Çocukluk çağımda henüz aklımın yeni
ermeye ve ilkokula başladığım, 23 Nisan Bayramında o zamanın Hükümet
Meydanında ilk şiiri okuduğum, garip
Anadolu’ mun bozkırında 1955 yılında ilçe olan şirin beldesi Kozaklı.
Kronik
fizikî rahatsızlığımızın tedavisi amacıyla,
Kurban Bayramı öncesi iki hafta ‘’T. C.
Sağlık Bakanlığı Kozaklı Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesi – FTR.’’
nin misafiri olduk.
1955
– 57 yılları arasında rahmetli babamın memuriyeti münasebetiyle iki buçuk
yıl burada Buruncuk ve merkezde ikamet etmiştik. Devam eden yıllar içerisinde de iki defa yolum Kozaklı’
dan geçmişti.
Son
gördüğümde bir kış mevsimiydi, Roza
Termalin yer hafriyatı yapılıyordu.
Ve o civarda da tabir caizse dikili taş yoktu! Şimdiki mevcut durumun kıyası ise mümkün olmayan bir gelişme.
İşte daha öncesinde ve sonrasında da
mevcut hastane binası yapılmış,
bitmiş fakat faaliyete geçmemiş /
geçirilmemiş durumda, metruk
vaziyette çürümeye terkedilmiş durumdaydı!
Bugün için Türkiye’ nin bir numara FTR Hastanesi olan burasının kırk yılı geçmiş mazisini sizlerle
paylaşmak istedim.
Paylaşımım
daha doğrusu bilgilendirmeye yönelik notları 3 bölümden meydana geliyor. Bu hizmet tesisinin, bilebildiğim ve hatırlayabildiğim
mazisiyle birlikte burasının faydaları –
yararları. Diğer bölümde yurdun
dört bir yanından gelerek, burada
şifa arayan kazazedeler – hastalar ve sonuncusu da bazı görüşlerden meydana geliyor.
Hizmete sunulan bu tesisin
evvelemirdeki mimarı, bu beldenin
yetiştirmiş olduğu ve yetiştiği yerlere vefa borcunu ödemek üzere bu devlet
yatırımını gerçekleştirmiş. Fakat bu
ülkenin siyasî kaderinin gereği,
kısır çekişmelerin kurbanı olmuş. Çeyrek
asrı geçen bir süre atıl olarak ve kelimenin tam anlamıyla çürümeye terk
edilmiş bir tesis, bir milli servet!
Evet, bu eserin ilk mimarı Hilmi İŞGÜZAR, 1929’ da o tarihte Yozgat Boğazlıyan’ a bağlı olan Büyük Yağlı köyünde dünyaya gelmiş, 03
Haziran 2019’ da vefat etmiş ve ertesi gün de Edremit’ te defnedilmiştir.
Nahiye (belde) olan Kozaklı 1955’ te Kaza (İlçe) yapılınca, Büyük Yağlı’ da Kozaklı’ ya bağlanmıştır.
Bundan dolayı bazı kaynaklar, İŞGÜZAR’ ın doğum yerini Yozgat yazmaktadır.
İŞGÜZAR; 13, 14 ve
16’ ncı dönem Sinop Milletvekili ve Sosyal Güvenlik Bakanı (SGB) olarak, Türk siyasetinde ve parlamentosunda bulunmuştur.
Ocak 1978 ile Haziran 1979 arasında SGB olarak görev yaptığı dönem
içerisinde, memleketine 1978’ de Sigorta Hastanesi olarak projelendirme ve temel atma işlerini
gerçekleştirmiştir.
Akabinde Türk siyasi tarihindeki çalkantılara bağlı olarak, İŞGÜZAR bakanlık görevinden ayrılmış, devamında yönetime gelen iktidarlar
da bu modern tedavi merkeziyle ilgilenmemiştir!
Yaklaşık 30 sene bu tesis
kaderine, daha doğrusu çürümeye terk
edilmiştir! 2006’ da Kozaklı’ ya davet edilen dönemin Sağlık Bakanı Recep AKDAĞ, buranın
tamirat – tadilat – bakım – deprem güçlendirme –
vs işlerinin yapılıp, Nevşehir Devlet
Hastanesine bağlanması talimatını veriyor.
Ocak 2011’ de bina hizmete açılıyor.
Başlangıcından günümüze yönelik ilk 30
senesi tamamen atıl, devamı
itibariyle de yaklaşık 10 – 12 senesi,
toplamda 40 seneyi bulan bir bina, bugün itibariyle ekonomik ömrünü
tamamlamaya yaklaşmış bulunuyor.
Bundan
dolayı her gün bir yerlerden arıza vermesinden, bunun da verilen hizmetin kalitesini sekteye uğratmasından dolayı, elde olmayan bu olumsuzluklardan, anladığım kadarıyla hastane yönetimi
rahatsız! Ama bundan dolayı geçmişin
vebali var!
Arsa
alanı 30. 000 m2 ve kapalı alanı 17. 500 m2 olan hastane; ana bina, acil katı, giriş katı
ve 3 kat yataklı servis olmak üzere 5 katlıdır.
Tek
kişilik hasta odalarında klima, buzdolabı, LCD TV, motorlu hasta karyolası,
WC – Banyo ve yatak olabilecek
refakatçi koltuğu bulunmakta.
Hastane bir devlet kuruluşu olarak, toplam
170 yatak kapasitesine sahip ve
adeta beş yıldızlı bir otel
konforundadır.
Bizim
tedavimiz sürecinde görevdeki tıbbî ve idarî yetkililerini tanıtmak istiyorum:
Hastane Başhekimi:
Dr. Sedat ORHAN. FTR. Uzmanı Dr. Aslan SANLI. Polik. Sekr. Ayşe AYDIN. Kat
Hemşireleri: Binnaz ARSLAN, Selma GENCAL, Müzeyyen ÜNAL, Banu URUK. Kat Sekr. Ferdağ
AKYÜREK. FTR. Teknikerleri: Helin AĞAYA, Gözde TUFAN, Gizem ÖZER. FTR. Tek. Stajyerleri: Ayşe DOĞAN,
Berkay YAKUT, Deniz ÜNAL, Merve ALTUNOK, Büşra ÇANKAYA, Aybüke NACAR. Hasta
Yatış Şefi: Oğuz YILDIRIM, Has. Ya. Sekr. Fikrîye HANIM. Müracaat
– Danışma: Turap TOPRAK.
Bulunduğumuz
süre zarfında gerek tedavilerimiz ve gerekse idarî işlemlerle ilgili olarak tüm
bu aslî ve yardımcı personelin, fevkalade
yardımcı, anlayışlı, güler yüzlü, sorumluluk bilinci ve insânî değerleri yüksek davranışlarından
dolayı, yazımın başında hassaten
teşekkürlerimi iletmek isterim.
Hastanede uygulanmakta olan rehabilitasyon tedavi uygulamalarının
bazılarının isimlerini kısaca bahsedecek olursak;
* ) Lokomat Cihazı (Robotik Yürüme Tedavisi), * )
Hidroterapi (Havuz - Su Tedavisi), * ) Hot – Pack (Sıcak – Kas Gevşetici), * ) Cold – Pack (Soğuk – Ödem Tedavisi), * ) Fonoforezis (İlaç dağılımını ultrasonla sağlamak), * ) Ultrason (Isı yoluyla dokunun
dejenerasyonu sağlamak), * ) Tens (Ağrılarla
ilgili), * ) Lazer (Ağrılı dokuları dağıtmak için), * ) Compex (Kas
ağrıları ve ağrı kesici), * ) Traksiyon
‘’Cervical – Lomber’’ (Çekme –
germe), * ) Parafin (Cilt –
Sinir hastalıkları), * ) Uzay Terapi (Felçlilerle
ilgili), * ) Whirlpool ‘’Girdap Banyosu’’ (2 cihazlı; a- Üst bölge: Kollar, b- Alt bölge: Bacaklar).
Rehabilitasyon
olarak bu yöntemlerle uygulanan tedavilerin özellikleri de şöyle; Çeşitli kemik ve adale rahatsızlıkları.
Kireçlenme, bel – boyun fıtığı ve siyatik.
Kısmî felç, egzama, bazı ağrılı romatizmal rahatsızlıklar. Stres ve buna bağlı rahatsızlıklar. Asabiyet, uykusuzluk, fiziksel
ve ruhsal yorgunluk. Çeşitli böbrek
ve idrar yolu rahatsızlıkları. Mide
ve bağırsak rahatsızlıkları.
Ülkemizin en
önemli termal merkezlerinden birisinin olduğu Kozaklı’ nın termal suyu, bir krater içinden kaynayarak yüzeye
çıkmakta olup, kaynaktan çıkış ortalaması (97
C) dir.
Alman
Kaplıcalar Birliğince yapılan sınıflandırmada burası; sodyum, kalsiyum, klor ve Radon mineralleri ihtiva
ettiğinden, A ve C grubu şifalı
sular kategorisindedir.
Kozaklı ‘ nın termal suyunun ülkemizdeki pek çok kaplıcadan farkı, Radon Gazı ihtiva ediyor olmasıdır. Bu ise tedaviden
hariç aynı zamanda hücre yenilenmesini hızlandırıcı yâni gençleştirici ve
güzelleştirici özelliği ile adeta ‘’Gençlik
iksiri’’ olarak nitelenmektedir.
Hastaneye tedaviye gelenleri başlıca
şu şekilde gruplandırmak söz konusu: Trafik
Kazası mağdurları, İş Kazası
mağdurları, Nörolojik ‘’spastik’’ - Ortopedik ‘’felç’’ engelliler, Genel sağlık sorunlular (romatizmal
– nefrolojik ‘’böbrek’’ –
dermatolojik ‘’deri – cilt’’) ve Kireçlenmeler.
Tıbbî
olarak bu konuların detaylarına ve ayrıntılı bilgilendirmeye girmeyeceğim. Ama özet bir cümle söylemek gerekirse, ‘’Sedye ile gelen insanlar, buradan
yürüyerek gitmekteler.’’
Yeri gelmişken
bu noktada felç ile ilgili hayatî öneme haiz bir bilgiyi aktarmak istiyorum. Zira buraya düşmeden önce
geçireceğiniz bu ani rahatsızlığı bilinçli bir şekilde karşılayabilir iseniz, çok daha az mağduriyet yaşarsınız. Diğer kaza – hastalık – doğuştan
kaynaklı durumlara bir yere kadar müdahale şansı olmadığı düşüncesiyle bunu
işlemek istedim.
Evet, halk dilinde ‘’inme’’ de denilen ‘’FELÇ’’
in, bazı tıbbî kaynaklarca, ilk üç saat içinde müdahale ile
etkilerinin tamamen geri çevrilebileceği belirtilmektedir. Şöyle ki;
FELÇ’ in tanımlanmasında ÜÇ TEST: ‘’S. T. R.’’
Bazen felcin
belirtilerinin tespit edilmesi zor olabilmektedir. Bu durumda bilinçsizlik ise bir felakettir. Felç hastası, eğer
yakınındaki kişiler tarafından felcin belirtileri o anda tespit edilemez ise, ciddi beyin hasarına maruz kalır!
Hastanın
yakınında bulunan herhangi birinin, ÜÇ
BASİT SORU sorarak, felci teşhis
edebilmesi söz konusudur. Bunun için
de;
* (S) Gülümsemesini söyleyin (Smile).
* (T) Basit bir cümle kurmasını
söyleyin (Talk). Örnek: ‘’Bu gün dışarısı
güneşli.’’
* (R) Her iki
kolunu kaldırmasını söyleyin (Raise).
Hasta bu görevlerden
herhangi birini yapmakta zorlanıyorsa, derhal
‘’ACİL SREVİS’’ i arayın ve gelen ATT (Acil Tıp Teknisyeni) veya Doktora bu belirtileri bildirin.
Felcin bu üç
belirtisinin dışında, tespit
edebilmenin yeni bir metodu da, ‘’Dilinizi Çıkarın!’’.
Bunun için hastaya dilini çıkarmasını söyleyin. Eğer dil kıvrılmışsa veya bir
tarafa doğru yatmışsa, bu da felç
işaretlerindendir!
Burada hastaneyle ilgili
birinci bölüm bilgilendirmelerine
son veriyoruz.
Devamı olan ikinci bölümde, çeşitli
rahatsızlıklardan dolayı ve yurdun dört bir yanından buradan şifa bulmak amacı
ile gelmiş olan, kimi koltuk
değnekli, kimi tekerlekli sandalyeli, kimi kendi arabasını sürebilen kimi
de bir refakatçi desteğiyle hayatını devam ettirmeye çalışanlarla yaptığım
röportajlar ve onların mevcut durumlarının resimleri olacaktır.
Son bölümde ise
yine yurdun çeşitli bölgelerinden gelip,
burada Nevşehir Hacıbektaş Veli
Üniversitesi Kozaklı FTR Meslek Yüksek Okulu öğrencileriyle yaptığım kısa
röportajı bulacaksınız.