Geçen
hafta şehrimizde çarşının ortasında bir bayan feryadıyla vatandaşlar
irkiliverdi birden. Önce ne olduğunu anlamaya çalıştılar. Öyle bir feryat ki;
korkunun ve telâşın bûhraniyeti bayanın sesine yansımıştı sanki.
"Biri
bana saldırıyor, taciz ediyor, imdat yardım edin ne olur" diye aman
dileyen ses tonuyla bir haykırış.
Sonrasında
duyarlı vatandaşlar; sille, tokat, yumruk, tekme, Allah ne verdiyde artık...
Pestili çıkana kadar.. Dinlenip dinlenip dövdüler. Büyük bir hırsla, intikam
alırcasına...
Bu
sapık adamın bayana yaptığı bir suçmuydu? ELBETTE SUÇTU!
Ceza
gerektiriyormuy du? HEM DE FAZLASIYLA...
Yumruk
atan, tekme vuran insanlar öylesine hırsla dövüyorlardı ki; esasında bu sadece
o anki adama olan hırs değildi bu. BİRİKMİŞLİĞİN, BEKLENEN AMA BİR TÜRLÜ
GELMEYEN CEZALARIN İÇİNDE VOLKANA DÖNÜŞMÜŞLÜĞÜ, dışa yansımışlığıydı bu adeta.
Bir
yıl evvel cinsi arzusu için 3 yaşındaki "Irmakcığa" tacizde bulunup
sonrada hunharca boğup öldüren ve şimdi hapisanede ekmek elden su gölden yatan
Himmet denen mahlukatın, birilerinin nefsî arzularına kurban olan 7 yaşındaki
"Eylülcüğün", daha 3 yaşında aç bırakılarak ölüme terk edilen
"Leylacığın" yaşadıklarının birikintisiydi vatandaşda. Yüreklerde
minicik yavruların yaşadıkları acı hâlâ tazeliğini korurken, bu durum herkesi
duyarlı olmaya ve içindeki intikam ateşini körüklemeye yetti de arttı bile.
Günlerce,
aylarca, kadına ve özellikle de çocuğa yapılan istismarın, tacizin ağır
yaptırımlarla cezalandırılmasını istedik ve yazdık. Yazmaya, talep etmeye de
devam edeceğiz. Taa ki caydırıcı tarzda ağır cezalar gelene kadar. Hatta dar
ağacı kurulana kadar. Eskisi gibi, çocuklarımız sokaklarda korkusuzca
oynayanaya, bayramlarda kaygısızca yine şeker toplamaya gidene kadar.
Toplum
olarak herkes bu suçların ağır yaptırımlarla, misal kısasla cezalandırılmasını
beklerken, herhangi bir sonuç alınamazsa; iş vatandaşın suçu cezalandırılması
durumuna dönüşecek. Öyle ki bu durum olağanca sıkıntı verici, hukukun ve
adaletin arka plâna düşmesidir. Bu şekilde sokaklarda verilecek hüküm, İPİN
ELDEN KAÇMASINA VE ADALETE OLAN GÜVENİN SARSILMASINA doğru sürükleyecektir
halkı! Herkes birilerinin cezasını kendi vermeye kalkışacak ve belki de yanlış
anlaşılan durumlarla yargısız infazlar olacak. Böyle bir durumda HUKUKUN değeri
bir kez daha anlaşılacak ama iş işten geçmeden.
ADALET
GECİKMEZ TEZ VERİLMELİ.
Yine
bir küçücük yavrunun kanlar içindeki resmini görmeden, halkın ayarı bozulmadan.
VE İPİN UCU KAÇMADAN...