Görmek bazen yanıltır, hataya
düşürür,yanlışa iter,düşünce bozukluğuna sebep olur.Kime nasıl bakılması
gerektiği,sevginin derecesi,teslimiyetin boyutu,itaatin şartları tamamen
belirlenmiş olup sınırları da çizilmiştir.Haddi aşmak insanı küçük düşüreceği
gibi,sağlığını bozar,toplumda kıymetini yok eder,yapanı alay konusu haline
getirir.
Toplumumuzda unutulan ve neredeyse yok olmaya yüz tutmuş verdiği sözün
arkasında durma ma konusu aslında bizim
içimizi dışımızı açıkça ortaya koyan,delilleri ile tescilli bir yalancılığın
itirafından başka bir şey değildir değil mi.İnsanımız söze inanmalı ama gözünün
içine bakıp bu doğrumu yalan mı diye sorgulama yapmamalı .Aslın da Mümin
söze inanır,münafık ise göze sözü toplumun ne halde olduğunu açıkça
göstermektedir.İman gayba imandır gördüğüne inanana mümin denmiyor.
Firavun Kızıl denizde boğulurken ben
Musa'nın Rabbine iman ettim dediğinde Allah Firavunun dönüşünü kabul
etmiyor.Neden mi gördü çünkü,Hz Musa ona hakkı anlatırken sürekli
sorgulayan,alay eden,doğrulara rakip olan bir tavır içinde değimliydi.
Soğukta üşüyen biri ilerde ateş
görse ısınmak için ateşe davet edilmediği zaman neler hisseder nasıl kızar
değil mi.Kızgınlığını dile getirmek üzere
ateşe doğru yaklaştığında adamın ahırının yandığını ve onu söndürmeye çalışanları gördüğünde ise
yanlış düşüncesinden pişmanlık duyar ve yangını söndürmesine yardımcı olurken
hem de ateşin sıcağında ısınır herhalde.
Geçmişte yaşanan ve bizlere örnek teşkil etmesi gereken o kadar yaşanmış
tecrübeler var ki.Neden ibret almadığımızı,akıl dünyamızı düzgün
kullanmadığımızı,ruh dünyamıza kirli düşünceler bulaştırdığımızı,beden
sağlığımızı bozduğumuzu,kendimizi toplumda küçük düşürdüğümüzü anlamış değilim
ya sizler anlayabildiniz mi.