Daha dün edindiğim bilgiye göre
ilimizde beş okulu nitelikli okul sınıfına alınarak diğer okullarla aralarında
şimdiden bir sınıf farkı oluşturmaları velilerimizi büyük bir endişeye şevketmiştir.
Veliler şahsımı arayarak büyük bir endişe içinde kimi ne olduğunu soruyor kimisi
de eğitimde sınıf farkı olur mu diye haykırıyordu. Bu okullar neye göre
belirlendi diğer okullarla aralarındaki farklar ne diye araştırdığımda
yetkililerden doyurucu bir cevap alamadım.
Emekli olalı yaklaşık beş yıl olmuş
ülkemizin eğitimle ilgili gidişatı beni çok üzüyor, çok endişelendiriyordu.
Söyleyecek sözleri olanlar çaresiz, yetkisiz susarken; yetkisi olanlar,
konuşulanlar ise kimseler anlamadan halka anlatılmaya çalışılıyordu. Kimin
hangi okula nasıl gideceği tam olarak anlaşılmadığından birçok okulun adı imam
hatip olarak değiştirilmesi birçoğunu endişelediriyordu.
Bana yıllar sonrada AKP Hükümetinin
en kötü icracını sorsalar, tartışmasız eğitim politikaları derdim.
Çalıştığım süre içinde ve daha
sonrada olmak üzere en çok değişen Milli Eğitim Bakanları olmuştur. Her bakan
sistemi geliştirip daha anlaşılır duruma getireceği yerde, her şeyi sil baştan
yaparak sistemi uygulayanlar ve halkımız tarafından anlaşılmaz duruma
getirmişlerdir.
Şimdi amaç ne tam anlaşılır değil.
Tüm illerde nitelikli okullar açıklayarak buralara nitelikli öğrenciler yetiştirmek
mi, yoksa belli zümrenin çocuklarını nitelikli okullara yerleştirip toplumu
kutuplaştırıp ayrı sınıflar mı oluşturmak?
Yine bu hükümet zamanında soruların
çalınması imtihan yolsuzluklarının yaşanması tüm velilerimizi derinden
endişelendirmektedir. Bu okullara nasıl öğrenci alınacağı, hangi kırı terlere
uyulacağı, objektif olunup olunmayacağıhakkında da derin endişeler
taşınmaktadırlar.
Bilinçli bir veli ayaküstü
görüştükten sonra :
‘’Hele şurada bir bardak çay içip
eğitim hakkında bir iki laf edelim. Siz
senelerdir öğretmenlik, müdürlük yaptınız. ‘’Nitelikli Okul’’ ne çocuklarımızı
hangi okullara nasıl vereceğiz’ ’bir anlat’’ dedi.
Önce dondum kaldım.
Son on beş yıl içinde milli eğitimle okadar
çok oynadılar ki bunu ne eğitim verenler, nede eğitim alanlar anlamış değil.
Her şey Arapsaçına dönmüş, eğitimde kimse ne yaptığını bilmiyor. Devamlı
değişen bakanlar, kendi yol ve yordamını en iyi eğitim diye sununca; değişen
kanun ve yönetmenlik emirlerine kimseler yetişememiş.
Sizlerin eğitimdeki bu değişimleri
anlamamanız normal zira bu işle uğraşan eğitim bilimcileri nede gitseniz
sizlere doğru dürüst anlaşılır birşeyler anlatamayacaklarını göreceksiniz.
Devletin eğitim politikaları bırakın
hükümetler tarafından aynı hükümetin bakanları tarafından sık sık değişirse
işte böyle herkesin anlamayacağı durumları yaşarız.
Evet, bir zamanlar nitelikli
okullarımız vardı ama ülkemizin her yerindeki okullarımız nitelikli idi. Bir
zamanlar ülkemizin mezralarına kadar gitmiş ilkokullarımız vardı hepsi çok
nitelikliydi. Birzamanlar ortaokullarımız her il ve ilçemize dağılmış hepsi nitelikliydi.
Bir zamanlar liselerimizin tamamı nitelikliydi. Bir zamanlar çağın en büyük
projesi öğretmen okullarımız vardı nüfusumuzun okuma yazma oranının çok düşük
olduğu zamanlarda her biri ayrı ayrı Anadolu’ya bir şık olmuş, hepsi çok
nitelikliydiler.
Ülkemizin tüm okulları nitelikliydi.
Okullarımızı nitelikli niteliksiz diyerek ayrıştırmak büyük bir hata büyük bir
yanılgıdır.
Kırıkkale’de iki fen lisesi,
ikiimam hatip, bir meslek lisesini nitelikli, imtihanla alınan okul olarak ilan
ettiler. Bu okullar toplam ikiyiz kırk öğrenci alacaklar. Bununda yarısının
başka illerden gelebileceği düşünülürse ilimizden kaç öğrencinin
yerleşebileceğini artık siz düşünün.
Devletimiz tüm halkına eşit eğitim
vermek zorundadır. Hiçbir okula hiçbir vatandaşına ayrımcılık yapamaz. Aynı
okul ve aynı yaş seviyesindeki öğrencilere aynı müfredatı uygulamak zorundadır.
Bence şu iyi okul, bu kötü okul, su okul daha nitelikli, şu okullar niteliksiz
demek bir anayasa suçudur.
1739 Sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu dördüncü maddesini aynen yazıyorum.
Türk Milli Eğitiminin Temel
İlkeleri I – Genellik ve eşitlik: (1)
Madde 4 – Eğitim kurumları
dil, ırk, cinsiyet, engellilik ve din ayırımı gözetilmeksizin herkese açıktır.
Eğitimde hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.
İlerde bu uygulamalar nitelikli
okul, nitelikli çocuklar, nitelikli yetişkinler ve nitelikli zümreler meydana
getirmez mi?11.04.2018
İsmail
Dursun KUZUCU