Yine bir 24 Kasım Öğretmenler Günü geldi.
Öğretmenlerimizi süslü püslü laflarla
yine aldatıp, yine kandıracaklar.
Yine bol keseden torbanın ağzını
büzmeden konuşacaklar.
Yine öğretmenler için iyi olan her
şeyi biz yaptık, kötü olan her şeyi kaderin ve yazgının üzerine atıp, işin
üzerinden sıvışmaya çalışacaklar.
Tüm bunlar olurken, kurulduğu
günden beri yandaşlıktan zerre kadar ödün vermeyen sendikalar üyeleri için menfaat
sağlamadıkları halde, en fazla üyeye sahip oldukları için böbürlenecekler.
Tek kazanan sendikanın patronları,
yine ballı, yağlı kaymağı yiyecekler.
Benim sevgili öğretmenlerim hep boş
yere bana da iktidarın bir menfaati, bulaşır mı diye iktidara destek olup
bekleyecekler.
Yine aldatılıp yine kandırılacaklar.
Kendilerine zarar verdikleri gibi
haksızlıkların karşısında dimdik duran meslektaşlarına da birçok zararlar
verecekler.
Günler, haftalar, aylar, yıllar
geçecek. Her şey değişecek ama senin durumunda zerre kadar bir değişiklik
olmayacak.
Bugün milli eğitim camiasında tüm
bu olumsuzlukları yaşatanlar yaptıkları adaletsiz ve hukuksuz davranışlarını
havuz medyasının bağırtısı, bağırtısıyla nasıl da süslü püslü anlatacaklar.
Yaklaşık on yedi yıldır
öğretmenlerin hangi ekonomik ve sosyal sorunlarını çözdüler?
Okullarımızda eğitimin kalitesini
düşürdükleri halde ‘’Eğitimi biz
düzelttik’’ düzmecesini utanmadan, sıkılmadan nasıl anlatacaklar.
Yıllarını eğitime vermiş tecrübeli,
işi bilen tüm okul müdürleri görevden alındı. Niçin alındıklarını da bu halka
tam ve doğru bir şekilde anlatmadılar. Bu insanların yıllarca verdiği emekleri
yok saydılar. Haklarını aramada hukukun önünü tıkadılar.
Milli eğitimle o kadar oynadılar
ki, işin adata ‘’cılkını’’
çıkardılar.
Hangi kurum ne eğitimi veriyor, hangi kanun,
hangi yönetmenlik uygulanıyor, kimse bilmiyor. Zaten bilmeyen ve tecrübesi
olmayanları, yandaşları iş başına getirerek ne yaptığını anlamayan, sormayan,
sorgulamayan bir nesil yetiştirmeye çalıştılar…
Bu günde öğretmenleri ‘’ Ak Saray’a ‘’çağırarak tatlı bir rüyada
olmalarını sağlayacaklar.
Bakanlığa ve diğer makamlara
çağırılarak birçok devlet kurumlarını ziyaret ettirecekler.
Bu makamlarda gülümseyen gözlerle
öğretmenlik mesleğinin kutsallığını ve kendi öğretmeniyle olan bir anısını
anlatacaklar.
Bu öğretmenlerin sohbetleri ve
davranışlarıyla çok gülüp, onlarla çok eğlenecekler!
İşin en gülünç yanı kendilerini
öğretmenlerimize alkışlatacaklar.
Öğretmenleri için ne yaptıklarından
ziyade ne yapacaklarını anlatacaklar. Sen kendini bitmesini istemediğin bir
rüyada göreceksin.
Fakat öğretmenler için bir şeyler
yapılacağı günler hiçbir zaman gelmeyecek.
Ve sen öğretmenim:
İki gün sonra rüya bitecek. Karyoladan düşüp kafanı betona vuracaksın.
Aklın başına gelip, o meşhur, gerçek zorlu günlerine geri döneceksin.
Kafanı iki elinin arasına alıp oturduğun yerde düşünecek, düşüneceksin.24.11.2019
İsmail Dursun KUZUCU