Görünüşte tarihte kalmış bir meslek dalı olan
soytarılık söz ve davranışlarıyla gösteri yaparken halkı güldürüp eğlendiren kimselerdi.
Soytarılar genellikle saraylarda bulunur çoğunlukla da kambur yada cücelerden seçilirdi.
Soytarılar hükümdarları en sıkıntılı zamanlarında bile güldürür,
gerginlikleri azaltır ve tabii, bol bol da bahşiş alırlardı. Hükümdarların
saraylarında soytarı bulundurma geleneğinin tarihi binlerce yıla dayanır.
Mısır’da, Ortaçağ Avrupası’nda da saraylarda soytarıları görüyoruz.
Bu gelenek daha sonraları yaygınlık kazandı ve Abbasiler'den itibaren İslâm
tarihine de girdi.
Soytarılık, bir zamanlar çok önemli bir
meslekti. Birçok soytarı, tarih boyunca önemli roller oynamıştı. Soytarılar
şiirden, müzikten, tiyatrodan anlar. Çoğu yer ve gök bilimleriyle ilgilidir.
Osmanlı sarayında soytarı bulundurma geleneğini kuruluş dönemi
padişahlarından Yıldırım Bayezid başlatmıştır. Cüceler, kamburlar ve hadımlar
en çok rağbet gören soytarılar oldular. Tanzimat'a kadar devam eden bu gelenek,
batılılaşma çabamızla beraber unutulup gitti. Bizdeki saray soytarıları daha
çok Araplar'dan veya Habeşliler'den seçilirler, ya esir pazarlarından satın
alınır veya saraya hediye olarak gönderilirlerdi.
Soytarının on parmağında on marifet vardır. Padişahı sinirli olduğu
zamanlarda güldürmeleri, yeri geldiğinde de anlattıklarıyla ve yaptıklarıyla
düşünmeye sevketmeleri gerekiyordu. Bu sebeple soytarılar zeki kişilerdi aynı
zamanda . Hükümdara bu derece yakın oldukları için, soytarıların güvenilir
kişilerden seçilirdi.
Soytarı ile dalkavuk'u birbirine
karıştırmamak gerek. Dalkavuklar; kral, sultan ya da padişahın her dediğine
katılıp onu desteklerken; soytarılar ise şaka ile karışık bir şekilde krala
doğruları söylerlerdi.
Bu sebeple dalkavukluğa göre
soytarılık daha haysiyetli bir iş aslında.
Günümüz de bu gelenek yani
soytarılık geleneği devam etmekte aslında. Şekil değiştirse de kralın her
dediğine “evet” diyerek kralına verdiği sınırsız destek ile onu neşelendirerek işlerini layıkı ile yaparlar.
Bazen küserler, kızarlarsa
da kralını savunurlar, aslında hiç üstlerine elzem olmadığı halde ondan önce
rakiplerine tepki gösterirler. Bunu yaptıkları halde üstelik bugün bahşiş de
almazlar.
Soytarılar bazen
patronlarının etrafındaki çalışanlardır. Bazen hocalarının etrafında ki
talebelerdir. Yalakalık yaptıkları kişileri olduğundan büyük gösterirler. Bu
kişilerin ayaklarını yerden keserler. Artık yaptıkları soytarılığı da geçmiş
dalkavukluk haline gelmiştir.
Allah bizi her türlü
soytarılar ve dalkavuklarda korusun..