‘’DUR’’ Demekle
Durmuyorlar! ‘DUR’ Kriteri de,
‘Hız Kesici’ de Yok!
MİLLİYET GAZETESİ - Mert İnan: (02. 09. 2019 – Pazartesi / 07: 50) İstanbul.
Türkiye genelinde 10 binlerce okul servis aracı, 9 Eylül’ de yeniden yollara çıkacak. Bu
dönemde servislerle ilgili en önemli gündem güvenlik olacak. Türkiye’ de
bunun hâlâ çok eksik olduğunu belirten uzmanlar,
‘DUR’
kriteri ve hız kesiciler olması gerektiğini
söylüyor.
Öğrencilerin güvenli ulaşımı için, 2017’
de revize edilen Okul Servis
Araçları Yönetmeliği’ ne göre, okul
servislerinde araç takip sistemi,
3 noktalı emniyet kemeri ve sensörlü
koltuk bulundurmak zorunlu.
Sensörlü koltuk kriterinin mali sebeplerden dolayı 3 Eylül 2020’ ye ertelenmesi tepki ve
tartışmalara yol açtı. Uzmanlar da
Milliyet’ e yurt dışındaki güvenlik kriterleri ile Türkiye’ deki durumu kıyasladı.
Makina Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi
Motorlu Araçlar Komisyonu Başkanı Alpay
Lök, ABD’ deki öğrencilerin
sadece yüzde 1’ inin okul otobüsünde
yaşanan kazalarda hayatını kaybettiğine dikkat çekti. Okul araçları ABD’ nin
en güvenli araçları olmak zorunda olduğunu vurgulayan Lök, şunları söyledi:
“Okul
araçlarının otomobillerde giden öğrencilere göre 70 kat daha güvenli olması
mevzuat kapsamında bulunuyor. Araçların yüksek güvenlik özelliklerinin yanı
sıra, öğrencilerin iniş ve binişlerinde trafiğin kesinlikle durmasını
sağlıyorlar. Durmayan araçların sürücülerine ise büyük cezalar veriliyor. ABD’ deki
okul otobüslerinde emniyet kemeri zorunlu. Ancak araçtaki koltuklar, kemer
takmayı unutan öğrencilerin güvenliği tasarlanarak monte ediliyor. Bu sayede
kemer takmayı, unutan veya olası kaza anında kemerini çözen bir öğrencinin bile
yaralanma olasılığı en aza indiriliyor.”
Türkiye’ de eksiklerin çok olduğuna işaret eden Alpay
LÖK, “DUR” uyarısını gören diğer araçların belli bir
mesafede durması ve okul aracını asla geçmemesi gerektiğini, ancak Türkiye’ de
bunun hayalden öteye geçemediğini söyledi.
Yüksek ve caydırıcı cezai yaptırımların şart olduğunu ifade eden LÖK, şunları söyledi:
“Okul servis araçlarındaki dış
mekân kamera sistemi takip edilerek,
durmayan araçlara yüklü ceza uygulanmalı. Okul servislerinde devreye alınacak karmaşık düzeneğin periyodik
denetimi, mevcut araç muayene
sisteminde denetlenmesi imkânsız.
Bağımsız teknik denetim düşünülmeli dir.
Servis araçlarının şehir içindeki hız limiti 40 km ile sınırlı olmasına
rağmen, özellikle İstanbul’ da bu kurala uyan sürücünün
olmadığını biliyoruz. Her sürücü, Psiko
- Teknik testten 6 ayda geçmesi
gerekiyor.”
Elektronik Mühendisi Bilal Yeşil ise kazaların en önemli nedeninin sürücü hatası ve
yüksek hız olduğuna dikkat çekerken, AB
ile aradaki farkı şöyle anlattı: “Karayolları Trafik Kanunu’ na göre, sürücü dâhil
9 kişiden fazla yolcu taşıyan,
personel taşımaya mahsus araçların takograf takması gerekir. Belediye mücavir alanı içinde çalışan araçların takograf takması
ise zorunlu değil. Bu konuda AB mevzuatı ile büyük farklılık var. Servisler, karayolları trafik kanunundaki bu kuraldan faydalanmak için, ‘şehirlerarası taşımacılık yapmayacağım,
şehir içinde çalışacağım’ diye taahhüt vererek, yükümlülükten kurtuluyorlar.
Servis saatleri dışında ise düğüne, derneğe,
bayramlarda memlekete giderek, şehirlerarası
taşımacılık yapıyorlar. Takograf
veya hız kayıt sistemlerinin tüm öğrenci taşıyan araçlarda zorunlu olması
gerekir. Gaz kesici denilen
sistemi de bir türlü hayata geçirilmedi.
AB ülkelerinin çoğunda 2000 yılından sonra üretilen benzinli
ve 2003 yılından sonra üretilen
dizel motorlu servis araçlarında gaz kesici var. Motorlarında bu özellik olmayan araçlara harici bir donanım
ekleniyor. Hız sınırlandırıcı
donanım işlevi sayesinde sürücü gaza ne kadar basarsa bassın, belirlenen hızın üzerine çıkamıyor. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, ‘hız
sınırlandırıcı donanımlar servis hizmetleri yönetmeliğini’ yayınlamadığı
için, bu mevzuat hayata
geçirilemiyor. Çünkü hız
sınırlandırıcı donanım, bir ölçü
aleti olduğundan ölçü ve ayar mevzuatına tabidir.”
*
OKUL SERVİSİ
ARACI MEVZUATI VE DENETİM
Alpay LÖK (Mak. Y. Müh.) FREN TEKNİK - 29.
08. 2019.
ABD’ de okul yolunda trafik kazasında yaşamını
yitirenlerin sadece % 1’ i (yılda 4 - 6 kişi) okul
otobüsünde, % 58’ i kendi
kullandıkları araçlarda ve % 23’ ü
de yetişkinlerin kullandığı araçlar da yaşamını yitiren öğrenciler.
Amerikan
ulusal trafik güvenliği dairesi NHTSA
(National Highway Traffic Safety Administration) “Okul araçları ABD’ nin en güvenli araçları olmak zorunda” ve “Okul araçlarıyla okuluna gidip gelen
öğrenciler otomobille gidenlere kıyasla 70 kat daha güvenli” sloganıyla
koydukları mevzuatla çok güvenli araçlar geliştirilmesini istiyor.
Araçların
bu yüksek güvenlik özelliklerini,
iniş ve binişlerde trafiğin kesinlikle durmasını sağlayarak da pekiştiriyorlar. Durmayan araçların sürücülerine büyük
cezalar veriliyor.
Okul
otobüslerinde Emniyet Kemeri zorunlu, ancak aracın içi ve koltuklar o
şekilde tasarlanıyor ki, öğrenciler
takmasalar da yaralanma olasılığı en aza indiriliyor.
Türkiye’ de devreye girişi ötelenen yeni okul
servisi mevzuatı yüksek güvenlikli bir okul aracını tanımlıyor. Yukardaki bilgilerin ışığında
tamamlayıcı iki noktanın önemine dikkat çekmemiz gerekiyor:
1) “DUR” uyarı işareti: ne yazık ki bizim araçlarımızda yetersiz. ABD örneği yapılmalı.
2) “DUR” uyarısını gören diğer araçların belli bir mesafede
durması ve okul aracını asla geçmemesi gereği. Bununla ilgili yüksek ve caydırıcı cezai yaptırım şart. Belki bu
amaçla okul servis araçlarındaki dış mekân kamera sistemi takip edilerek ceza
kesilebilir.
Bu iki
noktanın dışında çok hayatî bir üçüncü nokta daha var:
3) Okul servislerinde
devreye alınacak bu karmaşık düzeneğin periyodik denetimi: Mevcut araç muayene sistemi (TÜVTÜRK)
bu düzeneklerin çalışıp çalışmadığını denetleyecek mi? Ne yazık ki bu sorunun yanıtı Hayır. Bağımsız ve etkin bir teknik denetim düşünülmeli. Bu altyapı “otobüs yangın algılama” ve damperli kamyon “hareket sırasında damper kaldırma iptal düzeneği” ni de
denetleyebilir.
* *
HİZMET Mİ yoksa İHANET Mİ?
Oktay KIRLANGIÇ (Fahrî Trafik Müfettişi),
TFTM ve KTYG İl Temsilcisi.
İçişleri Bakanlığı “Okul Servis
Araçları Yönetmeliği” ndeki değişikliği,
daha önce ‘’25 Ekim 2017 / 30221’’
tarih – sayı ile Resmi Gazetede
yayımlamış ve ‘’3 Eylül 2019’’ da (bu hafta itibariyle!) de yürürlüğe
girmesi için süre vermişti!
Konunun muhatabı kuruluşlar (Odalar
– Dernekler – Federasyon - VS), verilen bu iki yıllık süreyi az bulmuş
olacaklar ki, geçen ay içerisinde
bir heyetle İçişleri Bakanıyla görüşerek,
şu anda başlaması gereken bu süreyi tam bir yıl daha ötele terek, ‘’3 Eylül 2020’’ ye kaydırdılar! Bununla ilgili karar, ‘’27 Temmuz 2019’’ tarihli resmi
gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdi!
Birtakım Eğitim Kurumları ve Sendikalar, yapılan bu yönetmelik değişikliğine şiddetle karşı çıkarak, ‘’Çocuklarımızın
güvenliği ertelemeye gelmez!’’ diyerek karşı çıktılarsa da, sonuç itibariyle siyasi iradenin
erteleme yönelik kararı uygulamaya geçti!
Başlangıçta yapılması istenen ve fakat hemen her şeyde olduğu gibi, önceleri savsaklanıp ve tam da günü
yaklaşınca uzatmalarının çeşitli çareleri aranılan değişiklikler nelerdi?
GEÇİCİ MADDE 2 – (1) Yönetmeliğin 4. Md.
1. Fıkra (i), (l), (m) ve (o) bendi kapsamına uymayan araçlar, ‘’3.
9. 2018’’ e kadar uygun hale getirilecek. Fabrika çıkışında mevzuata uygun renkli camı olan araçlar için, bu tarih ‘’3. 9. 2019’’ olarak uygulanır.
i) Okul
servis araçlarında her öğrenci için üç
nokta emniyet kemeri ve gerekli koruyucu tertibat bulundurulacaktır.
l) Okul
servis araçlarında U. D. H. Bakanlığınca standartları belirlenen, her
koltukta oturmaya duyarlı sensörlü sistemler bulundurulacaktır.
m) Okul
servis araçlarında tüm koltukları görecek şekilde, Araçların İmal, Tadil
ve Montajı Hakkında Yönetmelik ekinde belirtilen standartlara uygun, iç ve dış kamera ile en az 30 gün süreli kayıt
yapabilen kayıt cihazı
bulundurulacaktır.
o) Okul
servis araçlarında iç mekânı gösteren beyaz
cam dışında cam kullanılamaz.
Vatandaşın paralarıyla bu ülkenin
geleceği olan evlatlarımıza hizmet vermek üzere teşekkül etmiş olan bu hizmet
sektörünün sözüm ona temsilcileri oluyorlar.
Üzerinden ekmek yedikleri velinimetleri olan o yavrularımızın can ve mal
güvenliğine yönelik çıkartılan bu uygulamayı, 2 yıl pas geçip
arkasından da siyasî malzeme yaparak (gerek
kendi koltukları ve gerekse siyasî iradeye yönelik olarak) 1 yıl daha
uzattırmış bulunuyorlar!
Şimdi de bu
yetmiyormuş gibi, bu defa da
araçların 12 yaş sınırının 20 yıla çıkartılmasını talep ediyorlar! Gerekçe olarakta bu hizmeti
verenlerin mağdur edilmemesi ve kamu kaynaklarının israf edilmemesi öne
sürülerek!
Üstelik araçlarda yaşın
öneminin olmadığı gibi bir mantıksızlık öne sürülerek, bu talebin yapılmasının teknik olarak kabul edilebilir tarafı söz
konusu değildir! Zira araçların
yapılarında çalışma ve zamana bağlı olarak bir metal (malzeme) yorgunluğu söz konusudur!
Otomobil üretici firmalar, araçların türüne göre belli bir süre (3 – 5 – 7) yıl gibi ya da (100 bin – 500 bin – 1 milyon)
kilometre gibi bir fabrika garantisi verirler. Bu süre içerisindeki her türlü periyodik bakımı da üslenirler.
Aracın gerekli performansının süresi odur. Sonrasından itibaren araç her geçen
süre içerisinde veriminden düşer.
Yani masraf çıkarmaya başlar.
Piyasada ticari
olarak çalışan, diyebilirim ki
hiçbir araç, bu bakımları zamanında
yaptırma imkânına (istisnası olabilir)
sahip değildir! Hâl böyle olunca yönetmelik değişikliğiyle
uygulamaya konulmuş olan 12 yaş
sınırının daha da uzatılmasının, hele
20 yıla çıkartılmasının değil
uygulaması, düşünülmesi dahi
evlatlarımızın hayatıyla oynamakla eş değerdir!
Yaş sınırının 12 den 20’ ye çıkarılmasını talep eden
sektör yetkilileri, ‘’Diğer ülkelerde okul servis araçlarında yaş sınırı
yok” derken, Amerika’ da Okul
Servis Hizmetleri her şehrin kendi bünyesinde devletin demirbaşı araçlarla
yapılmakta olup, doğrudan o şehrin
Eğitim Müdürlüğü bünyesine ki sorumlulukla çalıştırıldığını biliyor mu?
Yine piyasada taksi ‘’TAXİ’’ olarak çalışan araçların
max. 10 yaşına kadar çalışma izninin
olduğunu, bunu bir gün geçen aracın
çalışmasının iptal edildiğini de biliyorlar mı acaba!
Ayrıca yazımızın
üst kısmında da Sayın Alpay LÖK Bey’ in de verdiği bilgi doğrultusunda, hangi güvenlik ölçülerinde hizmet
verdikleri ortadadır.
Buna karşılık
bizde TÜV’ e fenni muayeneye
giderken ki yapılan ayarlamalar ile oradan çıkıp tekrar sanayie girip neler
yapıldığına yönelik bilinenler aşikârdır!
Dolayısıyla yok Belediye kontrolüydü,
yok Özel İzin Belgesiydi gibi hikâye uygulamalar geçerli değildir!
*
* *
Bu Kazalar Neden Arka
Arkaya Geliyor?
Alpay LÖK * Mak. Y. Müh. Fren Teknik.
(5 sene önce yazdığım
bir yazı):
Bu kazalar neden arka arkaya geliyor?
Çünkü nicel birikim nitel dönüşüme geçti, yani sorunların artmasıyla bardak taştı ve özelleştirme mantığı
dâhil Ticari Taşıt Teknik Güvenlik Denetiminin yetersizliği ortaya çıktı.
Ülkemizin kabul ettiği yeni AB
mevzuatları sonucu trafiğe çıkan araçların teknolojik gelişmişliği karşısında, özellikle ticari araçların teknik
denetiminin yetersizliği bu tür kazaların artması ile iyice ortaya çıktı.
Kamu görevi sayılan toplu taşımanın özelleştirilmesinde kamu
özelleştirilen araçları kamu araçlarını denetler gibi denetlememeli, ayrı ve daha detaylı bir denetim
uygulamalıdır.
AB mevzuatlarına göre "Basit, Çabuk ve Ucuz" olarak yapılması
gereken Araç Muayenesi fren sistemini yine ilgili AB mevzuatının minimum şartlarına göre denetlemektedir.
Bu arada "On numara yağ Denetimi", "Yangın Algılama
Düzeneği Denetimi" veya "Havalı Kapı kapanma
kuvveti denetimi" gibi karmaşık düzeneklerin detaylı denetimini yapamaz.
Bu tür karmaşık düzeneklerin, gelişmiş
AB ülkelerinde olduğu gibi ulusal
olarak düzenlenen, Yetkilendirilmiş
Akredite Yetkili Servisler tarafından yapılacak ayrı bir Teknik Güvenlik
Denetiminden geçirilmeleri gerekmektedir.
Bunun sonunda Almanya'
da otobüsler yılda üç ek denetimden daha geçmektedir. Bu ek denetimde
otobüs ve 7. 5 ton üstü ağır
taşıtların fren denetimi "fabrika çıkış
değerlerini sağlama" kriterine göre denetlenmektedir. Yani otobüsün frenlerinin "ilk
günkü gibi" olması istenmektedir.
Ticari taşıtların;
- Kullandıkları yedek parçaların güvenli olduğu,
- Aldıkları yakıtın doğru olduğu,
- Sigorta ve vergilerinin yatırılmış olduğu,
- Yıllık muayenesinin yapıldığı,
- Eşdeğer parça ile eşdeğer bakım yapıldığı,
- Doğru servislerde bakım yapıldığı,
- Sürücülerin gerekli eğitimleri aldıkları,
- İş güvenliği yasalarına uyulduğu,
- Kışın takmak zorunda oldukları kış lastiklerinin mevzuata uygu
olduğunun teyidi,
- Tip onaylarını düşürecek onaysız bir tadilata uğramadığının denetimi,
- Ek Teknik Güvenlik Denetiminin yapılması veya yaptırılması,
- Sürdürülebilir yola elverişlilik,
Gibi hayati konularının MMO
tarafından eğitilip sertifikalandırılmış "Filo
Mühendisi" tarafında
denetlenmelidir.