Kristof Kolomb 1492'de Amerika Kıtasına
ayak bastıktan sonra Küba'nın iç
kısımlarında ilk defa tütün içen insanlarla karşılaşmıştı. Amerika Kıtasından
Eskidünya ya getirilen tütün 1570'lerde Osmanlı coğrafyasına girdi. Tütün,
Anadolu’da ilk defa Milas'ta 1583'te üretildi. I.Ahmet döneminde 1609 yılında ilk defa yasaklanmışsa
da yasak konusunda en meşhuru hiç
şüphesiz IV. Murat zamanıdır.
Cumhuriyet dönemine geldiğimizde ilk yasaklar 1943’de tramvay
ve vapur gibi toplu taşıma araçlarında başlamıştır. 1963’de İstanbul’da
belediye otobüsleri ve dolmuşlarda yasaklanmıştır.
1986’da Tütün tekeli kaldırılmış, yabancıların sigara
üretmelerine izin verilmiş böylece vatandaş kaçak içmek zorunda kaldığı
Amerikan sigaralarına rahatça kavuşmuştur.
Toplu yerlerde sigara içilmesi ile ilgili ilk tasarı
1991 yılında hazırlandıysa da Turgut Özal yabancı sigara yatırımcıları çekmek
için bu yasağı veto etmişti.
1996’da toplu alanlarda sigara içmeyi yasaklayan kanun
çıkmış, restoran, bar ve kıraathane
gibi yerlerde sigara kullanımını sınırlayan en geniş kapsamlı yasaklama ise
2009 yılında yürürlüğe girmiştir. Son 10 yıl içerisinde çıkarılan
yasalarla yasağın kapsamı genişletilmiş lakin sigara tüketiminde yeterince
denetim ve bilinç olmadığı için, yasaklar sadece yerelde ve resmi kurumlarda
kalmıştır.
İnsanların bilinçsizliği, sigara içmeyenlere saygı
gösterilmemesi ve yasakları delmek için özellikle esnafların hiley-i
şer’iyelerinden dolayı maalesef devletin her türlü çabasına rağmen sigara yasağı
tam uygulanamamaktadır.
Toplumsal alanlarda sigara içilmesini önlemek aslında
siyasilerin işi değildir. Sivil toplum örgütleri, sağlıkçılar ve uzmanlar
çalışıp, kamuoyu oluşturmalı ve içenlerin olduğu kadar içmeyenlerin de, yaşam
ve nefes alma özgürlükleri olduğu ortaya konmalıdır. Toplumun ve insanların
sağlıklarının korunması ve sağlıklı yaşamın geliştirilmesi adına kampanyalar düzenlemelidir.
Sigara yasaklarının uygulanması kolluk kuvvetlerinin cezalandırmaları ile
değil ancak insanların sorumlulukları ve nasıl sağlıklı olabilecekleri konusunda
bilinçlendirilmeleri ile mümkün
olacaktır.
Her gün sigara alışkanlıkları sebebi ile 200-250
kişiyi kaybettiğimizi düşünürsek özellikle zararlı alışkanlıklar için kurulmuş
olan Yeşilay başta olmak üzere bütün sivil toplum örgütleri ve eğitim kurumları
işbirliği içinde, “yasaklara uyalım”
kampanyasına bir an evvel başlamalıdır.
Belki
de iktidarın yaptığı en hayırlı işin kapalı alanlarda sigara yasağını
kanunlaştırmış olmaları olmuştur diyebiliriz. Bu yasaklar vasıtasıyla sigara
içme oranının daha da azaldığını görüyoruz. Aslında bu yasakların sigara tiryakilerinin
sağlığını koruduğu gibi belki de daha fazla sigara içmeyenlerinde sağlığını korumuş oluyor.
Bir
de sigaraya gelen son zamlar sigara yasakları kadar etkili olmuş, tiryakilerin
canına tak eden sigara fiyatları bu zararlı alışkanlığın terk edilmesine vesile
olmuştur.
Sigara
ile mücadelede gösterilen , özel
araçlarda dahi sigara içilmemesine kadar yasak getiren hükümetin aynı gayret ve
özveriyi alkol ve uyuşturucu ile mücadelede de göstermesini bekliyoruz.