(6.) SON NASİHAT FAYDA VERMEZ!
Yazı
dizimizin bu son bölümünde genel bir değerlendirme yapıyoruz. Bu
değerlendirmedeki bilgiler, gerek bu yola çıkmadan öncesinden, gerek o
topraklarda karşılaşıp görüştüğüm kişilerden ve gerekse geldikten sonraki
araştırma ve değerlendirmelerden meydana gelmektedir. O itibarla da yazı
başlığımı bu şekilde uygun buldum.
Günlük
olarak tutmuş olduğum notlarımı yazıya dönüştürürken, gidilip görülen yerlerle
ilgili bilgilerin hikâyelerine genellikle değinmedim. Zira o takdirde her bir
hikâye, başlı başına bir köşe yazısı olacak boyuttaki bilgilerdi.
Yazı
dizisi formatımda hazırlamış olduğum hatıratım, gazetede normal tam sayfa
boyutunda resimlerle birlikte yayımlandığından, gazete temin imkânı olmayıp ta
okumak isteyen okuyucuların mağdur olmamasını temin amacıyla, internet
ortamından takibini sağlamak için de, günlük olarak köşemden uzunca
yayımlanmıştır.
Gitmeden
önce görüştüğüm daha önce gidip – gelmiş bir arkadaşımın verdiği bilgiler bana
oldukça yararlı oldu. Şöyle ki; Kullandığımız ilaçlarımızın miktarını, orada
geçecek süreden fazla olacak şekilde mutlaka yanımızda bulundurmamız gerekiyor.
Zira sağlık hizmetinin orada çok pahalıya geldiği söz konusu.
Bilhassa Mekke de otel odasından çıkarken klimayı çalıştırıp, tekrar geriye
odaya dönünce de kapatıp, klima altında kalınmamasına dikkat edilmesini tavsiye
etmişti. Böylece hava değişimi çarpmasına uğramdan ve hastalanmadan dönebildik.
Buradan
giderken resmi harçlar gurubundan, oradaki sağlık hizmetlerine yönelik her
umreci için firmanın (75 Dolar)
ödemesi söz konusu. Bizim gittiğimiz firma yetkililerinin bildirdiğine göre bu
hizmetin sağlanmasına yönelik başlangıç itibariyle fevkalade gecikme yaşanmış
olması.
Kâbe deki ibadetlerle ilgili olarak (tavaf – sa’ y – namaz) esnasında ve
süresince klimaların altında veya havalandırma aspiratörlerinin önünde
kesinlikle durulmaması. Aynı zamanda zemzem
in de mutlaka ılık olan termoslardan (üzerinde
İngilizce yazısı olan) içilmesi. Şayet alış – verişe gidilecekse, muhakkak
bilen bir bildikle hareket edilmesi ve gereksiz yere para harcanmaması! Hurma
alımını da Medine de fiyatın
mukayesesini Hurma Hali nde yaparak
ve ihtiyaç miktarı kadar alınması.
Umre
organizasyonuyla ilgilenen çeşitli firmalar var. Bunlar içinde gerçek manada bu
işi benimseyip bihakkın ifa edenler olduğu gibi, bu işi adeta bir rant kapısı
yapanlar da mevcut.
Bu yola
çıkacakların çok iyi araştırması, kesin bilgilere kavuşması ve sonra karar
vermesi gerekir. Bunun için de çok iyi bildik ve güvendik kişilerden elde
edecekleri bilgileri enine – boyuna akıl süzgecinden geçirerek karar
vermelidirler.
Bu
noktada hısımım – akrabam – eşim – dostum – komşum – arkadaşım diye
değerlendirme yapılmamalı. İcabında üçün – beşin de hesabı yapılmamalıdır.
Sektörde
bu konunun üç temel unsuru söz
konusu. Firma – Hoca – Rehber. Bu
üçlünün birisi eksik ise o iş topal kalıyor. Ana unsur firma olmakla birlikte,
diğerleri bunu destekleyen ve tamamlayan elemanlar.
Amaç
ibadet olup bunu da en iyi şekilde yerine getirmeye yönelik olarak bu üç
faktörün de birbirini tamamlaması kesinlikle söz konusudur. Bu amacın yerine
getirilmesini sağlayan ana unsurun da kâr hırsıyla aç gözlülük yapmadan ve
helali minalinden kazanmaya yönelik davranışta olması gerekir!
Burada
vaat edilenle orada karşılaşılan gerçek farklı oluyor. Burada çok tatlı
sözlerle ikna edilerek bendedilen kişi, oraya varınca karşısında sorumlu
bulamayabiliyor. Varsa da bu defa aldığı cevap ya yetkisinin olmadığı yahut ta
kendisinin de yanıltıldığı şeklinde sonuçsuz kalıyor.
Sadece
firmalarla veya şahısların önderliğinde değil, resmi kurum aracılığıyla
gidenlerde de çeşitli sıkıntılar çıkıyor. Oraya varınca ilk etapta tabir caizse
göstermelik olarak öylesine bir tarif, tavaf ve sa’ y yapıldıktan sonra, herkes
başıboş bırakılmak suretiyle ilgili resmi din görevlilerini bulabilirsen –
görebilirsen helal olsun diyorlar.
Türkiye den belli bir cemaate mensup bir
firma bünyesinde, engelli çocuğunu tekerlekli sandalyesiyle umre ye getiren ve Kâbe de tavafını yaptıktan sonra (ki
nasıl yaptıkları da meçhûl) ne yapılacağını bilemeyen bir ailenin bizden yardım
talebini unutamam.
Yardımcı
olup önce tavaf namazlarını kıldırtıp sonra Safa – Merve’ ye götürüp orada da önce niyetlerini yaptırtıp,
arkasından da Sa’ y ı nasıl yapıp
sonunda duası ve isterlerse namazını da kıldıktan sonra, saç kesimini de
yapınca ihramdan çıkabileceklerini bizzat anlattım.
Yine bu
şekilde cemaat gurubuyla gelenlerden, normal rayiç bedelin çok üzerinde ücretin
bilâ mecburi alınmak suretiyle getirilmiş oldukları söz konusu.
Bu da
diğer tur firmalarının fiyat değerlerinin mukayeseleriyle ortaya çıkıyor. Bu
konuda edindiğim bilgi, gün sayısı ve odada kalacak kişi miktarına göre
değişmekle birlikte, 15 gün 2 kişi için ortalama (900 - 1000 Dolar) normal rayiç oluyor.
Genel
olarak bütün şartları eşit olduğu bir ortamda yani yolu – oteli – yemeği
velhasıl her bir şeyi üç aşağı – beş yukarı eşitken, belirtilen değerlerde de
aşağı – yukarı (50 Dolar) bir farkın
söz konusu olabilirliği belirtilmektedir! Bunun ötesindeki değerlerin şaibesi
söz konusu oluyor!
Yani
altındaki değerlerde farklı bir yerlerde vurgun, üstü değerlerde ise farklı bir
soygun söz konusudur deniliyor!
Firmalarla gidenlerde bu durum çok değişik şekilde tezahür ediyor.
Kimisi götürdüğü umreciyi orada herhangi bir yere yerleştirdikten sonra bırakıp
gidiyor. Vatandaşın hali vakti nedir ilgilenmiyor, arayan bulamıyor. Bulunursa
da geldim – geliyorum diyerek kırk mazeret hazır.
Büyük
çoğunluğunun hısın – akraba bağları, ahbap – çavuş ilişkisinde çevresinden Umre ci veya Hacı adayı toplamak suretiyle, ‘’ÇANTACI’’
tabir edilen kişiler, topladığının karşılığında onları esas ana firmaya
aktarmak suretiyle ya kendisinin gidiş – dönüşünü bedavaya getirmenin hesabını
yapıyor.
Yahut ta
belli bir yüzde komisyon bedel
karşılığı bu işi yapıyorlar. Bu konudaki genel piyasa rayici de on müşteri başına, kendisinin gidiş –
dönüşünü bedavaya getirmek şeklinde tezahür ediyor!
Firma
adına diye işin simsarlığını yapan Çantacılar,
firma ile müşteri arasında oluşturduğu köprü sayesinde, aradan ve havadan rant
sağlamış, yani ya gidiş – dönüşünü bedavaya veya kişi başına müşterinin
sırtından 100 – 200 Dolar gibi bir
meblağ elde ediyor! Bunların hatalarından kaynaklanan eksiklik ve aksaklıklar
da sonuçta ana firmaya yansıyor!
Beklide
ömründe bir defa bu yola gidebilmek için biriktirdiği parasının eksik kalan birkaç yüz doları için, icabında vadeli
taksitlendirme zorunda kalan bu insanların paraları acaba o insanların
kursağından nasıl geçer bilemiyorum!
Buradan gidildikten sonra orada
karşılaşılan birtakım olumsuzluklar için, götüren kişi ile olan ikili ilişkiden
dolayı (akrabalık – arkadaşlık – komşuluk - vs.) ne orada ve nede geldikten
sonra burada gerçekler tam olarak ifade edilmekten imtina ediliyor!
Ömrü
hayatında evinden – köyünden - şehrinden çıkmamış, bir restoranta gidip
oturmamış, self servis – açık büfe – serpme kahvaltı nedir görmemiş, yürüyen
merdivene - asansöre binmemiş, kalite yıldızı sayısı doğrultusunda bir otelde
konaklamamış bir kişi ile bunların tamamıyla ömrü geçmiş kişinin kıyaslama ve
değerlendirmesi elbette ki bir olmayacaktır.
Keza
ilgili firmanın yapacağı bağlantının anlaşmasında belirleyecek olduğu
kahvaltının veya yemeğin şekli – miktarı fiyatını değiştirecektir. Serpme
kahvaltı diye 5 – 8 çeşit sunmakla 20 – 30 çeşit olması, yemeklerdeki
çeşit ve miktarın durumu doğrudan fiyata yansıyacaktır.
Aynı
şekilde konaklanılan otelin kalite ve konforu, verdiği hizmetin düzeyi
tartışılır. Gün aşa temizliği ve malzeme değişimi yapılan, kaliteli yatağı
olanla, haftalık temizlik yapılıp malzeme değişimi olmayıp, baza yatakta
kalınan yerin fiyatı da elbet bir olmayacaktır. Ama bu konularda genelde
firmalar arasında pekte öyle birbirinden farklılık olmamaktadır.
Dolayısıyla burada belirlenen fiyat ve vaat edilip söylenilenin, orada
karşılaşılıp görülenin farkı, ancak o zaman orada ortaya çıkacaktır.
Bu
noktada aynı yerde hemen hemen tüm şart ve şekil aynı olduğu halde, firmalar arası
fiyat farklılığı arasındaki dengesizlik dikkat çekmektedir! Aynı yerde aynı
şartlardaki firmaların bu 200 – 250
Dolar lık farkı da anlaşılamamaktadır!
Mekke de konakladığımız otelde bizim
guruptan başka 7 – 8 tane daha Türk
firması kafilesi bulunuyordu. Gerek bizden önce ve gerekse bizden sonra gelen
çeşitli Türk Kafilelerine mensup umrecilerle tanışıp konuştum.
Bunlar
içerisinde yurdumuzun dört bir yanından olduğu gibi, Kırıkkale’ den de gelen ve tesadüfen tanıdıklarım vardı. Bunların
bir kısmıyla yaptığım görüşmelerde genel manada çeşitli sıkıntılarından
bahsettiler. Ben de toparlamak suretiyle açıklamaya çalıştım.
Yapmış
olduğumuz iki haftalık umre ziyaretimizin programı doğrultusunda, kelimenin tam
anlamıyla program bitti, günümüz bitti ve biz de bittik ve dönüp geldik. Bu
noktada yaş farkını da nazarı itibara almak doğru olur kanaatindeyim.
Gitmiş –
görmüş olmak için bu iki haftalık program dolu – dolu güzel geçiyor. Kendimize
- kafamıza göre bir süreçte hem dinlenmiş ve hem de ibadet etmiş olmak için de
iki hafta değil de üç haftalık programla gidilmesi daha doğru olur
düşüncesindeyim.
Programda
serbest zaman olarak tanımlanan gün ve saatlerde, çeşitli alış – verişler için
belirli yerlerle bağlantı yapılmak suretiyle, oraya götürülenlerin yapacağı
alış – verişlerin toplam tutarı üzerinden belli bir yüzde komisyon anlaşmaları
yapılıyor olması belirtiliyor.
Özel Cidde gezisine gitmeden bir gün önce
hafızası dolan GSM’ um için, o gün Cidde de Kelle (Kısas) Mescidi öğle namaz çıkışında, mescit avlusundaki
seyyar satıcıdan mecburiyetten yüksek kapasiteli bir hafız kartı ile birde flaş
disk satın aldım.
Benim
dışımda bizim guruptan bazı arkadaşlarda oldukça makul fiyattan telefon
aldılar. Akşam Mekke ye gelince
otelde kontrol ettik. Aldıklarımızın hiçbirisi de çalışmıyordu. Benimki neyse
ama telefonları alan arkadaş maddi açıdan bayağı sarsıldı.
Buda
gösterdi ki tecrübe ve tavsiyelere uyulmayınca, o tecrübe ve tavsiyeleri
verenlerin söyledikleriyle karşılaşman mukadder oluyor.
(RESİMLER: Yayınlanmamış olan resimlerden
karma olacak.)
‘’YAZI
DİZİMİN SONU’’