Tarih boyunca Türk dediğimizde ilk akla gelen kavram hiç şüphesiz “Bağımsızlık”
olmuştur. Emek gibi, su gibi, nefes gibi vazgeçilmezidir bu yüce milletin.
Eski Türkçe’de bağımsızlık kavramı “oksızlık” terimiyle
anılmış ve Türk Milleti için en vazgeçilmez değerlerden birisi sayılmıştır. Türk Töresi’nde; “Türk, devletsiz
olmaz. Türk, töresiz olmaz. Türk, esir olmaz. Türk, vatansız olmaz.” denirken,
işte hep bu duygularla kabarmıştır yürekler.
Orta Asya Türklerinin ongunu Bozkurt’tu (Börü) Bozkurt
evcilleştirilemeyen, esir edilemeyen, esir edildiğinde ise yaşamına son veren
asil bir hayvandır. Bu sebepledir ki Türkler Bozkurt’u kendilerine yakın
hissetmişlerdir.
Tarihin her devrinde mutlaka düşman sahibi olan, barbar
zalimler tarafından yok edilmek istenen Türk milleti istiklalini koruyabilmek
için hep tetikte olmuştur.
Alp Er Tunga’nın da
Tomris Hatun’un da , 40 çerisiyle Çin sarayını basan Kürşad’ında davası bağımsızlıktı. Vey ırmağı kenarında
uçmağa varırken istiklal ateşini bir kez daha yakmıştı.
Anadolu’da yeni bir sayfa açan Selçukluların Haçlı
sürülerine karşı göğsünü siper etmesi, azgın Moğollara karşı direniş hep hür
yaşamanın mücadelesidir.
Mete Han’ın, Bilge Kağan’ın, Kürşad’ın Oksızlık dediği
şey, Alparslan’ın, II.Kılıç Arslan’ın, Osman Bey’in ve dahi Mustafa Kemal’in
İstiklal adıyla ortaya koyduğu mücadele, ismi farklı olsa da aynı mânâ ile söylenegelmiştir.
Osmanlı, istiklâli söz konusu olduğunda; “Ya devlet başa,
ya kuzgun leşe.” Yani ya bağımsız yaşarız ya da leş kargaları cesetlerimizi
parçalar diyerek dünyayı titretmiştir.
Milli Mücadele’de İstanbul mitinglerinde bir muallimenin
dediği gibi “Toprağımızın üstünde şerefsiz yaşamaktansa, Toprağın altında
yatmayı şeref sayarız”derken üç bin yıllık bu geleneğim, kültürün devamını
dillendirmiştir.
Türk Milleti Mondros ile esir edilmeye Sevr ile yok
edilmeye çalışıldığı günlerde yedi düvele yetmişiki millete karşı meydan
okuyarak, “Ya istiklâl ya ölüm” parolasıyla adeta bir destan yazmıştır.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Toroslar’da
dumanı tüten tek bir Yörük çadırı dahi varsa, şunu iyi biliniz ki hiçbir güç
bizi yıkamaz” ifadesi Türk Milletinin bağımsızlık aşkına duyduğu inancın bir
ifadesidir. Kaldı ki kendisi de tek başına kalsa dahi Elmadağ’a çıkar son
kurşunum kalıncaya kadar düşmanla çatışacağım” ifadesi Türk’ün bağımsızlığına ne kadar tutkun
olduğunu bir kez daha göstermiştir.
Mehmet Akif’in tam da “İstiklâl
Marşı”nda dediği gibi, son ocak sönmeden istiklâl savaşının
bitmeyeceğini tüm dünyaya göstermiştir.
Oksızlık ile İstiklal arasında yüzyıllar olsa da duygu aynı duygu, 3000
yıllık fıtratın tezahürüdür.
Bizlere de bugün düşen atalarımızın kanlarıyla yazdıkları bu oksızlık
destanına, bu istiklâl şarkısına sonuna kadar sahip çıkmak ve 21.yy’da Yüce
Türk milletinin evlatları, gençleri olarak istiklalimize kasdecek dahili ve
harici düşmanlara karşı kutsal vatanımızı korumaktadır.