’ ’Kim cuma namazını Mescid –
i Nebevide kılar, cumartesi de abdestini alıp Kuba mescidini ziyaret ederse,
bir umre ziyareti yapmış olur’’ dediğinden dolayı, bizde burada da iki
rekât Mescid ve iki rekât da Şükür namazı kıldık. Çıkışta da gurup
olarak resim çekildik.
(11.
50) de otele dönülüp, öğle namazı için abdestleri tazeleyip Mescid – i Nebevi ye gittik. Öğle
namazımızı ifa ettikten sonra otele dönüp yemeğimizi yedik.
Yemekten sonra programda (13. 45) de Hurma Pazarı gezimiz var. Kaldığımız otele yürüme mesafesinde
olduğu için gezerek gittik. Yol güzergâhı üzerinde dev gökdelen inşaatları
arasında kalmış olan ecdat Osmanlı
yapımı Hz. Ömer Mescidi nin adeta
gecekondu gibi kalmış oluşunu, büyük bir hüzünle izledik! Bu mübarek topraklar
üzerinde Evlâd – ı Fatihan’ ın o kıymetli eserlerinden, eser bırakmamaya adeta
yemin etmiş bir anlayış mevcut!
Hurma Pazarından dün bahçeden almayan
Umre ekibimiz ihtiyaçları olan tür ve miktarlarda hurmalarımızı alıp
ambalajlatıp, otele gönderilmek üzere tekrar gezerek otele dönüldü. Biraz
istirahat edildikten sonra ikindi namazı için yine Mescid – i Nebevi ye gidildi. Namazdan sonra Şükür namazlarıyla
akşam vaktine kadarki arayı ibadetle doldurduk.
* ) 12 Kasım - Pazar (04. 00) te sabah namazı için kalkıp Mescid – i Nebevi’ ye gidildi. Namazdan sonra otele dönülüp
kahvaltımızı yaptık. Medine’ deki son günümüz olduğundan dün programlanan kalan
şehir gezilerini de tamamlamak üzere kahvaltı sonrası gurup halinde ve gezerek
çıktık.
İstikametimizde Tren Garı var. Kaldırımdan gezerek gittiğimiz yerlerde, kaldırımda
direkleri rastgele düzensiz yerleştirilmiş, yönlendirme ve yol levhalarının
konumunun tehlikeli durumları dikkat çekiciydi. İnsanın kaldırımda yürürken
çarpmadan geçmesi mucide doğrusu!
(08.
30) da yine ecdat Osmanlının Hicaz
Demiryolu olarak inşa ettirdiği ve Peygamber
Efendimiz in ruhuna saygıya izafeten rayların altına keçe koydurtup sesin
absorbe edildiği demir yolu Tren Garı ve
Müzesini gezdik. Tabii burada da tarihin izlerinin yerinde yeller esiyor!
Müze kısmında ise o mekânla uyuşmayan gelişigüzel ve rastgele materyallerin
mevcudiyeti bilhassa dikkat çekiciydi!
Tren Garının hemen yanı başında Amberiye Camii’ nin tarihi anlatılıp
gezilerek, iki rekât Mescid namazı kılınıp dua edildi.
(09.
30) da gurup olarak Bulut Mescidine
gelindi. Gamame Mescidi de denen bu
yeri ben bir gün önce kendim gezmiştim. Resulûllah ı takip eden bulut burada
duruyor, gittiği her yere de üzerinde gölge yapmak üzere hareket ediyor.
Hemen yanındaki Hz. Ömer Mescidi yine kapalı vaziyetteydi. Burada da kafilemize
Keskin’ den iştirak eden umreci hacımız Rasim
GÖZTEPE, 1983’ te hac
için geldiğinde, İslamın Adaletli halifesi Hz.
Ömer’ in kerpiçten evinin kalan kısımlarını gördüğünü ifade etti. Bugün
için bunların hiçbirisinin kalmadığı, keza Osmanlının bu topraklardaki
eserlerinin de hemen tamamının yok edildiğini, sahiplenilmeyip ihya
edilmediğini söyledi. Kafile hocamız da yine birtakım dini ve tarihi
açıklamalarda bulundu.
Buradan Mescid – i Nebevi’ ye geçildi. Yeşil
Kubbe’ nin karşısına gelinip burada da genel bir tanım yapıldı. Bu kubbenin
altına gelen yerde Peygamber Efendimiz
in kabri ve birer yanında da Hz.
Ebubekir ve Hz. Ömer in
kabirleri bulunuyor. Normal zamanlarda bu mahale girilemiyor.
Zaman zaman ziyarete açılıyor ve o
ana denk gelinince de olağanüstü izdiham yaşanıyor. Burayı ziyarete gelen her
Müslüman, burasının dini kutsiyeti açısından mutlaka iki rekât namaz kılmak
istiyor. Tabii ki bu da bir nasip meselesi.
Medine
deki programımız burada bitmiş oluyordu. Öğle namaz vaktine kadar otele
dönülüp, öğleden sonra gidilecek olan Mekke
seyahati için eşyalarımızı toplayıp hazırlıklarımızı yaptık. Yemek için daha
vakit olduğu için ve namaz vakti geldiğinden, son öğle namazımız için tekrar Mescid – i Nebevi’ ye gidip, Ravza – ı Mutahhara da namazımızı ifa
edip, Peygamber Efendimiz e veda ederek otele döndük.
Öğle yemeğimizi yedikten sonra
odalarımızda son kez boy abdestlerimizi alıp, ihramlarımızı sarıp, eşyalarımızı
indirip otobüslere yerleştirdikten sonra, (14.
20) de Mekke – i Mükerreme ye
müteveccihen otelden ayrıldık.
Medine den Mekke ye gidiş yolunda mikat
mahalli olarak ilk durak olan, umre için iki rekât ihram namazının
kılındığı Zü’ l - Huleyfe mevkiindeki
Âbâr - ı Ali Mescidi ne gelindi.
Gidiş güzergâhı üzerindeki bu mescit
de namazımızı kılıp, çıkışta toplu bir resim çekildikten sonra Hocamız tarafından ihram ve umre ile
ilgili tekrar bir bilgilendirme konuşmasını müteakiben (15. 25) te buradan çıkış yaptık.
Bu noktadan sonrası Müslümanların
ihramlı olarak şartlarına uymak zorunda oldukları yasaklar yani ‘’HARAM’’ topraklar başlıyor. Ve bu
sınırların içerisine Müslüman olmayanların girmeleri YASAK! Bu yasak bilgisi de yolun çeşitli noktalarına konulmuş olan
levhalarla belirtiliyor.
Zü’
l - Huleyfe mevkiinden ayrıldıktan kısa bir süre sonra ikindi vakti girdi.
Bunu da otobüs içerisinde ikişer rekât seferi ikindi namazı farzını kılarak,
namaz sonrasında da tekbirler – teşrikler – tehliller ve salâvatlar eşliğinde
yolculuğumuz devam etti. Bir müddet sonra yakıt ikmali yapan otobüsümüz içinde,
firmanın Kırıkkale Temsilciliği nce
hurma ikramı yapıldı.
Medine den çıktıktan itibaren yol buyunca
civarımızdaki gördüğümüz manzara kelimenin tam anlamıyla bir çöl! Gözünün
alabildiği mesafede gördüğün tek şey boş ve düz bir arazi!
Bu düzlüklerin üzerinde yer yer küçük
ve bodur, bizim keven dediğimiz bitki örtülerinden başka bir şey yok! Zaman
zaman da yol kenarlarına yaklaşmış vaziyette kaya tepecikleri. Ufuk hattına
baktığın zaman bu tepeciklerden adeta sıradağlar silsilesi gibi görünenleri de
var.
Akşam namazı için Mekke istikametinde yol boyundaki bir
sözüm ona tesiste mola verildi. Sözüm ona diyorum zira jeneratör ile elektrik
üretilen, tavana konan varildeki suyla abdest alınan ve tuvalet tahliyesi
fosseptik çukuru olan lüx tesis!
Firmanın Arabistan Temsilciliğini de
yapan rehberimiz Ahmet ORTAKCI Bey,
burasının bu güzergâhın en popüler tesisi olduğunu ve diğerlerine ne
girilebileceği ve ne de durulabileceğinin mümkün olmadığını ifade etti. Bu
tesisin mescidinde akşam namazlarımızı eda ettik. Yaklaşık yarım saatlik bir
moladan sonra tekrar çıkış yaptık.
(RESİMLER:
Uhud Mescidi-337, Çift Kıbleli Mescid–342, Yediler Mescidi –348, Mescid i
Nebevi içi-304,Tren Garı Müzesi-381, Amberiye Camii-417, Kuba Mescidi–376, Bulut Mescidi-313, Hz. Ömer Mescidi–315, Hz.
Ali Mescidi-371, Yol Kenarı-443 ).