İşsizliğin, dünyanın en kötü,
dayanılmaz bir sızısıve acısıolduğunu yaşı kemale ermiş insanlar, başkalarına
muhtaç olduklarında daha iyi anlarlar.
Bir eli yağ da, bir eli balda olan
azınlıklar, yokluğun ve parasızlığın ne olduğunu maalesef anlayamazlar.
Tüm araştırmalar gösteriyor ki ülkemizin
en büyük sorunu işsizliktir. Açıklanan rakamlar korkunç sayılara erişmiş,
birçok insanımız bugünlerde iş bulacağından ümidini kestiği gibi geleceğe aitte
tüm umutlarını da yitirmişlerdir.
Eğer mesai saatleri içinde, yani insanların
çalışma saatleri içinde de kahveler ve çay ocakları dolu, sokaklar insanlarla
tıklım tıklımsa, bilinki o ülkede işsizlik hat safhadadır.
İçeceği birtek çayla akşama kadar
gazetelerin iş ilanlarını kaç kere büyük umutlarla okumuşlardır.Kim bilir günde
kaç kapı yüzlerine kapanmıştır.
Yandaş gazeteleri okuduklarında da
sanki aynı ülkenin gazetesi, aynı ülkenin insanları değil gibi piyasada çok iş
olduğu halde iş beğenmeyen yorum ve yazıları yüzleri kızararak okurlar.
Ülkemizde seçimlerin sık sık
yapılması, hükümetlerin bu vesile ile popülistpolitika uygulamasıyla tekrar
kandırılıyor, tekrar aldatılıyorlar. Umutlar hep başka bir bahara
ertelendiğinde birde bakıyorsun zaman geçmiş, yaş geçmiş.
İşsizler gözlerinin önüne çekilen
kara ve kalın perdeyi uzun süre çekip etrafını göremiyorlar.
Aynı işsizler seçim bitip rüyadan uyanana
kadar çok zaman geçiyor. Tam uyanacakları zaman yeni bir işe alınma
masallarıyla yeni bir rüya görmeleri sağlanıyor. İşsiz kardeşlerimizin uyanıp
silkinerek kendilerine gelmesi hep başka bir yöntemle engelleniyor.
Sarayın günlük yüksek giderleri,
hazinenin parasının büyük bir kısmını harcayarak, yeni yatırımların yapılmasına
mani oluyor.
Yapılan köprü ve hasta hanelerin
müşteri garantili yapılması devlet hazinesinin uzun süre sömürülmesine neden
oluyor. Halk dahada fakir olurken maalesef yandaş yükleniciler dahada zengin
oluyorlar.
Yapılan özelleştirmeler, daha az
işsizimizin iş bulmasına neden olurken,çalışanlarımız da hergün yeni vergi
kalemleriyle aldığı ücretlerle geçimini sağlayamaz duruma getiriliyor.
Torpili olmayan normal
vatandaşlarımızın polis ve askeriye hariç yerlerde iş bulma durumu nerde ise
imkânsızlaşıyor.
Açılan kadrolara da yandaş ve
yakınlarçeşitli yöntemlerle önce getiriliyor,sonrada daha iyi kadrolara
yerleştiriliyorlar.
Kısmi zamanlı işe alınanlarda
aldıkları ücretle çalışıp evinin, çocuklarının geleceğinisürdürmesi imkânsız
hale gelmiştir. Bu insanlarımız çocuklarının geleceğini, eğitimini nasılkarşılayacakları
ile derin endişeler taşımaktadırlar.
İşverenin istediği zaman
çalışanları kapının önüne koyması ise daha derin bir yara oluşturmaktadır.
İşin en acısıda işsizlik ülkemizin
bir numaralı sorunu iken, yandaş yazılı ve görsel basının bu konularla hiç
alakadar olmadığıdır. Bazı gazeteleri okuduğumuzda, çoğu televizyonları
seyrettiğimizde ortalık okadar güllük gülistanlık ki, herkesin imrenesi
geliyor!
‘’İş çok, herkes iş beğenmediğinden iş bulamıyor’’ diyede insanın
aklı ile dalga geçmeleri varya çoğu insanı deli etmektedir.
Ey hükümetin yetkilileri:
Biliyorum, hiçbirinizin işle
ilgili bir galesi yoktur. Çünkü tüm yakınlarınızı, uzun süren iktidarınız
zamanında ballı kaymağı olan yerlere yerleştirdiniz.
İnanın halkın durumu çok vahim.
Kimi iş bulamıyor, kimisi de iş bulmuş ağır vergi yükleriyle inin inim
inlemektedirler.
Sizleri her dönem destekleyen, her
dönem oy veren garibanlarıda biraz düşünün.
İnanıyorum ki onlar yine size oy verecekler.
Çünkü onları hep din iman ninnileriyle
uyuttunuz. Çoğunun uyanacağı da zor görünüyor. Çünkü din iman edebiyatıyla
uyutulanlar maalesef ölmeyince uyanmıyorlar.
Eğer uzun iktidarınızda onların
sizin üzerinizde bir kul hakkı olduğunu düşünüyorsanız, din, imanla ilgili
gerçekten samimi iseniz, Allaha samimi inanıyorsanız, şu işsizliğe acil bir çözüm bulun.
Şu günlerde milletin tenceresinde
aş yerine taş kaynadığını da sakın ha unutmayın.20.11.2019
İsmail Dursun KUZUCU