Henüz üzerinden bir
yıl geçmeyen, Ocak 2018 de ‘’Çalışan
Gazeteciler Günü’’ için, ‘’Kırıkkale Medya ve Gazetecilik Cemiyeti’’ bir
etkinlik düzenlemişti.
Bu etkinlikte de Kırıkkale basın
sektöründe hizmet veren emekçiler yâd edilmişti. Gelenek haline getirilecek olan bu etkinliğin amacı ise, toplum olarak en büyük eksiğimizden
biri olan kadir – kıymet bilmezliğin, daha doğrusu ‘’vefasızlığın’’ önlenmesinin
sağlanması içindi.
Programda üç ay arayla vefat eden
arkadaşlarımızın dışında birde yaşayan emektarımızın onöre edilmesi
düşünülmüştü. Bende günün anısına
izafeten bir yazı hazırlamıştım.
İşte o programdaki yaşayan arkadaşımızı
da, önceki gün kaybetmiş bulunuyoruz! 45 sene bu sektöre emek veren Erhan GÖĞEM ile tanışmam ise 55 sene öncesine dayanıyor.
Kırıkkale’ ye geldiğimizde ilk
tanışmış olduğum bir elin parmakları sayısı içerisinde olan, o zamanki oturduğumuz evin sokağındaki Uşaklıların oğlu idi.
O günler mahalledeki sokak
arkadaşlarımız; Ev sahibimizin
oğulları Mehmet Ali ve Musa KACAR,
karşı komşu Halil IŞITAN, Ömer KUNDUZ ve Erhan GÖĞEM idi. Sonrasında
mahalle arkadaşlarının dışında, okul
ve çevre dostları edinmek suretiyle bugünlere geldik.
Yazımızın konusu Erhan olduğu için, diğer
arkadaşlarımın affına sığınarak, ondan
biraz bahsetmek istiyorum.
Yarım asrı geçen bir komşuluk – arkadaşlık ve dostluğumuz olan Erhan GÖĞEM ile 1963 de Kırıkkale ye
gelişimizde, aynı sokak
komşuluğundan başlayan, devamında
fabrika arkadaşlığı ve piyasada devam eden dostluğumuzun sahibi olan kişiydi.
Fabrika hayatı sırasında futbola olan
ilgisinden dolayı, o yılların
mahrumiyetine rağmen, spor
muhabirliğiyle sektöre amatörce intisap edip, aradan geçen yıllarda pişerek ve kendisini tamamen bu işe vererek, kar – kış, yağmur – çamur, gece – gündüz demeden,
fotoğraf makinasıyla haber peşinde ömrünü tüketmiş, sektörün Kırıkkale’
deki en eski emekçisiydi.
Bu yoğun çalışma temposunun sonucu
sağlığını kaybetme noktasına da gelen GÖĞEM,
bir taraftan tedavisine devam ederken,
diğer taraftan da meslek aşkının gereği,
bir elinde kamerası öbür elinde de fotoğraf makinası ile yakaladığı
enteresan sahneleri kaydederdi.
Bildiğimiz şekliyle bir yılı biraz
geçen süre önce tutulduğu o amansız hastalık ortaya çıkıyor. Yapılması gereken tüm tıbbi müdahaleler sonucunda ise takdiri
ilahi tecelli ediyor!
Erhan’ ın 45 yıllık meslek mücadelesinin, yaptığı çalışmanın şimdiki genç
meslektaşlarına bir örnek bir rehber olması gerekir. Meslek aşkının ne demek olduğunun en bariz bir uygulayıcısı
olarak görmeleri gerekir.
Basın camiasında son bir buçuk senede
adeta bir yaprak dökümü yaşandı!
Ağustos – 2017 Hasan ULUSOY, Kasım – 2017 Murat SEKMAN, Ağustos
- 2018 İbrahim AKPINAR ve Veli YILMAZ, Ekim
– 2018 Hasan CURA, Aralık – 2018
Erhan GÖĞEM!
Çeşitli konulara yönelik olarak, taklacı güvercinlerden tutunda klasik
otomobil sevenler derneğine kadar,
sayısını bilemeyeceğimiz STK (Sivil Toplum Kuruluşu) var. Bunlar içerisinde basın camiasına
yönelik üç tane de dernek bulunuyor.
Cenaze için camiye gelen cemaate
bakıyorsun, avlunun tamamını
doldurmuş namazına iştirak etmiş bir toplum var. İnsan gerçekten gurur duyuyor bu şekildeki bir uğurlanıştan. Ama avlunun dışında cenaze kortejine
iştirake ve kabristanlıktaki sayıya bakıyorsun. Tam bir fiyasko!
50 – 60 kişiyle mezar başında defin
gerçekleştiriliyor!
Anlamak mümkün değil! Sanki cenaze namazından sonra kaçıp
gidenler, bir gün oranın misafiri
olmayacaklar! Bu şehirde
yetiştirdiği onlarca eleman,
yıllarca hizmetini verdiği kuruluşlar, velhasıl
yüzlerce kişinin bulunması gereken yerde,
he pi – topu 50 – 60 kişi! Bence çok
garip, bilmem sizce değil mi?
*
GÜLE GÜLE GİT
YİĞİT İNSAN!
Salim AKÇA (K. Kale Em. İl Emn.
Md.) * (24. 12. 2018 - Pazartesi / 11. 30)
Basınımızın ulu çınarlarından birini
daha ebediyete uğurlamanın hüznünü yaşıyorum! Göreve başladığım 2006 yılının mayıs ayı gözümün önüne
film şeridi gibi geldi. Göreve başladığım o günlerde, hayırlı olsun
ziyaretlerine gelen hemşehrilerimiz içerisinde basın mensuplarımızdan, yıllarca
unutamıyacağım kişilikli, kimlikli ve ülke çıkarlarını her şeyin üstünde tutan Erhan GÖĞEM idi.
Sohbet sırasında Kırıkkale’ mizin
öncelikli sorunları neler diye sorduğumda;
Erhan GÖĞEM ‘’Melek Girmez’’ sokak diye söze başladı, uyuşturucu, dolmuşçular
kavgası, fırıncılar çekişmesi, vs. diye sıraladı.
Sonra ilgili birimlerdeki
arkadaşlarımla da değerlendirme yaparak çalışmalarımızın programlarını yaptık. Kısaca
Kırıkkale’ miz o günlerde bayağı bir huzur ortamına kavuşmuştu. Bunda Erhan GÖĞEM’ in büyük katkıları
olmuştu.
Kendisini minnet ve şükranla anarken,
güle güle git yiğit insan. Mekânın cennet, ruhun şad olsun. Basınımızın başı
sağ olsun.
27 Aralık 2018 –
Perşembe / 14. 00 – KIRLANGIÇOĞLU OKTAY