TBMM arşivinde bulunan bu diyalog, büyük önder Mustafa Kemal Atatürk'ün annesi Zübeyde hanımla, babası Ali Rıza bey arasında geçmiştir.
Görüldüğü gibi Zübeyde Hanım, oğlu Mustafa'nın ısrarla Mahalle Mektebi'ne gidip, orada Kur'an-ı Kerim öğrenmesini ve islâm çizgisinde yetişmesini istiyor. Çok beğenip takdir ettiği, kendisinin ve eşinin babası gibi bir hafız, âlim olması için ısrarcı oluyor.
Zübeyde Hanım'ın tarihî arşivlerdeki fotoğraflarına da bakacak olursanız eğer, başı kapalı ve gayet müstesna resimlerdir. Yani uygunsuz, müstehcen hiç bir resmine asla rastlayamazsınız. Şüpheye düşürecek, endişe duyulacak hiç bir görüntüye rastlayamazsınız..
Dört çocuğunu çeşitli hastalıklardan kaybetmiş, üstelik Ömer isminde bir çocuğunun da, köpekler tarafından parçalanmış halde cesedini görmüş, acılı bir annedir Zübeyde Hanım.
Eşi Ali Rıza Bey, vefat ettiğinde, kızı Makbule ve oğlu Mustafa'yla kalakalmış, onları da alıp kardeşinin yanına sığınmış. Daha sonra da kardeşine yük olmamak için mecburen evlenmiştir.
Zübeyde Hanım, sofu bir ailenin kızı, namuslu, iffetli, tam bir Osmanlı kadınıdır. İlkokul mezunu olmasına rağmen, oldukça bilgili ve manevîyatından dolayı da molla Zübeyde şeklinde de hitap edilmiştir.
* * *
15 ocak Zübeyde Hanım'ın ölüm yıldönümü hasebiyle şöyle bi arşivleri araştırıp inceledim. Öylesine iğrenç ve hakaret derecesine varan ithamlara, iftiralara rastladım ki...
Bu tarihî bir utançdır.
Bize, ülkemize çığır açan, yeni bir devlet kuran, Cumhuriyet gibi bir özgürlüğü miras bırakan bir liderin, bir dehânın değerli vâlidesine, böylesi iğrenç ve çirkin hitaplarla yakıştırmalar yapmak, kendi değerlerimizi ayaklar altına almaktır. Kaç kişi onun hayatıyla ilgilenmiş ve araştırmıştır. Ne kadar bilgi sahibidir. Kulaktan dolma sözlerle, üç beş densizin uydurmalarıyla... Hele bir de muhatabı da yoksa karşısında eğer, ağız dolusu iftiralar!!!
Halbuki, Allah nezdinde iftira, günahların en büyüklerindendir.
Keşke şimdiki zamanda da kadınlar, kızlar Zübeyde Hanım kadar iffetli, bilgili, âlim olabilse. Onu haksızca eleştirip, iftira atanlar da onun kadar namuslu olabilse!!!
Tarihe, şerefli ve örnek alınabilecek kadın olarak geçen Zübeyde Hanım'a, kötü yakıştırmalar yapmak şöyle dursun, tüm toplum minnet borçludur esasında.
Yapılan tüm bu kötü yakıştırmaları, iftiraları, büyük bir esefle ve üzüntüyle karşılayarak kınıyorum.
15 OCAK 1923 YILINDA VEFAT EDEN, BÜYÜK ÖNDER MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'ÜN DEĞERLİ VÂLİDESİ, ASİL VE ÖRNEK İNSAN ZÜBEYDE ANNEMİZİ, RAHMET, HÜRMET VE SAYGIYLA YÂD EDİYORUM.
"Tarih yazmak, yapmak kadar mühimdir. Yazan, yapana sadık kalmazsa; değişmeyen hakikat bir gün karşısına çıkacaktır".