Bir mücadeledir hayat. Her yokuşu ve her inişi
insanoğluna bambaşka bir tecrübe yükler. Bazen kendi kendimizi hesaba çekerken
şöyle dediklerimiz olmuştur." Keşke yapmasaydım veya keşke
olmasaydı". Fakat o keşkeler yıllar sonra bakıyorsun daha iyi neticelere
gidecek hayat çizgimizin ön adımları olmuştur. Hani derler ya, Yusuf (A.S.)
kuyunun dibine, o karanlık sığ yere indiği zaman Ya Rabbi, Beni buraya koyan ve
benim halimi bilen sensin, halimi sana arz ediyorum. İşte o vakit kendisine
şöyle bir hitap gelir." Kuyunun dibini görmeden yukarısını
göremezsin"
Evet, kaç kez kuyunun dibi gibi hadiselerle kendi
imtihan dünyamızda karşılaştık. Ve nihayetinde hep bunlar birer imtihandı.
Elbette bu tür hadisler hepimizin hayatında yer almıştır. ilk başlarda ah, vah
ettiğimiz ama daha sonraları iyi ki olmuş bak şimdi onun sayesinde burada
rahattayız demişizdir.
Geçmişe dönüp baktığımız zaman insan hayatının ışık hızından daha hızlı
seyrettiğini görürüz. Elli, altmış, yetmiş yaşındaki bir insana bu kadar yıl
nasıl yaşadın, ömrün nasıl geçti diye bir soru sorsanız, kendi verdiği cevabın
ne anlama geldiğini bilmeden, bir göz açıp kapanıncaya kadar, geldi, geçti
der.. Öyle ise kuyuların dibinde takılı kalmak, kader ve kaza ilişkisinde
arızalara yol açmaktır.
Hani, Yüce Allah (c.c.) İnşirah Suresinde " Demek ki güçlükle beraber kolaylık vardır.
Muhakkak ki güçlükle beraber bir kolaylık vardır." buyurarak bizlere
kuyuların dibinin geçici olduğunu beyan ediyor.. Cenabı Hak, Ben bir zorluk
yarattığım halde, iki kolaylık yaratmışımdır. Hiçbir zaman bir zorluk, iki
kolaylığı yenmez. Hadisi şerifte Peygamber Efendimiz (sav)'dan bu sûre hakkında
şöyle buyurduğu zikredilmiştir: "Tek bir zorluk, iki tane kolaylığı asla
yenik düşüremez." İbni Mesud bu konuda; Nefsim elinde olan Allaha yemin
ederim ki, eğer zorluk bir taşın içerisinde dahi olsa, kolaylık onun bulunduğu
yere girinceye kadar arkasından gider ve asla bir zorluk iki kolaylığı yenik
düşüremez.
Kuyuların dibinden Mısır Saraylarına Mısırın Sultanını bir köle pazarından
gönderen Allah bize hayatın inişiyle çıkışıyla bir mücadele ve bir imtihan
dünyası olduğunu ve nihayetinde de 'O'nun yardımı ile başarılara ulaşıldığını
açıkça ifade etmektedir.
Bizler aceleci ve sabırsızlığımızla meşhur olanlarız. Fakat ah bir bile
bilsek, o sabrın karşılığında nice güzellikler vardır. Kuyunun dibine sabır
gösterenler, hep yukarı basamaklara daha emin daha sağlam çıkmışlardır.
Bizim mücadele dolu hayatımızda neden böyle olmasın?
Her şeyin bir hikmeti, kuyunun dibinin de sahibi vardır?
Yükselmek için bize düşen, Şairin dediği gibi " Hoştur bana senden
gelen ya gonca gül, yahut diken, Lütfünde hoş, kahrında hoş.... diyebilmektir.
Hayat
bir sabır, sabrın sonu ise selamettir. Sabr edip hayra kavuşmak varken, intihar
hadiselerindeki artışı anlamak mümkün değil?
Sabır,namaz ve dua işin sırrı bu olsa gerek..