TÜRKÇÜLÜK NEDİR ?
Türkçülük
düşüncesi, Bizi biz yapan değerleri: dilimizi, dinimizi, târihimizi,
kültürümüzü, geleneklerimizi, örf ve âdetlerimizi vatanımızı, bayrağımızı, aynı
soydan geldiğimiz halde Misak-ı Millî hudutlarımız dışında kalan insanlarımızı
da sevmemiz gerekir.
İLK TÜRKÇÜLER
Büyük Hun İmparatoru Mete Han, Göktürk Devleti’nin kurucusu ve ilk hükümdârı
Bumin Kağan, Türk Dili’nin en eski yazılı belgelerinden olan Orhun Âbideleri’ni
diken Bilge Kağan’ı da hatırlamamız gerekir. Tarihteki Türkçüler; Abdülkerim
Satuk Buğra Han, Selçuk Bey, Çağrı ve Tuğrul Beyler, Alparslan, Birinci ve
İkinci Kılıçarslan ile devam eder.
Kırım’da
Gaspıralı İsmail ve O’nun teyze-zâdesi Tataristan’da Yusuf Akçura,
Azerbaycan’da Ahmet Ağaoğlu, Hüseyin-zâde Ali Bey, Başkırdistan’da Zeki Velidî
Togan… Türkçülüğün simge isimleridir. Türkiye’de Ziya Gökalp, Mustafa Kemal
Atatürk, Rıza Nur, Hüseyin Nihal Atsız ve Alparslan Türkeş’le Türkçülüğün
önderlerindendir.
CUMHURİYET DÖNEMİ
Genç Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk 20 yılındaki uygulamalar, Türkçülük esasına
dayalıdır. Bu atmosfer içerisinde dönemin başbakanı Şükrü Saraçoğlu, 5 Ağustos
1942 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde bir konuşma yapar. Konuşmada şu
cümleler yer alır:
“Biz Türk’üz. Türkçüyüz ve daima Türkçü kalacağız. Bizim için Türkçülük, bir
kan meselesi olduğu kadar, en az bir o kadar da vicdan ve kültür meselesidir.
Biz, azalan veya azaltan Türkçü değil, çoğalan ve çoğaltan Türkçüyüz. Ve her
vakit, bu istikamette çalışacağız.” Başbakan böyle diyordu. Fakat Millî Eğitim
Bakanı Hasan Ali Yücel himâyesinde, Sabahattin Ali’nin önderliğini yaptığı bir
grup eğitimci, anti Türkçü ve komünist fikirlerin yayılması için geniş kapsamlı
faaliyetler içerisindeydi.
Türk Milliyetçiliği’nin önder şahsiyeti Hüseyin Nihal Atsız, Başbakan’a hitaben
bir açık mektup kaleme alır. Açık mektubun birinci bölümünü çıkarmakta olduğu
Aylık Orhun Dergisi’nin 1 Mart 1944 tarihli sayısında, ikinci bölümünü de 1
Nisan 1944 tarihli sayısında yayınlar. Mektuplarda, devletin içine ve hatta
beynine sızmaya çalışan zararlı cereyanlara dikkat çekmektedir.
TARİHÎ DÂVÂ
Sabahattin Ali, yine Hasan Ali Yücel’in teşvikiyle, bu mektupta kendisine
hakaret edildiği iddiasıyla, Hüseyin Nihal Atsız aleyhine dâvâ açar. İlk
duruşma, 26 Nisan 1944 tarihinde Ankara’da yapılır. Hüviyet tespiti yapıldıktan
sonra mahkeme 3 Mayıs 1944 tarihine ertelenir. Bu duruşmada gençlerin mahkeme
salonuna alınmaması kararlaştırılır.
O
dönemde İstanbul’da Sıkı Yönetim uygulaması vardı. Ankara’da başlayan Nihal
Atsız – Sabahattin Ali Dâvâsı’nın da sıkı yönetim mahkemelerinde görülebilmesi
için, sonradan tutuklanan kişilerin dosyası ile birleştirilerek İstanbul’a
nakledildi. Toplam 24 kişi, duruşma dışındaki günlerde tabutluk denilen
hücrelerde tutuldu, işkencelere mâruz bırakıldı.
Sol basının 1944 Irkçılık – Turancılık Dâvâsı olarak adlandırdığı gerçekte ise
Türkçülük Dâvâsı olarak anılması gereken, duruşma günleri, Türk
Milliyetçileri’nin acılı günleridir.
Başlangıçta Türk Milliyetçileri, o acı günleri, hüzünle anmak için
toplanıyorlardı. Dâvânın mağdurlarının tamamı, Askerî Mahkeme’de görülen Temyiz
duruşmalarından sonra 3 Mart 1947 tarihinde suçsuz bulunup beraat edince,
toplantılar bayram günü kutlamalarına dönüştü. Adına Türkçüler Bayramı denildi.
1988 yılı kutlamalarında merhum Başbuğ Alparslan Türkeş, ‘Türkçülük’
kelimesinin ırkçılık kavramını çağrıştırdığını belirterek, 3 Mayıs için
‘Milliyetçiler Günü’ denilmesinin uygun olacağını söylemişti.
1944 Türkçülük Dâvâsı’nın mağdurları olan 24 kişi:
ALPARSLAN TÜRKEŞ
Duruşmalar sırasında Piyâde Üsteğmen idi. İlk durumlalar sonunda 9 ay 10 gün
hapis cezâsına çarptırıldı.
CİHAT SAVAŞ FER
Duruşmalar sırasında Yüksek Mühendis Mektebi Dördüncü sınıf öğrencisi idi. İlk
duruşmalar sonucunda 4 sene hapis, 2 sene Uşak’ta gözetim altında tutulması ve
4 sene amme hizmetlerinden mahrumiyet cezasına çarptırıldı.
DEMİRCİOĞLU CEBBAR ŞENEL
Duruşmalar sırasında Adana Adliyesi hâkim adaylarından idi. İlk duruşmalar
sonucunda 11 ay hapis cezasına mahkûm edildi.
FAZIL HİSARCIKLILAR
Duruşmalar sırasında yedek subay asteğmen idi. Bir iddiaya göre, Mahkemenin ilk
safahatında şâhit olarak bulundu. Temyiz sırasında da, askerlikte işlediği bir
suç sebebiyle, Türkçülük Dâvâsı’nın mağdurlarıyla olan arkadaşlığı sebebiyle
beraberlik söz konusu olmuş. Zaten ismi, ilk duruşmalar sonrasında mahkûm
olanlar arasında da, beraat edenler arasında da yer almıyor.
FAZLIOĞLU CEMAL OĞUZ ÖCAL
Duruşmalar sırasında Ankara Gazi Terbiye Enstitüsü Pedagoji Bölümü öğrencisi
idi. İlk duruşmalar sonucunda 11 ay hapis cezasına mahkûm edildi.
FEHİMAN (ALTAN) TOKLUOĞLU
Duruşmalar sırasında Yüksek Mühendis
Mektebi 4. sınıf öğrencisi idi. O dönemde Altan soyadını kullanıyordu. Sonradan
soyadını Tokluoğlu olarak değiştirdi.
Dr. FETHİ TEVETOĞLU
Duruşmalar sırasında Üsteğmen rütbesinde askerî doktor idi. İlk duruşmalar
sonucunda 11 ay 20 gün hapis cezasına mahkûm edildi.
HAMZA SÂDİ ÖZBEK
Duruşmalar sırasında Aydın’da Maliye Tahsil Servisi Şefi idi. Beraat etti.
Dr. HASAN FERİT CANSEVER
Cansever, 1944 Türkçülük Dâvâsının 24 mağdurundan biridir. Duruşmalar sırasında
yüzbaşı rütbesinde askerî doktor idi. Mahkeme süresince 1,5 yıl tutuklu kaldı.
Duruşmalar sonunda mahkeme, beraatına karar verdi.
HİBETULLAH İDİL
Kazak Türklerindendir. Rus zulmünden kaçarak Türkiye’ye gelmişti. Türkçülük
aleyhtarı idarenin zulmüne mâruz kaldı. Çok iri-yarı bir insanmış. Tabutluuğa
sığmadığı için hücsenide işkence görmüş. Mahkeme, beraatına karar verdi.
Prof. Dr. HİKMET TANYU(Ankara, 09.01.1918 – İstanbul, 11.02.1992)
Duruşmalar sırasında İçişleri Bakanlığı evrak kaleminde memur olarak
çalışıyordu. Mahkeme, beraatına karar verdi.
HÜSEYİN NÂMIK ORKUN(İstanbul – Kasımpaşa, 15.08.1902 – Ankara,
23.03.1956)
Duruşmalar sırasında Ankara Gazi terbiye Enstitüsü’nde tarih öğretmeni idi.
Mahkeme, beraatına karar verdi.
HÜSEYİN NİHAL ATSIZ(İstanbul, 25.01.1905 – İstanbul, 11.12.1975)
Birinci mahkeme sonunda 6 sene 6 ay 15 gün hapis cezasını çarptırıldı. 3 sene
Adana’da gözaltında tutulması, ömür boyu amme hizmetlerinden mahrum edilmesi
kararlaştırıldı.
Av. İSMET TÜMTÜRK(İstanbul, 06.06.1916 – İstanbul, 26.02.1998)
Duruşmalar sırasında İstanbul Belediyesi’nde müfettiş olarak çalışmakta idi.
Mahkeme, beraatına karar verdi.
MUZAFFER ERİŞ
Duruşmalar sırasında Yüksek Mühendis Mektebi 4. sınıf öğrencisi idi. Mahkeme,
beraatına karar verdi.
NECDET SANÇAR(İstanbul, 01.05.1910 – İstanbul, 15.02.1975)
Duruşmalar sırasında Balıkesir Lisesi’nde Edebiyat öğretmeni idi. İlk mahkeme
sonucunda 1 sene 2 ay hapis cezasına mahkûm edildi.
NURULLAH BARIMAN
Duruşmalar sırasında yedek subay teğmen olarak askerlik görevini yapmakta idi.
İlk mahkeme sonucunda 4 sene hapis cezasına çarptırıldı. 2 sene Kırşehir’de
gözaltında tutulmasına, 4sene amme hizmetlerinden mahkûm edilmesine karar
verildi.
ORHAN ŞAİK GÖKYAY (İnebolu, 16.07.1902 – İstanbul, 02.12.1994)
Duruşmalar sırasında Ankara Konservatuarı Direktörlüğü’nden, vekâlet emrine
alınmış pozisyonda idi. Mahkeme, beraatına karar verdi.
Ord. Prof. Dr. REHA OĞUZ TÜRKKAN
1944 – 1945 yıllarında duruşmaları yapılan Irkçılık Turancılık Dâvâsı’nın 24
mağduru arasındaydı. Tabutluklarda işkence gördü. İlk Mahkeme kendisini 5 sene
5 ay hapis cezâsına çarptırdı. 2 sene Diyarbakır’da gözetim altında tutulması
kararlaştırıldı. Askerî Mahkeme’de görülen temyiz duruşmalarında beraat etti.
SAİT BİLGİÇ (Şarkikaraağaç, 1920 – İstanbul, 13.08.1988)
Türkçü fikir adamı ve siyasetçi. Duruşmalar sırasında Ankara Adliyesi’nde hâkim
adayı olarak çalışmakta idi. Mahkeme, beraatına karar verdi.
SÂLİM BAYRAK
Duruşmalar sırasında Temyiz Mahkemesi’nde evrak memuru olarak çalışmakta idi.
Mahkeme, beraatına karar verdi.
YUSUF KADIGİL
Mahkeme kayıtlarına göre duruşmalar sırasında herhangi bir meşguliyeti yoktu.
Mahkeme, beraatına karar verdi.
MUSTAFA ZEKİ (ÖZGÜR) SOFUOĞLU
Duruşma sırasında Yedek Subay Asteğmen olarak askerlik görevini ifa etmekte idi
ve Özgür soyadını kullanıyordu. Sonra’dan memuriyete dönebilmek için soyadını
değiştirip, ailesi tarafından Adana’da kullanılan lâkab olan Sofuoğlu’nu soyadı
olarak kabullendi. Mahkeme, beraatına karar verdi.
Ord. Prof. Dr. ZEKİ VELEDÎ TOGAN(Başkırdistan, 10.12.1890 - İstanbul,
26.07.1970)
Türk bilim tarihinin devlerinden ve Türkçülüğün önderlerindendir. Duruşmalar
sırasında İstanbul Üniversitesi’nde Türk tarihi Profesörü olarak görev yapmakta
idi. İlk mahkeme sonunda 10 sene ağır hapis cezasına çarptırıldı. 4 sene
Adapazarı’nda gözaltında tutulmasına, ömür boyu amme hizmetlerinden mahrum
bırakılmasına karar verildi.