En son anımsadığımız "1Mayıs İşçi Emekçi Dayanışma
Günü"nün üzerinden tam bir yıl geçti.
Peki bu zaman zarfında neler değişti?
Neler değişmedi ki!...
Geçen yıl ki 1Mayıs 2018'de, Amerikan Doları 4lira, Euro 5 lira,
Çeyrek Altın 285 lirayken, bu sene Dolar 6lira, Euro 6,5 lira, Çeyrek
altın 410 lira.
Bugün 8lira olan domates 2lira, 10lira olan soğan 2,5lira, 16lira olan
biber 4liraydı geçen sene.
Daha da neler zam uçuşuna geçti neler...
Örnekleri say sayabildiğin kadar. Aklımıza gelen, gelmeyen, gözümüzün
gördüğü, iğneden ipliğe herşey. Kimisi %200, kimisi %300 arttı.
Pekii hiç değişmeyen ve olduğu yerde sayan ne?!
İşçinin, emekçinin, memurun, esnafın, köylünün değişmeyen çilesi,
enflasyon yükünün altındaki ağırlığının biraz daha artması. KİT'lerde
çalışanların hâlâ kadro alamaması....
Evet bugün 1Mayıs Emekçi Dayanışma Günü, yani diğer bir
tabirle, İŞÇİ BAYRAMI. Söyler misiniz, bu geçim yükünün altında, her gün biraz
daha ezilen işçi, ne kadar bayram yapabilir!?
Asgarî ücretlilerin aldıkları zam, yükselen enflasyon oranında
erimiş, 600 lira olan ev kirası 900'e çıkmış, emekliler beli büküle büküle
sokaklarda çöp didikleyerek plâstik, kağıt aramaya başlamış, çoluk-çocuk,
erkek-kadın pazar sonraları atıklar toplamaya başlamış, kamu çalışanlarının
aldıkları yıllık zam %12 olan vergi dilimi ve enflasyon rakamlarının altında
kalmışken, işçi, emekçi vatandaş, nasıl bir DAYANIŞMA VE BAYRAM GÜNÜ'nden
bahsedebilsin.
Diyanet İşleri Başkanlığı 2019 yılı için fitre bedeli olarak
23 lira belirledi. Ufak bir hesap yapacak olursak eğer. Günlük 23 liraya
yemek yiyen bir kişi, 30 günde 30×23=690lira harcar. Bu kişi evli ve de 1
çocuğu varsa, 690×3=2070 lira eder. Yani giyim, ilâç, kira, elektrik, su,
yakıtı hiç saymıyorum bile. Asgarî ücretin 2400lira olduğu bir ortamda,
3kişilik bir aile, sadece gıdaya 2070lira harcıyor.
Bu şartlar altında, bir de saatlik çalıştığı oranda maaşını
alan işçi, uygulanmak için yoğun çaba sarfedilen esnek çalışma modeli hayata
geçerse eğer, aldığı ücretin daha da altında kalacak. Bu da işverenin bir nevi
elinde koz olacak.
Bir de seçim öncesi rafa kalkıp, hemen akabinde ikide bir
tekrar gündeme gelen, gerilim filmi gibi gördükçe yüreğimizi hızlandıran, KIDEM
TAZMİNATI var.
ÇALIŞANLARIN SON KALESİ, SON UMUDU, KIRMIZI ÇİZGİSİ KIDEM
TAZMİNATI...
İşçi, yükselen EFE, TÜFE değerleriyle ancak geçimini
sağlarken, emekli olunca da "en azından kıdem tazminatımla ya ev alırım,
ya iş bulamayan evladıma iş kurarım düşüncesindeydi yıllarca. Çalıştığı
dönemlerde çocuklarını üniversitede okutabilmek için kredi çekmişse de , o
borçlarını kapatabilmek için dört gözle bekliyordu kıdem tazminatını.
Şimdi, işçinin bu son umudu, son güvencesi, eğer elinden
alınır, yada biraz ordan, biraz burdan, ağaç misali budanır da, aylık oranları
düşürülür, fonlar içerisinde erir giderse, işçinin bütün hayalleri yıkılmış,
umutları dağılmış olacak.
Bu FON uygulaması belki özel şirkette çalışanlar için uygulanması
gibi bir düşünce var ama, yasalarda öylesine boşluklar oluyor ki, işveren, onun
da bir hilesini buluyor.
Misal, devlet yeni işe alınan kişinin 6 aylık maaşını ve sigortasını
ödüyor. İşveren ne yapıyor!? 6 ay çalıştırıp ya işten çıkarıyor, yada mobing
yaparak istifa etmesine sebep oluyor. Bu yüzden de her yasada bir boşluk
bulunduğu için, işçi de son kalesi KIZININ CEYİZİ, OĞLUNUN GELECEĞİ KIRMIZI
ÇİZGİSİ KIDEM TAZMİNATINI kaybetmek ve zedeletmek istemiyor.
İşçinin, emekçinin her yıl daha da artması umuduyla beklediği
refah düzeyinin, daha da aşağılara inmemesini temenni eder durumdayız artık. Bu
şartlarda İŞÇİ, BAYRAMINI yapabildiği kadar kutlu olsun. Çile çekmenin adı
bayramsa İŞÇİYE HER GÜN BAYRAM.
Dilerim İŞÇİ EMEKÇİ GÜNÜNDE ihmâllik yüzünden hiçbir çalışan canından
olmaz. Malûm ülkemizde olmaz dediğimiz her ihtimal mevcut.
Saygılarımla EMEKÇİ GÜNÜ KUTLU OLSUN.