Dünyadaki, hatta zamandan ve
mekandan bağımsız olarak tüm kralların çıplak olduğunu düşünüyorum. Evet,
neredeyse tüm krallar çıplaktır. Sadece onlara çıplak olduklarını
söyleyebilecek bir çocuk dürüstlüğüne sahip insanlar etraflarında olmadığından
krallar kendilerini giyinik sanır.
Krallara yalakalık etmekte sınır tanımayan el etek
öpücüler de görmede, işitmede ve hatta koku almada ciddi anlamda illüzyon
yaşadıkları için krallarını giyinik görmeye başlamışlardır. Dahası bu el etek öpücüler, illüzyonun
etkisiyle kraldan hoş kokular yayıldığını, kralın sesinin son derece etkileyici
olduğunu, tahtının tacının hakkını verdiğini ciddi ciddi düşünmeye başlarlar. Uzunca
bir süre neyin gerçek neyin yalan olduğunu da unuturlar. Bütün bunlar, etraflarında
bir çocuk masumiyeti ile "Kral çıplak!" diye bağıra bağıra gezen
insanları duymalarına hem engeldir; hem de duymak ya da duyduklarına anlam
vermek işlerine gelmez.
Ne zamana kadar mı? Bir kısım
dalkavuk, kraldan alınabilecek mevki,
para vs. her şeyi alana kadar bekler. Bir kısmı kralın yaşlandığını, birçok
şeyden elini eteğini çektiğini görür ve onun çıplak olduğunu hatırlar. Her ne
şekilde olursa olsun duyularındaki bu illüzyonu yitirmelerinin gerçek nedeni
artık kraldan elde edecekleri bir şeyin kalmamış olmasıdır. Şimdi kralın çıplak
olduğunu, kaba etlerinden gelen gerçek kokuyu, sesinin aslında son derece
berbat olduğunu hem anlamaya hem de söylemeye başlamışlardır. Tabi kraldan
devralınacak işler bu kadar zaman içinde son derece bozulmuş, masum binlerce
insanın canı ölçülemez biçimde yanmıştır ve bunların telafisi pek de mümkün değildir.
Olayların bir de kral açısından
değerlendirmesini yaparsak onun da yıllar önce mevki, makam peşinde koşarken
krallara karşı zaafı olduğunu, duyularının ciddi bir illüzyon yarattığını, el
etek öpe öpe bir yerlere geldiğini söyleyebiliriz. İlginç olan, sadece dalkavukluk günlerinde değil kralken
de duyularının illüzyon içinde olmasıdır.
Bu illüzyonlar nedeniyle gerçekleri öylesine çarpıtmıştır ki kral bile kendisinin
çıplak olduğunu unutmuştur. Nereden geldiğini, bulunduğu makamın ve tahtın şaşaasından
hatırlamıyordur bile. İnsanlar onu
överken duyduğu her şeyi gerçek sanmaya başlamıştır. Rüyada gibidir omuzlar
üzerinde yükselirken. Şimdi birden bire ve beklemeksizin omuzlardan
indirilişine hem şaşırmakta hem de içerlemektedir. Ancak bir yandan da gerçekleri
görmeye başlamış; kim olduğunu, nereden geldiğini hatırlamıştır.
Yazıyı buraya kadar okumuşsanız
kimden bahsettiğime dair çeşitli fikirler geçmiştir aklınızdan. Belki yüksek
siyasetçileri ya da küçük idarecileri düşünmüşsünüzdür. Birbirinden çok farklı tahminleriniz
olsa da hepinizin tahmini doğru olabilir çünkü biz kral yaratma konusunda
efsane bir ülkeyiz. Bir insanı kral ilan etmemiz için küçücük bir makama sahip
olması bile bize yeter. Bizde bu kral yaratma aşkı biraz da kral olma aşkıyla
ilgilidir. Ancak unutmamamız gereken bizdeki bu aşkın var olmaya devam etmesi etrafımızın da
çıplak krallarla dolu olmaya devam etmesi demektir.