Kültür merkezi panoda görünce
önce şaşırdım sonra orjinalini internet ortamında izlemiş birisi olarak gitmeye
karar verdim, salon yeterince kalabalıktı bunada ayrıca memnun olduğumu
söyleyim. Orta çağ Paris sokakları ve gündelik
ve dini yaşamın anlatıldığı bir müzikalOzanların,hırsızların,Çingenelerin,işsizlerin,aylakların,asillerin
yaşadığı orta çağ Paris’i.Oyunun detayına ,karakterleri vs.değil asıl üzerinde
durmak istediğim yada oyunun bende bıraktığı izlenimleri paylaşmak isterim.
Müzikalde ilk günaha bolca atıf
vardı şehvet üzerinden ,hele Esmeralda adındaki Çingene güzeline yerde yatarken
Rahibin bakışları masumiyetin yitirilişi
şeytanın ayartmalarına teslim olma
zamanı geldi der gibiydi ve söylediği sözler “Kış ışığı” filmindeki papazın yaşadığı
tereddütler yüzünden inancını yitirişi vardı onu hatırlattı. Esmeralda’ya
dokunmak istiyor ama günah işlemekle şehvete duyduğu aşırı istek arasında git
gellerden sonra saçına dokunuşu ve elinde hançerle Esmeralda’nın aşığını bizzat
kendi elleriyle cezalandırması,artık rahip’in hem günahkar hem durdurulamaz bir
şehvetle aşk duyması.Günah doğası gereği içkin bir şekilde bedensel değildir ve
cinsellik kendi meşru yerine sahiptir.Günahın gerçek doğası zihinsel veya
ruhsaldır.İnsanlığın günaha düşüşü bir şekilde tüm yaratılışı içeren bir durum
olarak görülür . Oysa uzun zaman önce Ademin (insanın) yanlışı için tüm
insanlığı suçlamak nasıl adil olabilir ?Tanrı nasıl başka bir bireyin (İsa’nın) itaatkarlığı yüzünden tüm günahkar insanlığı
“meşru kılabilir” veya “hakkaniyetli yapabilir ?. Burada tartışmalı bir
teolojik kefaret teorisi vardır. İslam da bazı tarikatlarda oy benim nefsim
eşek nefsim vs.gibi sızlanmalar geçmişte anlaşılabilir bir teori idi oysa
günümüzde İnsan beyni ve bedeninin dekoder gibi çözümlendiğini varsayarsak
biyoloji ve beyin bilimi ile izini sürdüğümüzde nefs denen şeyin insandan
bağımsız bir şey olmadığı hormonların elektriklenme ve iletim yöntemiyle
vücudun uyarılması ve organların harekete geçmesinden ibarettir.Bütün dinler
modern bilimle barışmak zorundadır yoksa arkaik kalmaya mahum gibi gözüküyor. İnsanı
kontrol etmenin en etkin yolu onu arzularından dolayı suçlu hissettirmektir.İnsan
doğasının öyle sabit olmadığını zaman içinde duruma göre değişebileceğini net
bir anlatımdı.Biraz önce bekarlık yemini etmiş sıkı bir rahipti şimdi ise
Esmeralda’ya dokunmuş ve cinayet işlemiş bir katil. Cemal SAFİ’nin şiirinde
dediği gibi;
Niceler sultandı,
kraldı, şahtı
Benimle değişti talihi, bahtı
Yerle bir eyledim taç ile tahtı
Akıl almaz hünerlerim var benim
Kamil iken
cahil ettim alimi
Vahşi iken yahşi ettim zalimi
Yavuz iken zebun ettim Selimi
Her oyunu bozan gizli zor benim
Kiliselerin yıllardır üstesinden gelemedikleri
ve gizliden gizliye işlenen günah galerisine atıftı sanki. Filipinler devlet
başkanına ait bir saptama dolaşıyordu üç gün önce sosyal medyada “Bu gidişle
kiliselerdeki tecavüzler,yolsuzluklar bu şekilde devam ederse gelecekte insanlar
dine ilgi/ihtiyaç duymayacaklar” diyordu.İnsan dediğimiz canlı hormonların
elinde oyuncak gibidir,ıslah ettiğini sanırsın ama geriye dönüp tarihe
baktığımızda devletler savaşmış ,imparatorluklar yıkılmış aşk yüzünden. Dinler
bir susturucu olamamış maalesef ,çünkü perhiz,yasak çözüm değil doğamıza ters,oysa
insan doğasıyla mücadele etmek yerine onu tanıyıp ıslah yöntemi tercih
edilebilirdi ama ne mümkün sadece kiliseler mi ? tTabiiki hayır.
Kilisenin çancısı kamburun
feryadı çok dokunaklıyıdı doğrusu.Eski Ahit’in Tanrısı onlar için Baba Tanrı
haline gelmiştir ve İsa Tanrı’nın bedenleşmiş veya somutlaşmış hali olarak
görülmüştür. Tek Tanrı da üç insan biçiminde açıkladıkları çelişkili bir
formülle ifade etmişlerdir kiliseler konseyi.Baba beni niye kambur,topal ve kör
yarattın bunu hak edecek ne yaptım oysa bütün varlığımla sana aittim,köpeğin
sahibine bişey yapabilirmi sadıklıktan başka
bende köpek gibi sadık oldum yıllarca sırtımdaki kamburla, tüm insanların
acılarını günahlarını taşıdım oysa istediğimi çok şey değildi Esmeralda’nın
saçlarında ellerimi gezdirmek Çingene güzeline dokunmaktı amacım desede zaten reddedilmişti ancak dost olabileceği gerçeği
suratına tokat gibi çarpıldı daha önce .Tıpkı Mesih filmindeki sahne gibiydi
“Baba beni niye terk ettin” diye haykırıyordu çarmıhla asılmaya
giderken.Hristiyanlık ilk günah ve Mesih’in babasız olmasını bir tarjedi olarak
algılamış ve üzerine ciltler dolusu kitaplar,saatlerce seyredilecek filmler
yapmışlar.Trajedi bir travmanın sonucunda olan şeydir.Aslında kabullenmeme
dolaylı yada dolaysız karşı tezler geliştirilmiş kilisenin aforozlarına
rağmen.Çok canlara kıyılmış ,çok kan akıtılmış halada devam ediyor.Batı toplumu
artık kiliseyi ve Tanrı’yı hayatın dışına çıkarmış, sekülerizm bunun içindir
birazda.Dünya ya ait şeylere sizleri karıştırmayız sizin alanınız ahiret orayla
ilgili bir durum oldugunda size müracat ederiz demiştir. Fransız ihtilali
sonrasında. Müzikal başarılıydı ve bu gibi etkinliklerin artarak devamını büyük
bir arzuyla istiyoruz ve destekliyoruz.Vesile olanlara teşekkür ederiz.
Şuayip BÜTÜN