Öğretmenlik
mesleği denilince muhakkak herkesin söyleyeceği birkaç cümlesi vardır. Hangi
yaşta olursanız olun illaki bir
öğretmenin rahle-i tedrisinden geçmişsinizdir. Hele birde konu ilkokul
öğretmeni ise yaşınız kaç olursa olsun hatıralarınız hala canlıdır.
Ben
de bir öğretmen olsam da ilkokul
öğretmenliğinin başka bir dünya olduğunu özel ve çok önemli olduğunu ifade
etmem gerekir. İlkokul öğretmenimiz, ilk
öğretmenimiz bize temel bilgileri vererek hayatımıza şekil veren kişidir.
İlkokul
öğretmeni bir diğer ifade ile sınıf öğretmeni örnek olacak bir yaşam ve hayat
tarzını ortaya koyan kişidir. İyi örnek, bakımlı ve temiz, Sözel ve sayısal
düşünme yeteneği olan, öğrencilerin duygularını anlayabilen kişidir.
6-10 yaş arası çocuklar rol model ararlar. Bunun
bir kısmını aile karşılasa da önemli bir kısmını öğretmenler tamamlar. Aslında öğrenci üzerinde olumlu
yada olumsuz örnek teşkil edecek yeğane şahıslardan biridir.
Öyle
önemli ki ilkokul öğretmeni adeta bizi yoğuran kişidir. Öyle ki Öğretmenimizin
yazısı güzelse bizimde güzel oluyor. Hayata pozitif gülerek bakan bir öğretmen
ise bizi de kendisi gibi pozitif yapıyor.
Maalesef
son dönemlerde eğitim politikamız yerle bir olmuş, özellikle eğitimin temel
taşları ve olmazsa olmazı olan öğretmenlerimiz küstürülmeye başlanmıştır.
Öğretmen dostlarımızın özellikle “Öğretmenlik mesleğinin bir uzmanlık mesleği
olduğunu ifade ederek hiç kimse bize işimizi öğretmeye kalkmasın” sitemleri ile
karşı karşıya kalıyoruz. Eğitimden anlayanın da anlamayanın da öğretmenin işine
burnunu sokması bu mesleğin onurunu zedelemektedir.
Eğitim
için mekan, kırtasiye, sınıf tahta,
teknolojik bir çok aletin yanında, çağlar boyunca vazgeçilmez olan insan
unsuru öğretmen olmuştur. O halde öğretmene gereken değeri vermeliyiz. Bu
değeri maddi ve manevi olarak göstermek mecburiyetindeyiz. Eğitim ordumuzun
içinde birbirinden kıymetli, geleceğimizin mimarları, insan ustaları, bilgili,
görgülü, şahsiyetli binlerce öğretmenimizin varlığı bizi hala geleceğe dair
umutlandırmaktadır.
Mesleğini
aşk ile yapan çok sevdiğim bir öğretmen arkadaşımla sohbet ederken öğretmenlik
mesleği ile ilgili söyledikleri beni çok etkilemişti. “Sınıfın kapısını kapattığımızda
artık sınıf bizim dünyamız, ders; zamanın durduğu, dış dünyadan koptuğumuz bir
zaman dilimi biz bu zaman dilimine “kutsal zaman” diyoruz. Çocuklarımızın
masumiyeti, söyledikleri ve yaptıkları her şeyin gerçek oluşu bu mesleği daha
anlamlı hale getiriyor” demişti.
“İlkokul
öğretmenliğinin anahtarı sevgi, çocuğu sevmek ve dünyaya çocuğun gözüyle
bakabilmektir. Bizler çocukta güzel izler bırakmayı önemseriz. Gelecekte ilk
öğretmenini sevgiyle hatırlasın. Bu sebeple ruhsal gelişimlerini olumsuz etkileyecek
davranışlardan kaçınmalı, kendilerini değerli hissetmelerini sağlamalıdır.
Önemli olan ve önceliğimiz özgüvenli bireyler yetiştirmektir. Bilgi öğretmek
ikinci planda” diyerek bir kez daha bu mesleği yapan öğretmenlerimizin ne kadar
kutsal bir işi yapmış olduklarını görmüş oluyoruz