Tarih bilimi insanların
siyasi geçmişlerini¸ kültürlerini¸ medeniyetlerini ortaya çıkararak geçmişimizi öğretir. Tarih¸ milletlerin
hafızası devletlerin ise siyasi tecrübeleridir. Tarihini bilmeyen bir millet
yok olmaya ve tarihten ders almayan bir devlette yıkılmaya mahkûmdur. Bu
yönüyle tarih¸ milletleri bilinçlendiren¸ onlara yön veren ve ayakta
kalmalarını sağlayan bir kavram olmuştur.
Milletler ecdatlarının yaptıklarına sahip çıkarlar. Bu
sayede geçmişten ibret alır geleceğe yön verir. Biz buna Tarih şuuru diyoruz. Tarih
bir milletin hafızası olduğuna göre hafızasını kaybeden milletlerde yıkılmaya
mahkumdur. Tarih
Şuuru dil¸ tarih¸ ülkü ve vatan birliğidir. Bu dört olgu “Millet” kavramını
ortaya çıkarır.
Türk
Milleti, Bilge Kağan’ın Orhun Abideleri’nde de belirttiği günden bu yana millet ve devlet şuuru ile yaşamaktadırlar. “Türk, Oğuz beyleri, milleti işitin! Üstte gök
basmasa, altta yağız yer delinmese Türk milleti, ilini ve töreni kim
bozabilecekti?” ifadeleri ile millet şuurunun büyüklüğünü bir kez daha görmüş
oluyoruz.
Günümüz Türkiye’sini en önemli
hedeflerinden biri de Milli Devlet
Ülküsünü gerçekleştirmek olmalıdır. İç ve dış problemlerimize karşı koyabilmek
, sorunlarımıza çözüm bulmanın en önemli yolu muhakkak Milli Devlet ülküsünü
gerçekleştirmekten geçmektedir. Bu sebeple tarihimize, kültürümüze, dilimize ve
kimliğimize sahip çıkmamız lazımdır.
Türk Milleti asırlarca dünyanın
dört bir yanında hâkimiyet kurarak insanlara barış ve huzur götürmüş bir millet
olarak, bugün sözde medeni, güçlü Batı tarafından önce milli şuurumuzdan uzaklaştırılmak,
arkasından manevi değerlerimizden kopararak büyük devletlerin avı haline
getirmeye çalışmaktadırlar. Millet ve devlet şuuru olmayan
bir Türk milleti yada İslam batının ana amaçlarından biridir.
Özellikle sosyal medya kullanımının yaygınlaşması ile milli
manevi dünyadan uzaklaşan gençler artık kendilerine adeta “sosyal medya
tarikatını” kurmuşlar , onların dünyasına girmek, onları bu zararlı sosyal
medyadan uzaklaştırmak neredeyse imkansız hale gelmiştir.
Bu süreçte gençlerin zararlı alışkanlıklarından ve
bağımlılıklarından kurtarmak için gayret göstermemiz gerekirken maalesef öbür
yandan da siyasi güç sahipleri tarafından milli değerlerin örselendiğini
görüyoruz.
Süreç içerisinde son yıllarda "Öğrenci Andının”
kaldırılması, Resmi kurumlarda ki TC ibaresinin kaldırılması, hatta TC
ibaresini geri getirmek isteyenlerin bölücülükle suçlaması, hele hele özellikle
Tarih derslerinin seçmeli hale getirilmesi gençlerimizin milli ve manevi
değerlerden uzaklaştırılmak istendiği düşüncesini aklımıza getiriyor.
Bugün Türkiye gerek içeride gerek dışarıda
önemli ve ciddi meselelerle karşı karşıyadır. Bu süreçte milletimizin ortak
değerleri siyasi çekişmeler yüzünden örselenmemeli, iç politikada gerilim
siyaseti devam ettirilmemeli, Türk milletinin ortak paydaları temelinde hareket
edilmeli ve sembol şahsiyetlerimiz tahkir edilmemelidir.
Milletimizin bırakılmak istendiği
milli ve tarihi çözülmenin etkisinden kurtarmak için özellikle tarih bilgisinin
doğru ve etkili verilmesi gerekmektedir.