İlk defa 2016 yılında Macar
Turan Kurultayına katılmaya karar vererek, Türk Ocakları Kırıkkale şubesinden
arkadaşlarımızla program yapmıştık.
Türk Dünyası Araştırmaları
Vakfından değerli dostumuz sayın Ahmet Açıkgöz’ün bu programımız hakkında
verdiği destek ve yardım hiç unutulacak gibi değildi. Fakat ülkemizde
gerçekleşen 15 Temmuz hain darbe girişimi sebebi ile grubumuzun büyük bir
bölümü yurt dışına çıkamayarak büyük hayal kırıklığına uğramıştık.
Kurultay’a Macar Turan
Vakfı’nın davetlisi olarak katıldım. Atatürk Havalimanından Budapeşte’ye
indiğimizde Kurultay delege heyetini görevli arkadaşlar karşıladılar.
Budapeşte’de yerleştiğimiz otelin en güzel yanı tüm Türk Dünyasından gelen
delegelerle aynı mekanı paylaşıyor olmamızdı. Dünya Türklüğü ile tanışıp sohbet
etme imkanı bulduk.
Delege heyeti ile Tuna
nehri turundan sonra Macar Parlamentosunda Parlamento başkan yardımcısı bizi
ağırladı.
Avrupa’nın en güzel
şehirlerinden biri olan Budapeşte’de geçen iki günden sonra Kurultay alanına
yakın bir şehir olan Kesckemet şehrinde otelimize yerleşerek Cuma günü Buğaç
Kasabasına geçtik. Buğaç halkının yemek davetine katılarak ikram ettikleri
enfes yemek ve yaptıkları müzik eşliğinde eğlendik.
Cumaertesi sabahtan
Kurultay alanına geçtik. Saat 13.00 gibi resmi açılış yapıldı. Alan, At gösterilerinin ve müzik, dans gösterilerinin
yapıldığı iki ana bölümden oluşuyordu.
Bunun yanında hediyelik eşyalar, yemek alanı, ziyaretçi çadırlarının kurulduğu
alanda mevcuttu.
Kurultay’da düzen,
intizam harikaydı. Yiyecek, içecek, tuvalet imkanı çok iyiydi. Koskoca kurultay alanında sigara
içilmemesi ayrı bir güzellikti.
27 ayrı Türk boyundan
kardeşlerimizle bir arada olmak bizim için ayrı bir anlam taşıyordu. Ömrümüzün
belki de hiçbir döneminde karşılaşamayacağımız kardeşlerimizle bir arada olmak her
şeye değerdi.
Yıllardır Turan rüyası
gören Türkiye Türklüğünün gerçekleştiremediği bu kurultayı bir avuç Macar Turancılarının yapmış olmasına gıpta
etmemek elde değil. Keşke Türkiye’de de bu kurultay olsa dedik. TİKA önemli
ölçüde katkı sağlamış, Yunus Emere Vakfı stant açmıştı. Bu kısa yazıda
bahsedemeyeceğimiz kadar çok aktiviteleri gördük.
Turan gerçeğini
kurultay çerçevesinde bile olsa yaşamış olmak çok önemliydi. Turan’ın hayal
olmadığını anlamamıza sebep oldu.
Tuva, Karaçay, Kırgız,
Tatar kardeşlerimizle aynı masada oturmak, onlarla sohbet etmek bambaşka
duygular yaşamamıza sebep oldu.
Güney Azerbaycan’dan
gelen kardeşimizin elinde bayrağıyla bozkurt yapması, İngiltere’den katılan
Kırım Türk’ü ailenin heyecanı görülmeye değerdi.
Türkiye’den kendi
imkanları ile katılanlar, Avrupa’dan gurbetçiler sadece Türk Milliyetçiliği
şuuru ile oradaydılar. Bir gün Turan’ın gerçekleşeceğini bildikleri için
oradaydılar.
Macar Turan Vakfı başkanı
Andras Biro’ya böyle muhteşem bir kurultay düzenlediği için bir kez daha
teşekkür etmek istiyorum.
İnşallah ülkemizde de
bir gün Turan’ı hayal edenlerin bir araya geleceği büyük toylar düzenlenir diye
umut ediyoruz.