Nerde o
eski zamanlar diye başladığımız cümleye ne çok örnekler verirdik. Nerde o eski
ramazanlar? Nerde o eski bayramlar, nerde o eski diziler, nerde o eski akşamlar
gibi. Bu örnekleri daha da çoğaltabiliriz.
Ancak ben
şimdi buna nerde o eski seçimleri eklemek istiyorum. Ankara’da seçim
çalışmaları çok hareketli geçmiyor. Bunu birçok şekilde açıklar, birçok nedenle
ortaya serebiliriz. Ben bir kaçına değineceğim.
Ankara’da
iktidar partisinin adayı partisinin ve Genel Başkanının popülaritesine
güveniyor. Partisinin ve liderinin var olan rüzgarı ile seçimi rahatlıkla
alabileceği inancında. Bu sebeple açtığı sembolik seçim bürosunda günlük olarak
boy gösteriyor. Ne eskisi gibi mahalle toplantıları yapıyor, ne geniş katılımlı
mitingler düzenliyor. Seçim bürosunda sürekli boy gösteren vatandaşlar içinde
görünmeyi yeterli sayıyor. Hep aynı yüzler. Teşkilat içinde aynısı geçerli.
Teşkilatta partisinin ve liderinin rüzgarının arkasında saklanmış sadece
sembolik birkaç çalışmada boy gösteriyor. daha ötesi önceki seçimlerde
mahallelerde açılan seçim bürolarından eser yok. Çünkü arkalarına saklandıkları
iktidar ve genel başkan rüzgarı bu gerekliliği onların kafasında ortadan
kaldırıyor. Sadece sosyal medya üzerinde bir gayret içerisinde olan partili
grup var. Onlarda ellerinden geleni yapıyor. Ancak onlarında arkasında ne bir
aday desteği, nede bir teşkilat planı var. Dağınık. Kimleri sadece paylaşım
yapıyor. Kimileri de yazılanlara cevap verme telaşında. Ankara’da iktidar
kanadında durum böyle.
Birde
çatı adayın durumuna bakalım. Oda ismine ve geçmişine güveniyor. Benim ismim
var, daha önceki seçimde aldığım oy oranı belli diyor. Diyor ama önceki seçimi
kaybettiğini unutuyor. Sonra bakıyor arkasına üçten fazla parti var. Tamam
diyor birden fazla parti desteğini de aldım, bu seçim tamam diyor. Saha
çalışmasına, mahalle mitingine, ayağı yere basan proje açıklamasına gerek
duymuyor. Oda aynı iktidar partisi adayı gibi iktidara karşı estiğine inandığı
ters rüzgara güveniyor. Tabi birde önceki seçimde aldığı oy oranına. Yine oda
açmış merkezde bir seçim bürosu akşamları orda boy gösteriyor. Oysa
düşündüğünüz zaman 16 yıllık bir iktidar karşısında göreve talip olan aday ve
yakınları tarafından daha vurucu daha ciddi daha profesyonel ve ayağı yere
basan çalışmalar bekliyorsunuz. Daha sağlam ekip çalışması bekliyorsunuz. Şimdi
yine iyi kötü biraz çalışıyormuş gibi görünüyor çatı adayı. Destekleyen
partilerin genel başkanları bir rüzgar bir ivme yakalasa bu kadar da
çalışmayacak. Oda kendisini rüzgara bırakacak. Genel Başkanlar bu ivmeyi
yakalayabilse zaten kimi aday koysalar kazanır. Yine birkaç sembolik ziyaret o
kadar. Tabi burada ittifaka destek veren teşkilatların çabasını görmezden
gelemeyiz. Teşkilat elinden geleni yapıyor. Ankara’da millet ittifakı kanadında
durum bu. Evet nerde o eski seçimler noktasına tekrar geliyoruz. Eskiden
adaylar toplantılar düzenler, mitingler yapar, projeler açıklar hatta
projelerin kaynaklarını nerden nasıl bulacağına kadar anlatır, seçmenin ayağına
gider gündüz ziyaretler akşam mahalle mitingleri yapardı. Şimdi bakıyorsunuz,
seçim bürolarında gerçekleştirilen destek ziyaretleri, seçim bürosunda boy
gösterme çabaları.
Vatandaşa
giden yok. Artık vatandaş taleplerini ve beklentilerini iletmek için seçim
bürolarına gidiyor. Her iki taraf içinde geçerli. Önceden partililer seçim
çalışmalarında kapı kapı dolaşır toplantılar düzenlerdi. Şimdi partililer
sadece seçim bürosunda oturmak dışında hiçbir şey yapmıyor. Bu Ankara seçmeni
de bir garip olmuş artık.
Neyse
ben adaylara sesleneyim. Ankara’nın hizmete ihtiyacı var. Ankara’nın gelişmeye
ihtiyacı var. Ankara’da vaat veren zaten çok. Ankara’nın değişime ihtiyacı var.
Adaylar, ayağı yere basan projeler açıklayın. Mesela projelerinizin
kaynaklarını nereden bulacağınızı açıklayın. Vatandaşın sizi seçmesi halinde
hayatında nelerin değişeceğini açıklayın. Bırakın sağda solda poz verme boy
gösterme çabalarını. Seçim bürolarınıza gelen vatandaşlar zaten sizin
partiliniz. Partiliniz olup da seçim bürolarınıza gelmeyen küskün partilileriniz
ile ilgilenin. Neden gelmediklerini araştırın. Onları çalışmalarınıza dahil
etmeye çalışın. Dün yanınızda yürüyen insanlar bugün neden yok onu araştırın.
Vatandaşa gidin, taleplerini dinleyin. Ankara’da neyi değiştireceksiniz: Mega
projeniz ne olacak. Vatandaşa bir katma değeriniz olacak mı? Bunları anlatın.
Bırakın genel başkanlardan rüzgar estirmesini beklemeyi. Bırakın kaybettiğiniz
seçimlerde aldığınız oy sayısını. Vatandaşın gönlüne girmeye bakın gönlüne.
Ankara sizden çok şey bekliyor. Ben Ankara’yı anlattım siz yaşadığınız şehri
düşünün, ben Ankara adaylarını anlattım siz şehriniz adaylarını anlayın.
Ankara, Kırıkkale, İstanbul ne fark eder ki? Siyasetçiler genel merkezlerinin
oy oranlarına hapsolmuş, artırmak bir yana korumak için dahi kılını
kıpırdatmayan kişiler değil mi?
Bir
sonraki yazımda da Ankara’nın diğer adayı ve ilçelerdeki adaylarını
değerlendireceğim.