Yazımızın başlığında da söylediğimiz
gibi Silaha adını veren şehir Kırıkkale’mizin il oluşunun 30. Yılı adına kısa
bir tarihinden söz etmek istiyorum. Süreç içerisinde hormonlu büyüyen
Kırıkkale’nin problemlerinden söz etmeyeceğiz. Şehirleşmenin yada ilmin
gerisinde kafaya sahip yöneticilerin bir cumhuriyet şehrini nasıl bu hale
getirdiklerinden bahsetmeyeceğiz. İçinde yaşadığımız şehrin problemlerinden
bahsetmeyeceğiz. İstihdam oluşturulamaması, göç veren bir şehir haline gelmesi,
Markasının olmaması, hatta silaha adını vermişken başka illerle bile
karıştırılmasından söz etmeyeceğiz. Çünkü bu sorunları şehir halkı, aslında en
iyi şekilde bilmektedir.
Kırıkkale, temelleri 1925’lerde atılan
bir Cumhuriyet şehridir. 1925 yılında Top ve Mühimmat Fabrikası’nın
temellerinin atılması, Kırıkkale’nin şehirleşmesinin çekirdeğini oluşturur.
Hızlı biçimde nüfus artışı görülür.
1931 - 1941 yıllarında MKE ‘ye işçi
ihtiyacı sebebiyle şehir büyük göç almaya başlamış, şehre rastgele bir
yerleşmenin de başladığı dönemdir. Bu dönemde Ovacık, Yenidoğan, Hüseyin Kâhya,
Tepebaşı, Gürler ve Kurtuluş Mahalleleri, Devlet daireleri ve okullarının bir
bölümünün kurulma ve açılması bu dönemdedir.
1929’da Belediyelik, 1944 yılında da
ilçe olan Kırıkkale, küçük bir kasaba görünümünü alır. Kentin bir sanayi şehri
olarak öneminin artması ve artan nüfusun baskısıyla, Çalılıöz, Güzel tepe ve
Sanayi Mahalleleri kurulmuştur. 1945 ve 1950’lerdeki nüfus artışı ve hızlı göç
olayı ile sadece yakın çevredeki köylerden değil; Orta, Doğu, Güneydoğu ve
Karadeniz bölgesi illerinden hızlı bir nüfus akışı olmuş ve Kırıkkale büyümüş
ve gelişmiştir. 1955’lerde konut alanları Samsun Karayolu üzerine, kuzeye doğru
taşmış ve doğuya da genişlemiştir. Karşıyaka ve Kızılırmak mahalleleri de bu
dönemde oluşmuştur.
1960’lı yıllarda Kırıkköyü ve Yuva
köyünü mahalleleri içine katan Kırıkkale, 1970’li yıllardan itibaren hızlı
nüfus artışıyla birlikte mahallelerini de artırmıştır. 1925’lerde 12 hanelik
bir köyden 2001’de 25 mahalleli ve 205.208 nüfuslu bir yerleşim alanı ortaya
çıkmıştır.
Kırıkkale 21 Haziran 1989 tarih ve 3578
sayılı yasa gereğince İl olmuştur. İlk Valisi Fikret Güven 17 Ağustos 1989
tarihinde yapılan törenle İl Valiliği görevine başlamıştır.
Coğrafya
Kırıkkale; 4.365 km²’lik yüzölçümü ile
Orta Anadolu, Orta ve Doğu Karadeniz ile Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinin
kavşak noktası konumunda olması itibariyle önemli bir coğrafi konumda
bulunmaktadır. Zengin tarihsel ve kültürel bir geçmişi olan yöre bir turizm
kenti olma potansiyeli taşımaktadır.
Ankara, Kırşehir, Çorum, Çankırı ve
Yozgat illerine komşu olup, ülkenin en önemli Karayolu ve Demiryolu
güzergahında bulunmaktadır.
Denizden ortalama yüksekliği 700 m.dir.
En yüksek noktası 1744 metredir. En önemli ovası Kırıkkale ovasıdır. Kızılırmak
nehri şehrin en önemli akarsuyudur. İl’de hakim bitki topluluğu steptir.
Kırıkkale’de sert kara iklimi hüküm sürer ve yarı kurak şeklindedir.
Topraklarının bir kısmı bozuk meşe
ormanları ile kaplıdır. Bu ormanlardan elde edilen odun yakacak olarak
kullanılır. İl topraklarında kurşun, demir, manganez ve kömür yatakları vardır.
İl toprakları platolar ve düzlüklerden meydana gelmiştir.
İl merkezinin doğusunda Koçubaba
Dağları, güneydoğusunda Dinek Dağı (Yediler Tepesi 1744 m), güneyinde Kızılada
Dağları vardır. İl topraklarından güney-kuzey doğrultusunda geçen Kızılırmak
ile Kırıkkale kenti yakınlarında ona karışan Kılıçözü Deresi başlıca
akarsularındandır. Kızılırmak’ın geçtiği bölgede Çoruhözü Vâdisi vardır. Ankara
sınırında Kızılırmak üzerinde Kesikköprü Barajı yer alır.
İlin
Adı
İlin isminin nerden geldiğine dair kesin bilgi
yoktur. Ancak bu konuda değişik görüşler ileri sürülmüştür. Şehre en yakın köy
olan Kırık Köyü ile şimdi kent merkezinde kalan Kaletepe’nin
birleştirilmesinden geldiği söylendiği gibi Osmanlı Arşivi belgelerinde Ankara
yakınlarında Türkmen aşiretlerinin yerleştiği “ Kırıkkal’a ” diye bir yerden
bahsedildiği ve bu ismin Kırıkkale’ye dönüştüğü de söylenir.
Tarihi
Şehir olarak Kırıkkale’nin kuruluşu ve
gelişimi oldukça yenidir. Onun için Kırıkkale “Cumhuriyet Şehri” olarak
bilinir. Ancak, İl sınırları içerisinde bulunan tarihi yapılar, höyükler, yüzey
araştırmalarında ortaya çıkan bulgular Kırıkkale’nin M.Ö. 3000- 4000’li yıllara
giden bir tarihi olduğunu ortaya koymaktadır.
Bu tarihi bulgulardan Kırıkkale’de
Hititlerin, Friglerin, Lidyalıların, Sümerlerin, Galatların ve Romalıların
Türklerden önce bu bölgede yaşadığı ortaya çıkmaktadır. Hamzalı, Kalekışla ve
Ceritkale’de bulunan kaya sığınakları ile yüksek tepeler üzerinde bulunan sivri
höyükler bölgenin ulaşımda önemli bir noktada bulunduğunu göstermektedir.
Ayrıca Kızılırmak üzerindeki tarihi Çeşnigir Köprüsü ve yakınındaki Büklükale
ve Kral Yolu Kırıkkale’nin ulaşımdaki öneminin kanıtı gibi durmaktadır.
1071 Malazgirt Zaferi’nden sonra, İlimiz
dâhilindeki Böhrek (Böbrek) Dağı civarı, Anadolu’nun Türk ve İslam diyarı
yapılması için mücadele veren bölgelerin başında gelir. Ayrıca Anadolu’daki ilk
Türk-İslam yerleşim merkezlerinden birisi de 1120 yılında kurulan Balışeyh’tir.
Daha sonraki yüzyıllarda bu bölgede,
Orta Asya’dan Anadolu’ya göç eden muhtelif Oğuz Türkmen aşiretlerinin iskân
edildikleri görülmektedir. Bu arada “Oğuzhan” oymağının, Ankara yakınlarında (o
zamanki söylenişiyle) “Kırıkkala” Bölgesi’nde iskân edildiğine dair Osmanlı arşiv
belgeleri mevcuttur. Osmanlı Devleti’nin son dönemlerinde Kırıkkale Bölgesi,
Ankara Vilayetinin sancağı olan Kırşehir’e bağlı Keskin Kasabasının, Kızılırmak
Havzası içinde; Yahşihan, Kırıkköyü ve Yuva Köyü gibi yerleşim alanları ile
dikkati çekmektedir. Malazgirt Zaferinden sonra yoğun biçimde Türklere ve
Müslümanlara açılan Anadolu toprakları gibi ilimizin topraklarına da bu
değişimden payına düşeni almıştır. İlimizde bulunan Balışeyh, Hasandede, Konur,
Haydardede, Koçu-baba, Halildede v.b. gibi şahıs isimlerinin yer ismi olarak
verilmesi Hoca Ahmet Yesevi ile simgeleşen hareketin il topraklarına yansıması
olarak görülmelidir. Bunun yanında Karakeçili, Cerit, Oba, Avşar, Barak gibi
aşiret ve oymak isimlerinin yaygın bir şekilde kullanılıyor olması İlin
geçmişiyle olan bağlantısını korumaya özen gösterdiğinin delilidir.
Evliya Çelebi de İpek Yolu üzerinde bulunan
Kırıkkale çevresindeki Keskin, Yahşihan ve Sulakyurt gibi yerleşim
merkezlerinden övgüyle bahsetmektedir.
Cumhuriyetin ilk yıllarında kurulmaya
başlayan Silah Sanayi ve Petrol Ürünleri Rafinerisi ile gelişen Kırıkkale,
tarih, kültür ve sanayisi ile önemli bir yerleşim merkezidir.
Makina ve Kimya
Endüstrisi Kurumuna Ait Fabrikalar
- MKE Ağır Silah ve Çelik Fabrikası Müdürlüğü
(Kırıkkale)
- MKE Barut Fabrikası Müdürlüğü (Kırıkkale)
- MKE Mühimmat Fabrikası Müdürlüğü (Kırıkkale)
- MKE Pirinç Fabrikası Müdürlüğü (Kırıkkale)
- MKE Silah Fabrikası Müdürlüğü (Kırıkkale)
·
MKE Destek Tesisleri İşletmesi Müdürlüğü (Kırıkkale)
Silah
Sanayi Müzesi :
MKE Silah Fabrikası Müdürlüğü bünyesinde hizmet veren bir müzedir. 15 Temmuz
1990 tarihinde faaliyetine başlayan müze, daha geniş bir mekânda yeniden
düzenlenerek 2 Kasım 1993 yılında yeniden ziyarete açılmıştır. Müzedeki
eserlerin büyük bölümü 2. Dünya Savaşı yıllarında Karadeniz Bölgesi halkından
devlet tarafından toplanmıştır. Müzede halen 299 adet eser sergilenmekte olup,
eserler 14’üncü yüzyıldan günümüze kadar kronolojik sırayla teşhir edilmektedir.
Kırıkkale Rafinerisi : Başta Ankara
olmak üzere Orta Anadolu Bölgesinin birçok ilinin petrol ürünleri talebini
karşılamak amacıyla kurulan Kırıkkale Rafinerisi 25 Ekim 1986 tarihinde
işletmeye alınmıştır. Stratejik amaçlarla Kırıkkale yakınlarındaki Hacılar’da
inşaatına 1976 yılında başlanılan rafinerinin hampetrol işleme kapasitesi 5.0
milyon ton/yıldır. Rafinerinin hampetrol ikmali BOTAŞ’ın Ceyhan Terminalinden
447 km. uzunluk ve 5.0 milyon ton/yıl kapasitesi olan Ceyhan-Kırıkkale boru
hattı ile yapılmaktadır.
Her şeye rağmen yaşamaktan memnun
olduğum şehrimin il oluşunun 30. Yılını kutluyorum.