YAZ LASTİKLERİNİ
TAKABİLİRSİNİZ
Oktay KIRLANGIÇ * Fahrî Trafik Müfettişi.
Bilindiği üzere otomobil
lastiklerinin yılda iki defa değiştirilmesi, kanun ve can güvenliği için
gereklidir. Bu konuyla ilgili olarak ta bir kışa girerken birde yaza girerken
iki kere hatırlatma yapılmaktadır.
Otomobiller neredeyse yüz yıldır
hayatımızın en önemli detaylarından biri. Hatta bazılarımız onlarla yatıp
onlarla kalkıyor! Peki, hayatımızda bu kadar önemli yeri olan otomobillerimizin
lastiklerine ne kadar önem veriyoruz? Bu sorunun cevabı fazlasıyla önem
taşıyor. Çünkü lastikler araçlarımızın güvenliğinden sürüş kalitesine kadar
birçok alanda etkili oluyor.
En değerli faktör güvenlik
Lastik seçiminde en değerli
faktörün güvenlik olduğunu belirtmekte fayda var. Çünkü aracımızın yer ile
temas ettiği alan avuç içi kadar. Bu gerçek, kaliteli lastik seçimini ilk
önceliğimiz yapıyor. Lastikler, araç kullanıcısını ve aracı, hem yola hem de
hayata bağlıyor.
Otomobiliniz her şeyden önce
sizin ve sevdiklerinizin canını taşıyor. Bu yüzden maksimum güvenlik
anlayışıyla üretilen kaliteli lastiklerden şaşmamak gerekiyor.
Uzun ömürlü lastiklerle paranız cebinizde kalsın
Lastik seçiminde güvenlikten
sonra kullanıcıların en çok önemsediği faktör fiyat unsuru. Fakat bu noktada
lastiğin fiyatından ziyade uzun ömürlü olması daha belirleyici. Ucuz lastik ilk
etapta cazip gelebilir. Ama diş derinliği yasal sınıra (1. 6 mm) ulaşmadan güvenlik performanslarını yitiren bir lastiğin
çok da karlı olduğu söylenemez.
Bu yüzden yeniyken de
aşındığında da güvenlik performanslarını koruyan lastiklerin seçilmesi önemli.
İşte burada yüksek kalite standartları ile üretilen kaliteli lastik markaları
ön plana çıkıyor. Bu lastikleri tercih eden sürücüler uzun vadede, her türlü
hava koşulunda, uzun yollarda ve yıllarca lastiklerini güvenle kullanabilir.
Total performansı asla es geçmeyin
Lastikler söz konusu olduğunda; fren performansı, yol tutuş
performansı ve ıslak zemin performansı gibi birçok değişken bulunuyor. Bu
yüzden lastik seçiminde tüm performansın önemi çok büyük. Seçtiğiniz lastik
markası, birbirine zıt performansları aynı lastikte bir arada bulundurmayı
önemsiyor mu?
Lastik alırken bu sorunun
cevabını mutlaka dikkate almalısınız. Çünkü bir lastik sadece tek bir
performansa sahip olmamalıdır. Yolda hangi performansa ne zaman ihtiyacınız
olacağını bilemezsiniz.
Yüksek kalite standartlarıyla
otomobil tutkunlarının beklentilerine yanıt veren Michelin, özellikle YENİ
NESİL yaz lastiği Michelin Primacy 4 ve her türlü hava koşuluna uygun yaz
lastiği Michelin Cross Climate + ile
lastikler yeniyken olduğu kadar aşındığında da güvenlik performansı sağlıyor.
Michelin' in en önemli misyonu: Toplam Performans
Michelin lastiklerini
üretirken, bir performansın gelişiminin diğer başka bir performansa zarar
vermemesi gerektiğini düşünüyor. Bu yüzden Michelin lastikleri, hem ıslak hem
de kuru zeminde güvenli. Ayrıca fren mesafesi ile yakıt tasarrufunu bir arada
sunuyor. Michelin, tüm performans ların dengeli bir şekilde lastiklere
dağılımını sağlıyor.

Yeni nesil yaz lastiği Michelin Primacy 4
Michelin Primacy 4' ün fark
yaratan en önemli özelliği güvenlikte ve uzun ömürde bir numara olması.
Yeniyken de, aşındığında da ıslak zeminde olağanüstü frenleme performansı sunan
Michelin Primacy 4 sayesinde yollarda kendinizi her zamankinden daha güvende
hissedecek siniz. Rakiplerinden ortalama 18
bin kilometre daha uzun ömürlü olan Michelin Primacy 4, uzun vadede
ekonomik açıdan çok önemli bir avantaj sağlıyor.
Her türlü hava koşulunda kullanılabilen yaz lastiği Michelin Cross Climate
+
Michelin' in fark yaratan yeni
nesil lastiklerinden biri de Michelin Cross Climate +. Güvenlik ve hareket özgürlüğünde ilk km' den son km' ye kadar
faydalanabileceğiniz yüksek seviyede uzun ömürlülük sağlayan bu lastik, her
türlü hava koşulunda huzur dolu bir yolculuk olanağı sunuyor. Michelin Cross
Climate +, kavrama azamileştirici
bileşimiyle sıcaklık ne olursa olsun zemine girinti yapabilmek için esneklik
sağlıyor. Ayrıca sert ve eğimli kenar blok tasarımı, kuru zemin fren
performansını artırıyor.
Araç Park Sorunu
Tahsin SENDİNÇ * Trafik Öğretmeni.
Araç
sahiplerinin karşılaştığı sorunların başında araçlarını güvenle park edecekleri
alanların bulunmamasıdır.
Bunun
sebepleri;
1 - ) İnsanımızın bencil olup iki aracın
park edebileceği alana tek aracın park edilmesi.
2 - ) Motorlu araç sayısındaki artışa
paralel park alanı yapılmamış olmasıdır. İmar mevzuatında kısa süre öncesine
kadar iki daire için bir otopark yapılması zorunluydu. Şimdi bu durum her daire
için bir otopark yapılması zorunlu oldu. Ancak şimdilerde bazı dairelerde
birden fazla araç olması ve sürücülerin park ederken kendi araçlarına daha
geniş yer bırakması ve belirlenen şekle aykırı park etmesi nedeniyle,
komşusunun aracını park edeceği alanı işgal etmesidir.
3 - ) 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 62. maddesine göre yasak olmasına
rağmen kamyonlar, otobüsler, iş makinaları ve traktörlerin şehir merkezlerine
park etmekte ve sınırlı olan park alanlarını işgal etmektedir. Bu araçlar köy,
kasaba veya mezra gibi yerler dışında şehir merkezinde park etmeleri yasaktır.
Kanunun bu maddesi şimdiye kadar uygulanmamıştır.
4 - ) Ülkemizde trafikte kayıtlı olmasına
rağmen muayenesini yaptırmayan, zorunlu trafik sigortası olmayan, muhtemelen
vergisini de ödemeyen milyonlarca araç bulunmaktadır. Bu araçların büyük bir
çoğunluğu ne yazık ki şehirlerimizde bulunmaktadır. Bu tür araçlar borçlarından
dolayı hurda işlemi de gerçekleşmediği için park alanlarında çürümeye ve milli
servetin heba olmasına terk edilmiş durumdadır.
5 - ) Yolun sağında boş alan olmasına rağmen
yolun sağına yanaşmadan park eden trafiğin tıkanmasına sebep olmaktadır.
Özellikle trafiğin yoğun olduğu saatlerde sorumsuz bir sürücünün hatalı park
etmesi o bölgede trafiğin tıkanmasına, insanların gideceği yere daha geç
gitmesine sebep olmaktadır. Sorumsuz sürücüye bu durum sorulduğunda ‘’uzun süre kalmayacağım onun
için manevra yapıp yolun sağına yanaşmaya gerek görmedim’’ demektedir. İki aracın rahatlıkla yan yana geçebileceği
genişlikte olan yol daralmakta ancak bir araç güvenle geçebileceği hale
gelmektedir.
Çözüm
olarak;
1-
Devlet
araç sayısındaki artışa paralel olacak şekilde otopark yapılmasını sağlamalı;
2-
Kanunun
62. maddesi uygulanmaya başlayarak, özellikle kamyon ve otobüslerin
şehir içine park etmesi engellenmeli;
3-
Nizami
park etme imkânı varken hatalı park eden sürücülere verilecek ceza kademeli
olarak artırılmalı;
4-
Vergisini
vermeyen, muayenesini yaptırmayan ve trafik sigortası olmayan araçların
trafikten çıkıp hurdaya verilmesi sağlanmalıdır.
5-
Caddelerde
ve sokaklarda binaların önünün otopark olarak kullanılıp kullanılmayacağı,
kullanılacak ise kimlerin park yapabileceği yasa ile belirlenmeli ve zaman
zaman haber bültenlerinde de konu olan park yeri kavgaları önlenmelidir.
6-
AVM otoparklarında kuralsız park edenlere kimlerin cezai
yaptırımda bulunabileceği
konusuna
ise yasa ile açıklık getirilmelidir.
Not: Fotoğraftaki araç; park alanını işgal etmesin ve bahçeye domuz girmesine engel
olabilir
düşüncesiyle, bahçe kenarına çit olarak
konulmuştur!