Anadolu Aleviliğini etkileyen ve Muharrem
orucunu esas kılan Kerbela Katliamıdır. Matem Orucunun su içilmeden tutulması,
katliamı protesto nitelikli yas orucu olarak bilinmesi ve tutulurken, Hz. İmam
Hüseyin ve kerbela şehitleri için niyetlenilmesi bunu göstermektedir. Pişirilen
Aşure ise Zeynel Abidin'in sağ kalmasına atfen şükran niteliğin dedir. Aşure
bir tatlı değil, lokmadır, birlikte tüketilir, yaşlı ve hastalara ikram edilir.
Zalimle, mazlumun karşı karşıya geldiği günlerdeyiz, Kerbela dayız. Hz. Hüseyin’in
yol arkadaşlarıyla beraberiz. Sevgi ve saygıyla andığımız İmam Hüseyin
darındayız. İmam Hüseyin deyince hep aklımıza- zalime boyun eğmeyenler gelir.
Onun: “Zalimin zulmüne karşı çıkmamak,
mazluma yapılacak en büyük kötülüktür. Ben zalimlerle birlikte varlık içinde
yaşamayı alçaklık, zalime karşı gelerek bulacağım ölümü ise yücelik sayarım.”
Sözü, insan olmanın, erdemli, vicdan sahibi olmanın gereğidir.
İmam Hüseyin’i ve Ehlibeyti sevenlerin hepsi bilir. Bundan 1339 yıl
önce, 680 yılının muharrem ayının onuncu
günü- Ekim ayında, yezit in baskı ve zulmüne karşı mücadeleyi örgütlemek için
Küfelilerin daveti üzerine, Küfe ‘ye gitmek için yola çıkan İmam Hüseyin'in
yolu, Yezidi’n kuvvetleri tarafından Kerbela’da kesildi. Günlerce süren
kuşatmada İmam Hüseyin ve Yoldaşları, yakınları kadın ve çocuklar aç ve susuz
bırakıldı. Esir alınan kadın ve çocukların şam da yezidin sarayına
götürüldükleri bilinmektedir. Kerbela’da yetmiş iki Şehit-i Şühedanın kanını
akıtan emevi zihniyetini lanetliyorum. Yezit, Hz. Hüseyin'den kendisine biat
etmesini istiyordu. Muaviye’nin ölmeden önce oğlu yezidi veliaht ilan etmesi
Hz. Hüseyin’in hayatında bir dönüm noktası olur. Hilafetin saltanata
dönüşeceğini gördüğü için. İmam Hüseyin Muaviye’nin bu uygulamasına karşı
çıkar, Emevilere karşı mücadele edilmesi gerektiğini düşünerek, şiddetle
eleştirir. Ve tüm baskılara rağmen, Yezide biat etmenin, zulme boyun eğmek
olduğunu biliyordu. Hz. Hüseyin boyun eğmedi, Yezidin biat etmesi karşılığında
sunduğu tüm teklifleri reddederek, zalimle uzlaşmadı. Birlikte geldikleri tüm
canlarıyla, yol arkadaşlarıyla Aç ve susuz bırakıldılar. Yezit’ in ordusuna
karşı, 72 kişi öleceklerini bile, bile onurluca direnerek, savaşarak, 10 Ekim
680 yılında Hakk’a yürüyerek ölümsüzleştiler. İmam Hüseyin, zalim yezide biat
etmemiş, doğru bildiği yoldan dönmektense, canını vermeyi uygun gören, tarihin
en büyük yiğit, dürüst, onurlu Hz. Muhammet ile Hz Ali ye yaraşır asaletli
insan olmanın gereğini yerine getirmiştir. Bu nedenle mazlumların kalbinde bir
yiğitlik abidesidir. kerbela zalimlere karşı, ezilenlerin boyun eğmediği bir
başkaldırının, direncin sesidir. Bu nedenlerden dolayı, Hz.İmam Hüseyin’i
sevenler Kerbela’nın yıl dönümünde yas tutarlar. kerbela zulme, haksızlığa,
adaletsizliğe karşı onurlu bir direnişin adıdır. Ehlibeyti ve imam Hüseyin’i
seven tüm insanların yası matemlerini yerine getirdikleri bu günleri İnsanlığın
bir daha böyle bir vahşeti yaşamamasını diliyorum.
Günümüzde özellikle Ortadoğu
coğrafyasında yıllardır bir arada yaşayan kardeş halklar, biri birlerini yok etmek için kan döküyorlar.
S.Arabistan ın her fırsatta yoksul Yemen halkını bombalamak suretiyle katliam
yapmaktadır. Bölgede gözyaşı, barut, yurtsuz, göçmen bir vaziyette, yaşamlarını
sürdürüyorlar. Bir kısmı ülkemizde misafirler, Oysa Adalet, Akıl vicdan ve bilim
ön planda tutularak, kan dökülmeden, insanlar ölmeden bir arada kardeşçe
yaşanılması mümkün. Yasımızın; kaybolmaya yüz tutan Vicdan, adalet ve merhamet
gibi erdemler yüreğinizde, yaşamınızda hep diri kalsın, bu anlamda on iki
imamlar için tutulan matem orucunun Ülkemizde ve dünyada savaşların olmadığı,
birlikteliğe, dayanışmaya, barışa sevgi ve hoşgörüye vesile olmasını diliyoruz.
Sevgiyle kalın.