Sekelistan Karpat Dağları’nın
doğusunda (Romanya) Transilvanya’nın batısında yer alıyor. Yüzölçümü yaklaşık
13 bin 500 kilometrekare, nüfusu ise 700 bin civarında Romanya’nın işgali
altında bir Turan yurdudur.
Sekeller kimdir?
Sekeller, kendi kültürlerine
göre, 895 yılında Macarların gelişine kadar Karpat Bölgesi’nde hayatta kalan,
Attila’nın Hun torunlarıdır. Macar Ortaçağ tarihçileri de bu konuda aynı şeyi
söylüyorlar. Macar tarihçiler, yüzyıllar boyunca, Sekellerin Hunların torunları
olduğunu resmen tanıdılar. Ancak bugün Sekellerin kökenleriyle ilgili birçok
görüş bulunmakta.
Bilim insanları, Sekellerin
kökenleriyle ilgili iki görüş üzerinde duruyorlar. Bu görüşlerden ilki
Sekellerin Macarlar olduğunu söylerken, -daha doğru olan- diğer görüş ise
Sekellerin Türk olduğunu söyleyen birçok bilgiye işaret ediyor. Ayrıca bilim
insanları, Sekellerin Macar Kabileleri Konfederasyonu’na katıldıkları tarih
konusunda da ikiye ayrılmış durumdalar. Bazıları Sekellerin 895’te Macarlar
gelene kadar Karpatlarda olduğunu kabul ederken, bazıları da bu tarihten önce
Sekellerin Macarlara katıldığını söylüyorlar.
Birçok tarihçi, tıpkı ibn
Fadlan, al-Jayhani ve ibn Rusta gibi, Sekeller isminin 10. yüzyıldan itibaren
günümüz Çuvaşistan ve Tataristan topraklarında yaşayan, esrarengiz Eskil
(Esegel) halkıyla alakalı olması gerektiğini düşünüyor.
Sekeller hakkında şu acı gerçekleri bilmek gerekiyor:
Sekeller günümüze kadar kendi
alfabelerini korudular. Sekel alfabesinin Orhun alfabesine benzerlik
göstermesi, onların ortak kökenli olduğunu göstermektedir.
Ayrıca Sekellerin sosyal
organizasyonları Türklerin sosyal organizasyonları gibidir: Sekeller, her biri
dörder küçük birim olmak üzere altı kabilede örgütlenmişlerdir, toplamda 24
kişi bulunur. Bu sistem ile Oğuzların sistemiyle benzerliğini anlamak kolaydır.
Bu kabilelerin başındakiler, bu kabilelerin isimlerinin bazıları açıkça Türk
kökenlidir.
Sekellerin halk müzikleri
pentatonik olması Türk halk müziğiyle ilişkilendirilebilir. Sekellerin mitleri
ve masalları, Sekellerin atalarının diğer Türk halklarının şamanik sistemlerine
benzeyen bir şamanik sistemleri olduğunu göstermektedir.
Sekellerin, gökyüzü mavisi zemin
üzerinde, bir tarafında Güneş, bir tarafındaysa Ay’ı temsil eden bir armaları
vardır. Bu da Hıristiyanlık öncesi Türk şamanik adetlerinden biridir.
Sekeller günümüzde Macarca konuşmaktadırlar
ama bu durum onların başlangıçta Türkçe bilmediklerini anlamına gelmez. 13.
yüzyılda Macaristan’a yerleşen Kumanlar da günümüzde Macarca konuşmaktadırlar.
Ayrıca Macarların Sekellerin
tarihlerinden bahsederken Sekellerin Macarlardan farklı bir halk olduğunu
söylemeleri oldukça önemlidir. Peçenekler ile (başka bir Türk) birlikte, Macar
krallarının ordusunda benzer askeri görevlerde bulundukları için onlardan
birçok kez bahsediyorlar. Bu nedenle Macarların, daha yüzyıllar öncesinden,
Sekellerin Macar olmadığını biliyor olduklarını fark edebiliyoruz. Bir diğer
yandan Sekellerin 19. yüzyıla kadar resmi olarak Macarlardan ayrı bir ulus
olarak tanındığını belirtmek oldukça önemli.
Özellikle 1526 yılından sonra,
Macaristan’ın çöküp Transilvanya Prensliği’nin kurulmasının ardından, bölgede
idari yetkisi olan herkes, Sekellerin özelliklerini sona erdirmeye ve kendi
kaderlerini tayin haklarını azaltmaya çalıştı. Önce Macarlar, daha sonra
Avusturya Habsburg’ları, daha sonra yine Macarlar ve en sonunda Romalılar.
Sekeller her zaman direndi. Sekellerin tarihi boyunca birçok isyan ve birçok
misilleme yapıldı.
Önemli noktalardan biri de
Avusturya-Macaristan’ın 1867’deki uzlaşmasından sonra, Macar Parlamentosu 1868
ve 1876’da çıkardığı yasalarla Sekellerin milletinin ve kurumlarının resmi
varlığını sona erdirilmiş, Sekellerin kendi içindeki özerk kararlar alan
mekanizmasını bitirilmiştir. O tarihten itibaren Sekeller adeta tarih
sahnesinde kayboldular ve Macar kimliğinin arkasında yer aldılar.
1877’de Türk-Rus Savaşı esnasında
Sekeller, Türk ordusuna yardımcı olmak amacıyla Sekel Lejyonu adıyla bir birlik
kurdu.
Avusturya-Macaristan
İmparatorluğu’nun çökmesi ve Macaristan’dan gerekli yardım alınamaması üzerine
Sekeller, Sekel Cumhuriyeti’ni kurmayı denediler. Fakat Fransızlardan yardım
alan işgalci Romanyalılar tarafından engellendiler. Sonuç olarak Sekelistan,
Transilvanya ile beraber, Fransa ve İngiltere tarafından, onlara destek olan
Romanya’ya bir ödül olarak verildi, Batılı güçler yerel halkın fikrini asla
sormadı. Batı demokrasisi Sekeller için böyle işledi! Sekelistan hâlâ
Romanya’nın baskısı altında. Halkı, insan hakları ihlallerine, ayrımcılığa,
işkencelere maruz kalmakta ve kendi toprak ve milli kaynaklarından mahrum
edilmekte. Kendi, alfabelerini kullanmaları da engellenmektedir.
Birinci Dünya Savaşı’nın
ardından Macaristan çöktüğünde, Sekellerin bazı yöneticileri bir Sekeller Cumhuriyeti
kurmaya çalıştı. Transilvanya’da yer
alan Macarlar bunu engellemeye çalıştılar. Bu hareketin sonunda Sekeller
başarısızlığa uğradılar ve 1918 yılında Romanyalılar, Sekelistan’ı işgal
ettiler. 1920 yılındaysa Batılı Güçler, Macaristan’ın Triyanon Antlaşması’nı
imzalamaya zorladı ve bu anlaşmayla Macaristan, topraklarının üçte ikisini
kaybetti. Bu nedenle Sekelistan toprakları, o günden beri Romanya işgali ve
baskısı altında yer almaktadır.
Bugünkü durum
Romanya’da komünist rejimin
düşmesinin ardından Sekeller ulusal uyanışa geçtiler. Sadece Romanyalılar
değil, yöneticileri Sekeller’in kontrol altında olmasını isteyen Macarlar da bu
hareketi yavaş ve aksatmakta önemli bir etkiye sahipler.
1990 yılında kendilerine Genç
Sekeller Forumu (GSF) adını veren küçük bir topluluk, ilk kez Sekellerin
bayrağını kullanmaya başladı. Sekellerin kısa tarihini ve Sekellerin ulusal
ideolojilerinin ana hatlarını anlatan bir kitapçık yayınladılar. Ayrıca Genç
Sekeller, eski Sekel yazılarını Kök Türk yazılarıyla canlandırdılar ve
kentlerinin girişlerine bu yazıları yerleştirdiler.
2003 yılında Milli Sekel Konseyi
(MSK) adında başka bir organizasyon daha kuruldu. Bu organizasyon, aynı
zamanda, Sekel bayrağı, Sekel arması ve Sekel yazısı gibi Sekel sembollerinin
kullanımına teşvik ediyor. Bu organizasyonun amacı, barışçıl bir yolla
Sekellerin yeniden kendi kaderlerini tayin edebilme yani özerklik haklarını
kazanmaları. Halen yer yıl, Sekelistan’da ve Sekellerin yaşadığı her coğrafyada
Romanyalı zulmüne karşı gösteriler düzenlenmekte.
2011 yılında Romanya`da baskı altındaki Sekeller`in
durumuna dikkat çekmek için yollara düşen öğretmen Levente Gergelyfi Borbely Moğolistan’a
kadar sürecek olan yürüyüşünde Kırıkkale’ye de uğramıştı.
Türkiye’de
Sekellerin haklı davası için mücadele veren ve Sekelistan Fahri vatandaşları
olan İstanbul’dan Sayın Ahmet Açıkgöz ve Tekirdağ’dan Sayın Fatih Erge’ye de
ayrıca bu haysiyetli davalarında başarılar diliyorum.
Bugün Sekelistan’da bölgesel
özerklik almayı hedefleyen güçlü bir hareket var. Sekeller artık kendi
geleceğini tayin etme hakkının kullanılmasının dünyanın başka yerlerinde belli
bir dereceye kadar kabul edilebilir olduğunu her geçen gün daha fazla
farkında. Atilla’nın torunları Türkiye’deki kardeşlerinden dua ve yardım
bekliyor!