Seçim havasıyla girmiştik yeni yıla. Oldu olacak derken, koca bir yılın
yarısını, hatta daha fazla bir zamanı seçimle geçirdik.
2019'un Mart ayı sonunda olacak seçimin nabzı, taa 2018'in
aralık ayı içerisinde tutulmaya başlandı ve gündem her gün seçimlerden
ibaretti. Üstüne üstlük ülke gündeminde çözüm bekleyen ciddi konuları parantez
açıp içine atarak...
Yükselen enflasyon rakamları, her yıl artan işsizlik oranları,
sık sık aldığımız şehit haberleri ve terör konusu, S-400 ile patlak veren ABD
krizi, selden ve afetlerden perişan olan çiftçinin, köylünün, işçinin, esnafın,
öğrencinin kısacası hepsinin sorunları bir kenara konulup, paranteze alarak
seçime odaklandık.
Son 5 yılda 6 seçim yaptık derken Keskin ve İstanbul
seçimleriyle 8 oldu. Ve sonunda bitişine şükretmeye başladık seçimin.
Halihazırda paranteze alınan ve büyüyen sorunlar çözüm bekliyorlar.
Liderlerin, basının, insanların birbirlerini ayrıştırıcı,
ötekileştirici tavırları, hakarete kadar varan sözleri artık topluma ciddi
şekilde zararlar veriyor açıkçası. Bir erken seçim ilânı olacak diye
yüreklerimiz ağzımıza geliyor adeta. Kazanmak uğruna yıkılan tabular, çiğnenen
değerler ve herkesin gönlünde yer eden değerlere yapılan ithamlar, görülüyor
ki, ne ülke, ne de toplum yararına hiç bir artısı olmuyor.
Seçimler bitiyor, birileri kazanıyor, diğeri kaybetmiyor,
ekonomik ve psikolojik olarak ÜLKEMİZ kaybediyor.
Yıllarca dost olan berber Yılmazla, lokantacı Cemil, siyaset
tartışmasıyla birbirlerinin gölgesine kurşun sıkıyor.
Her seçimde partilere verilen ödenekler, ekonomik sıkıntıda
olan ülkemiz için büyük bir külfet oluşturuyor.
Kazanmak ve karşı tarafı alt etmek uğruna,
insanların gönül verdikleri partilere ve değerlere sarfettiği eyleme dönüşen
sözleri, hakarete varan kelâmlar hep bizden, yani toplumumuzun birlik
beraberliğinden götürüyor açıkçası.
Son yılların en sansasyonel seçiminde bir güzel durum
olarak iki rakip liderin tv ekranında açık oturum programı yayınlanacak diye
sevinmiştik. Yüreğimize su serpilmişti sanki. Fakat basın ve toplum
öylesine kutuplaşmış ki, bu sefer de programı sunacak tarafsız ve herkes
tarafından kabul görmüş moderatör bulmakta bir hayli sıkıntı yaşadık.
Geldiğimiz durumu buyrun siz düşünün.
Çok şükür bitti. Şükrediyoruz artık. Temennimiz odur ki, bir
erken seçim kararı daha alınmasın. Bir kaç yıl nefes alalım. Ülkemize, çözüm
bekleyen sorunlara odaklanalım.
Halk demokratik bir tercih yapmıştır. Bu verilen hizmet
süresince hizmetlerden memnun kalmazsa, bir daha ki seçimde farklı bir tercih
yapacaktır. Ne demiş büyük önder Atatürk; "EGEMENLİK KAYITSIZ ŞARTSIZ
MİLLETİNDİR".
Ülkemiz yıllar boyunca ne seçimler gördü, neler yaşadı, ne
badireler atlattı. Fakat temennimiz o dur ki; yapılan her bir seçim ülkemizden
birşeyler götürmesin. Hep zarar gören toplum olmasın. Eyvah seçim geliyor diye
korkumuz omasın. "Ülkeye ne gibi artısı olur, sorunlarımıza nasıl çareler
bulunur" diye pozitif yaklaşımlara girelim.
Söz konusu vatan da, teferruat ortada. Geride kalmıyor malesef, hiçbir
teferruat.