Bundan evvelki yazımda internetin ve internet oyunlarının
çocuklarda nasıl bir etki oluşturduğunu ve onların hangi yöntemlerle nasıl
felakete sürüklendiklerini yazmıştım.
Şimdi de internetin, aileler ve toplum üzerinde ne gibi
etkiler bıraktığından bahsedelim.
*****
Sokakta, parklarda, okulda, misafirlikte etrafınıza
dikkatlice bakın. Herkesin elinde birer telefonu ve yan yana oturan
arkadaşların dahi birbirleriyle iki kelime konuşmadıklarını göreceksiniz.
Misafirliğe gittiğiniz zaman ilk 15-20 dakikalık hâl-hatır.
Sonra, yavaş yavaş eller telefonlara uzanmaya başlıyor. Hatta içeri girerken
ilk priz sorulduğu dahi oluyor.
Sonrası malûm. On kişi biraraya geliyor ama içerde çıt ses yok. Sosyal platformlarda
beğen, paylaş, emoji bırak...
Adamın sosyal ağında 2500 kişi var ama sokakta görünce
birbirlerini tanımıyorlar. Kimseyle diyaloğu yok.
2500 SANAL ARKADAŞI OLAN AMA YANLIZ YAŞAYAN ANTİ-SOSYAL BİR TOPLUM HALİNE
GELDİK BİRDENBİRE.
Aileler kavgalı, evler huzursuz.
Birbirlerini aldatan eşler, yol ortasında bıçaklananlar...
Boşanma davaları birbiriyle yarışır halde. Adliye davalara yetişemez
durumda.
Sanal ortamlarda, sanılan sahte mutlulukla kurulan arkadaşlık ve insan
avcılığı...
Parası, umutları çalınanlar. Çocuğuna alacağı ilacının
parasını, yıllarca beklediği Hacc ibadeti için biriktirdiği emeği, ev almak
için sırtında tuğla taşıyarak biriktirdiği alnının teri....
İnternet ortamında yada bir telefonun marifetiyle indiriveriyor haramzade
kalpazan, kursağına, onca insanın hakkını, emeğini...
*****
Bizler çocukluğumuzda gelecekte yaşanacak kolaylıkları,
imkânları duymuş, gıptayta iç geçirmiştik. Keşke bir an önce görsek diye hayal
bile kuruyorduk kendi kendimize..
Hastane ve bankalarda bitmek bilmeyen kuyruklarda sıra
beklemek, ihtiyacın olan bir ürünü arayıp bulamamak, bir dönem ödevi yapmak
veya bir hususta bilgi edinebilmek için sayfalarca ansiklopedi karıştırmak....
Sevdiğimiz bir filmi izleyebilmek için günlerce yayınlanmasını beklemek...
O AN HEPSİ BİRER İMKÂNSIZLIK, YOKLUK GİBİ ALGILANIYORDU ADETA.
Oysa ki o günlerden bahsettiğimizde hemen herkes huzurun,
mutluluğun, sevginin, saygının olduğundan bahsediyor. O günlere dönmenin ve
eski günlerin hayalini kuruyor, kime bahsetsek.
Evet bugün internet üzerinden bankacılık işlemleri
yapılbiliyor ama bu sistem üzerinden milyonlarca dolandırıcılık da yapılıyor.
Evinden alış-veriş de yapılıyor ama insanlar yürüme
alışkanlığını kaybederek sağlıkları bozuluyor.
İnternet tarayıcılarla istenilen trilyonlarca bilgiye ulaşılabiliyor ama
kitap kurcalarken öğrendiği bir çok bilgiden mahrum kalıyor. Hatta kimi öğrenci
ödevinin de sadece fotokopi çıktısını alıp okumuyor bile.
Sosyal âlemde arkadaşlık kuruluyor ama eşinden, arkadaşından, akrabasından,
komşusundan habersiz, onlarla biraraya gelemeyen sosyallikten uzak bir toplum
hâline dönüşülüyor.
Her geçen gün biraz daha internet girdabına doğru
sürükleniyoruz.
Her türlü tehlikelerini bile bile...
Olumlu yönlerini bir kenara bırakıp, sadece oyun ve sosyal platformlar
içinmiş gibi kullanarak...
Bunu bilen emperyalizmin baronları her geçen yıl daha da
yüksek hızlı telefonlar ve daha fazla internet kotaları sunuyorlar.
Bu şekilde yaşayan bir aile içerisindeki çocuklar da
kolaylıkla bu evrende bu canavara rahatça yem oluyor.
Her türlü müstehcenliğin ve ahlâk yoksunluğunun işlendiği bu
sanal ortam sokaklardaki tehlikenin daha fazlasını bünyesine almış durumda.
Biribirlerini aldatan ve boşanan eşlerin sayısı her geçen yıl daha da artıyor.
İNTERNET ARTIK BİR ÇILGINLIK HÂLİNE DÖNÜŞÜYOR.
Yetkililerin bu çılgınlığın önüne bir an önce geçmesi
gerekirken, malesef parklarda, bahçelerde, hastanelerde sınırsız internetler
sunuluyor, seçim vaatleri hâline getiriliyor.
İnternet bir nevi teknolojidir. Amenna kullanılsın fakat,
vermiş olduğu toplumsal ve psikolojik zararlar artık ülkeyi, insanlığı tehdit
eder hâle gelmiştir.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın bu hususta çok acil
çözümler üretmesi, önlemler alması gerekiyor.
Özelikle ve özellikle GÜVENLİ İNTERNET sistemi üzerinde
durulup, aksi yayın yapana kesinlikle ağır cezalar uygulanması gerekiyor.
İşyerlerinde, hastanelerde, okullarda, kültür merkezlerinde
internetin toplumsal ve ruhsal sağlığımızı nasıl bozduğunu, insanların
maneviyattan nasıl uzaklaştırılıp bir batağa sürüklendiğini tek tek anlatılması
ve bilinçlendirilmesi gerekiyor.
KULLANMAK İÇİN GETİRİLEN TEKNOLOJİ, BİZİ KULLANIR HÂLE GELMİŞKEN, HIZLA SU
ALAN BU GEMİYİ KURTARMANIN ÇARELERİNİ BULMAK GEREKİYOR.