Yeni umutlar, yeni beklentiler, yeni
temenniler ve serzenişler içerisinde yeni bir eğitim-öğretim sezonu daha açtık.
Her yıl yapboz tahtasına dönen sistem karmaşası yüzünden, bırakın başarıyı, her
şey tepetaklak oldu adeta. Sınavlarda SIFIR çeken öğrenciler, derece yapıp
yüksek puan aldığı halde bir yere yerleşemeyeler, öğretmeni ile alay ederek,
kucaklayıp çöp kovasına bırakacak kadar saygısız olanlar, okul avlusunda,
ayrıldığı kız arkadaşını ve onun arkadaşını vuranlar vs. vs.
Laçkalaşmışlığın, disiplinsizliğin, sonrası hesap edilemeden getirilen kural,
kavram ve sistemlerin, eğitime eğilirken öğretimin, öğretime eğilirken eğitimin
hep ihmal edilişi. Keşmekeş sistemlerle, deyim yerindeyse bir neslin geleceği
çöpe atıldı. Geleceğimizi emanet edeceğimiz, varımız yoğumuz çocuklarımız bir
nevi kobay gibi denendi sistemlerle.
Bu yıl, milli eğitim yeni bakanımız ile, ülkemiz adına ve İl Milli
Eğitim yeni müdürümüz ile de, şehrimiz adına umutlarımız bir hayli fazla.
Milli eğitim bakanı Ziya Selçuk ilk geldiği günden itibaren sürekli
nerelerde yanlış yapıldığını ve en çok kan kaybeden yaraları tedavi etmek için
sürekli analizler yapıyor. Gelir gelmez "o sistem iyi değil ben bunu
getiriyorum, bundan sonra da biraz da böyle devam edelim" tarzında hiç
olmaması en olumlu başlangıçtı mesela. Geçen hafta "TÜRK EĞİTİM SISTEMİNİ
BULMA KONFERANSI" düzenlemesi ve bu konferansa yanlızca eğitimciler değil,
işadamları ve sivil toplum kuruluşları, önemli ekonomistlerin katılması,
herkesin fikrine yer verildiği, ortak düşüncelerle eğitimin nitelikli hâle
getirilmek istendiğinin bir göstergesi olarak işareti veriyor.
Atatürk'ün yeniden müfredata girmesi ve milli bayramlarda okullarda kutlamalar
yapılması kararı da bir nebze olsun yüreklere su serpti. Görüldü ki müfredattan
çıkarılmasının hiçbir artısı olmadığı gibi, bilakis geçmişinden bihaber yetişen
nesil, daha da vahim bir mahiyet almaya başladı.
Kırıkkale'mizde de eğitim-öğretim adına olumlu ve umut vaadeden gelişmeler
yaşanıyor. Geçen yılın sonlarında göreve atanan Sayın Yusuf Tüfekçi, babacan ve
sıcak tavırlarıyla evvela öğrencilerin yüreklerini fethetti. Sulakyurt'ta
ziyarete gittiği bir okulun öğrencileri, okulu süsleyip, kendilerince bando
takımı yaparak karşılama töreni yapmışlardı. Bu bir sevginin, sıcaklığın,
kucaklaşmanın gösterisiydi aslında. Sayın Tüfekçi'in 23Nisan gösterisinde
çocuklarla ip germe oyunu oynaması ve uçurtma şenliklerine katılması
"şimdiye kadar araya konmuş buzdağlarıın erimesine yetmişti bile.
Bu yıl da Milli Eğitim Müdürümüzün, ilimizin sevip saygı duyduğu simasi valimiz
İlker Haktankaçmaz beyle geçen hafta düzenlediği "Eğitm Çalıştayı"
ile eğitim adına çok mühim adımlar atıldı. Bir çok kesimden katılımlar ile
alınan fikirler doğrultusunda eğitimin düştüğü girdaptan çıkarılması için ortak
çareler ortaya kondu. Ümit ediyoruz ki, İnşallah bu atılan adımlarla eğitimin
kanayan yarası bir an önce tedaviye sonuç verir de önce NİTELİĞİ bulunup, sonra
da KALİTESİ artırabilir.
Çocuklarımız;
Gelecek çağı aydınlatacak ateş.
Ve o ateşi meşaleye çevirmek gerek.
Ya kül olup çöpe gider,
Ya ışık olur aydınlatır ufku.
Aleyhe giden güruhû,
Lehe çevirme vaktidir bu ruhu.
Yeni eğitim-öğretim yılının çocuklarımıza, öğretmenlerimize ve velilerimize
başarılar getirmesi temennilerimle...
Esenlikler diliyorum....