Nerde bir türkü söyleyen görürsen korkma, yanına otur.
Çünkü kötü insanların türküleri yoktur!…
Neşet Ertaş
İnsanlar taa eski çağlardan Karacaoğlan'dan, Âşık Veysel'den günümüze kadar
türkülerle dile getirmiş duygularını. Kimi zaman dertlenince, kimi zaman
neşelenince, kimi zaman sevdalanınca. Her türlü duygu hâline büründüğünde,
derttaşı olmuş sazı. Mızrabının tellerinde bulmuş teselliyi. Sevdiğine
açamadığı hislerini, söylemek isteyip de, dili düğüm düğüm olup bir türlü
söyleyemediklerini, sazıyla sözüyle anlatmış insanlar.
Kimseyle paylaşamadığı acılarını, sırlarını sazına anlatmış. Türküleriyle dile
getirmiş derdini.
Kimilerinin neşeli anında onu coşturan bir ırmak olmuş. Sevinçten vurduğu sazin
teli, onu daha da coşturmuş, neşesine neşe katmış.
Merhum büyük ozanımız Neşet Ertaş'ın da söylediği buydu işte. Türkü söyleyen
insanlar duygu yüklüdür, onlardan korkma, otur yanına ve sadece dinle. Çünkü
onların hislerinde, sözlerinde, türkülerinde kendini bulacaksın.
Peki nereden mi biliyor büyük üstad?
Çünkü büyük ustanın, kendisinin de söylediği gibi "insan çekmediği çilenin
türküsünü yazmazmış".
Öyle insanlar vardır ki, ben onunla aynı yıllarda yaşadım, onun zamanında
bulundum, kendisini canlı canlı gördüm dedirtir insana. Çünkü onun yaşayışı,
örnek davranışı, her bir sözü ders niteliğindedir ve bir şanstır işte.
Hayattayken, ilk defa YAŞAYAN EFSANE ödülüne lâyık görünen Bozkırın Tezenesi
büyük ozan NEŞET ERTAŞ.
Öyle bir insan ki, hiçbir zaman ne geldiği yeri hakir gördü, ne de bulunduğu
yerde insanlara tepeden baktı. Yaşayışı, duruşu ve tevazuluğu ile örnek bir
insan oldu hep. Toplumun, sevenlerinin karşısına çıktığında "sizler benim
hayat kaynağımsınız, ben sizin ayağınızın turabi olayım" diyecek kadar
mütavaziliği örnek niteliğindeydi. Üstelik bu konuşmalarının tamamen samimi ve
içten geldiği apaçık yüzünden okunabiliyordu. Sanatıyla kişiliği öylesine
bezenmiş ve kendisini topluma öylesine kabul ettirmiş ki Devlet
Konservatuarlarında adına bölümler dahi açılmıştı. Bu bir emeğin, bir efsanenin
meyvesiydi bir yerde.
Yıllarca söylediği sözler hep ders niteliğindeydi büyük ustanın. Sazıyla
buluşturduğu her bir türküsünde dinleyen herkesin kendinden bir şeyler bulduğu
türkülerdi.
"Hep sen mi ağladın, hep sen mi yandın, ben de gülemedim yalan
dünyada" sözüyle "bu dünyada sadece kendini dertli sananlara teselli
oluyordu bir bakıma, derdi dağlar gibi olanlara.
Sevdaya düşmüş her insan onun sözleriyle avunuyor, türkülerinde kendini
buluyordu sanki. "Beni eller gibi görme, sen benimsin ben de senin"
sözleri her bir sevdalının söylemek istediği dizelerdi.
Analar insandır biz insanoğlu diyerek annelerin kutsallığını vurgulamış,
"aydost deyince yeri göğü inleten, Muharrem ustaydı bunu dinleten"
dizeleriyle babasının sevgisini taçlandırmıştı adeta.
"Hep yolcuyuz böyle gelmiş gideriz, ana haktır sen bu sırra erdin mi"
diyerek insanlara hakikat yolunu, kalp kırmanın yanlışlığını, sonunda ölüm
olduğunu işaret ediyordu.
Yaşayışıyla, duruşuyla sözleriyle, türküleriyle gelecek nesile anlatılacak
örnek bir insandı. Binlerce kez türküleri başka kişiler tarafından okunup
söylense de "o türkü benden çıkmış, onun olmuş" diyerek parada pulda
gözünün olmadığını açıkca beyan ediyordu büyük usta. Çünkü onun en büyük
kazancı, en büyük varlığı SEVGİYDİ. O bir halk adamıydı, gönüllere yer etmişti.
"Bir gün toprak olacağım ama insanlar türkülerimi söylemeye devam edecek
ve ben onların yüreklerinde yaşayıp, hislerinin içinde olacağım" diyordu.
Vefatının üzerinden 6 yıl geçti ama söylediği gibi, sevgisi hâlâ yüreklerde,
türküleri hâlâ dillerde. Yıllarca da bu şekilde sürüp devam edecektir elbet. O
bedeninin ölümlü olduğunu biliyordu muhakkak, lâkin türküleriyle hep
yaşayacağından emindi.
"Ölürsem ardımdan öldü demeyin, yoruldu gitti diyin sadece" demişti
garip ozanımız.
Sanatın, sanatçının giderek azaldığı, manevi değerlerin yavaş yavaş
ehemmiyetini kaybettiği bu zamanda Neşet Ertaş gibi değerleri daha bi arıyor,
yokluğu içimizi daha bir burkuyor.
Her ne kadar türküleriyle avunsak da;
"GÖNLÜMÜZ HEP SENİ ARIYOR, NEREDESİN SEN, BOZKIRIN TEZENESİ"...
Vefatının 6. yılında büyük ozanımız, yaşarken efsane olan, BOZKIRIN tezenesi
NEŞET ERTAŞ'ı saygı ve rahmetle yâd ediyorum.
Saygı ve hürmetlerimle....