Milli EgemenlikHaftasına girdiğimiz şu günlerde seçim
kararınında alınması ‘’Egemenlik kayıtsız
şartsız milletindir’’ sözü dahada büyük bir önem kazanmıştır. Cumhuriyet
yönetiminde herşey çoğunluğun isteğine göre şekillenmesi, yönetimin temelini
oluşturmaktadır. Yönetim bir kişi, bir
topluluk, bir soy ve sülaleden ziyade, milletin seçtiği kişilerce yönetilmesi
demektir.
Milletin her ferdinin ayrı ayrı ülke yönetime katılması veya
kendini kimlerin yöneteceğinde seçme ve seçilme hakkını kullanarak söz sahibi
olması, Cumhuriyet yönetiminin temel ilkesidir.
Cumhuriyetle yönetilen ülkelerin yöneticileri seçimlerle iş
başına geldiğinden, o ülkenin her vatandaşının ayrı ayrı kıymeti ve önemide
olmaktadır. Zaten ne denli önemli olduğu hissinide seçimden seçime yaşayarak
görmüşündür. Seçtiğin kişilerin sahtede olsa,gülen, sırıtan yüzleriyle seçimden
seçimekarşımıza geçip hesap vermeleridir.
Ülkelerin çoğunda saltanatı kaldırmak, cumhuriyeti getirmek,
çok büyük iç kargaşalar ve kanla olmuşken, Büyük Atatürk kendisi padişah, şah,
tek adam olabileceği halde, bize cumhuriyeti getirmesi,
kendisini dünyanın en büyük lideri durumuna getirmiştir.
24.06.2018 Tarihinde yapılacak seçimler şimdiye kadar
yapılan seçimlerden daha büyük bir önem taşımaktadır. Ya Cumhurbaşkanlığı (Tek
Adamlık, Başkanlık Sistemi), yada Parlamenter Sistemi’nin tekrar getirileceği
çok önemli bir seçim olacaktır. Demokratik ortamlarda yapılacak tüm seçimlerin
sonucu ne olursa olsun, sonuçlarına hepimiz katlanmak zorundayız.
Yapılacak bu baskın seçimin aceleye getirilmesi, sanki iktidar
daha önce kafasında karar vermiş olacakki siyasi rakiplerini hazırlıksız
yakalamak için bir fırsat kolladığı düşünülmektedir.
Bana göre devletin maddi manevi imkânlarını kullanan iktidar
ve ana muhalefetten sonra halkınTabanından gelen ‘’İYİ Parti’’ seçimlere en hazırlıklı partidir. Büyük kurultayını
aşırı kalabalıkla yapmış bir partiyi ne olursa olsun sudan sebeplerle seçimlere
katmamak’’Topal At’’ın yarışı
kazanmasına benzetilmektedir. Buna sebep olanlar, katılmamasına uğraşanlar
vicdanlarında hep kendi kendirlerini yaşadıkları müddetçe yargılamak zorunda
kalacaklardır. Bunun sonucunda sadece vicdanlar değil, demokrasimizde büyük bir
yara alacaktır.
Milli Egemenlik Haftasında, hükümetimizin ve YSK’nın hangi
partilerin seçime katılması ve seçim uyum yasaları, tüm vicdanları rahatlatacak
kararlar alması en büyük dileğimizdir. Yetkililerin hep kendi kazanımları
üzerine ayarlanmış bir demokrasi gerçek demokrasi değildir. Eğer gerçekten’’Hâkimiyet kayıtsız şartsız milletinse’
’milletten gelen seslere kulak tıkamak halkların birliği için çalışmamaktır.
Elbette sandık önümüze gelsin, eşit şartlarda, eşit ortamda,
sonucu doğruysa canımızı acıtsa da hepimiz katlanmak zorundayız. Pata külle
oyunlarıyla hükümetin kendi kazanması üzerine kurgulanmış göstermelik bir seçim
yapması demokrasimizi ve sağduyu sahibi tüminsanlarımızı yaralayacağı
unutulmamalıdır.
Mili Egemenlik ve
Çocuk Bayramında büyükler olarak demokrasi sınavında çocuklarımıza iyi bir
örnek olalım. Verdiğimiz ve uyguladığımız kararlarla çocuklarımız’’ İşte demokrasi bu’’ desinler. Yoksa
onlarda büyüyünce demokrasinin eşitlik ve paylaşımcılığından ziyade, itişme ve
kalkışmayı öğreneceklerdir.
İnşallah 24 Hazirandaki seçimlerin sonuçlarını etkileyecek
yeni bir ‘’Şark kurnazlığı’’
düşünülüp, yeni bir’’ Cin fikirli’’lik
yapılmaz.
Yaptığınız doğru
işlerden biride sandıkları şeffaf yaptınız! Fakat trafoları kedilerden korur,
açılımını, sayımını,sonuçlarının ilanını da şeffaflaştırırsanız, kimselerin birşeyler
diyemeyeceği bir seçim yapmış olursunuz!Saygılarımla…21.04.2018
İsmail Dursun KUZUCU