Bir
önceki yazımızda seçimlerin olacağını ve aday adalığı konusunda aşırı bir talep
olduğunu, bu talebin öyle bir aşamaya gelmiş olduğunu ki artık neredeyse seçmen
sayısı kadar aday adayı olduğunu yazmıştık.
Ve demiştik ki aday adayları içinden
adaylık seçim yapılırken kesinlikle bazı kriterler öncelikli olsun.
Peki öyle mi olacak?
Kendi soruma kendim cevap verecek
olursam HAYIR.
Maalesef bazı durumlar oluyor ki,
bazı şeyler öne çıkıyor ki doğru aday adayı aday olamıyor.
Bu elimleri yazarken ne aday
adaylarını ne de yönetimi töhmet altında bırakmak istemem ve öyle de
yapmıyorum. Benim yaptığım sadece bir tespit ve doğruya yönlendirmedir.
Aday adaylığı başvurusu bittikten
sonra önce il yönetimi ilçe yöneticileri ile bir araya gelerek ciddi bir
komisyon kurmalı. Bu komisyon kesinlikle siyasi ikbal peşinde olmayan
insanlardan oluşmalı. Benim dayıoğlu, senin emmioğlu, onun biraderi derdinden
uzak kişilerden seçilmelidir.
Bu kişilerin seçiminde gerekirse
parti ile ilgisi olmayan ama tarafsızlığından şüphe duyulmayan kişilerden de
üye alınmalıdır.
Bu komisyon öncelikle eline
“mükemmel bir aday nasıl olur” dan oluşan bir çek formu yapmalıdır.
Aday sayısına göre bir çizelge yapıp
gerekirse duvar tablası yapıp tüm adayların özelliklerini bir bakışta görecek
şekilde bir vaziyet almalıdır.
Aday adaylarının özelliklerini bu
çizelgede tek tek işaretlemelidir ve kimin bir puan önde olduğunu tüm aday
adaylarının yazılı olduğu bu tabloda görmelidir.
Efendim nedir bu özellikler
derseniz*
Aklıma gelen bir kaçı şudur.
Öğrenim durumu. Evet adam doktora
yapış bile olsa olmayınca insan olamaz ama almış olduğu eğitim ile en azından
bir kanun teklifi verirken bir yazıyı yazmasını da bilir. Almış olduğu eğitim
branşı ile ilgili konusunda devlete millete yararlı adımlar atar. Eğitimi ile
verilen dış görevlerde oturmasını kalmasını bilir.
Sivil toplum kuruluşları ile ilgisi.
Aday ne kadar eğitimli olursa olsun toplumun içine girmesini bilmiyorsa, halkın
içinde değilse, kamu yararına bir sivil toplum kuruluşunun içinde yer almamışsa
o adayın halkın teveccühüne mahzar olması düşünülemez.
Devlet ile ilişkisi. Devletin hangi
kademesinde ne kadar görev yaptığı, hangi makamlarda görev yaptığı, ne denli
başarılı olduğu konusu araştırımladır. Devlet terbiyesi almış bir insanın
başarı şansı yüksek olacaktır.
Ticari yeteneği, ticaret ile
ilişkisi, ticarete bakış açıcı, ticaret yapan insanlarla olan alışveriş ve
bağlantıları. Gereksiz ve aşırı ticari bağlantısı olanların olası bir seçilme
durumunda sıkıntısı olabileceği düşünülmelidir.
Kişisel becerisi. Her insanın
kişisel yeteneği farklıdır. Kimisi güzel hihap eder, kimisin halk ile olan
diyalogları üst seviyededir.
İşi mesleği. Siyaset kesinlikle
halkın içinde olmayı gerektirir. Bazı meslekler vardır günde bir insan yüzü
görmeden çalışır insan. O insanın insanlarla ilişkisinin üst seviyede olması
düşünülemez.
Kısaca ilk aklımıza gelenler
bunlardır. Ama daha çok kriter var. Onları da yazacağız. Ama burada tekraren
diyorum ki, zenginliğine, akrabalık ilişkilerine bakmayın, o adamın ülkeye ne
katacağına bakın. Ona göre aday adaylığından aday yapın. Cumhurbaşkanın
deyimiyle eyyyyy yöneticiler.
Selam ve dua ile…