( Anılarım)
Öğleden sonra, dairenin önündeki bahçede, güzel havayı
değerlendirmek için sağa sola gezinti yapıyordum.
Daha önce hiç tanımadığım biri Yenişehir İlk Öğretim
Okulu’na müdür olarak atandığını söyleyerek yanıma yaklaştı.
Kararnameyi cebinden çıkararak bana doğru uzattı. ‘’İl Müdürümüz A…Bey’in selamı var hemen git
göreve başla tekrar yanıma gel’’ dedi.
Gerçekten doğruydu Vali Bey’de imzalamıştı.
Bir anda moralim bozularak, sinirlerim en üst düzeye geldi.
Ben bu ilçenin Milli Eğitim Müdürüyüm ve ilçeme atanan okul
müdüründen haberim yoktu.
O zamanlar atama
yönetmenliğinde ilçenin okullarına atanacak okul müdürleri İl de İlçe Milli
eğitim Müdürünün de içinde bulunacağı bir komisyon tarafından incelenir, sıraya
konulur; bunların içinden İl Milli Eğitim Müdürü ilk üç sıradan uygun gördüğü
bir arkadaşımızı valiliğe onaya sunardı.
Aslında bu okulumuz için ilde yönetmenliğe uygun böyle bir
toplantı yapılmıştı.
Müracaat eden üç kişi sıraya konuldu. Fakat atanan
arkadaşımızın ne müracaatı nede adı sanı bu toplantıya sunulmamıştı.
Kararnameyi okuduktan sonra kendisine vererek, sizi müdürlük
görevine başlatmıyorum. Alın bunu sizi buraya atayan müdüre verin. İlçe
müdürümüz kesiklikle başlatmayacağım diyor, deyim.
İl müdürümüz o zamanki bir iktidarın üç milletvekilini de
yanına almış gibi görünerek kendi dediklerini yapıyor, istediği gibi at koşturuyor,
mili eğitimle ilgili kendi kararlarını fütursuzca uyguluyordu. İl müdürü çok
farklı bir politika uygulayarak, aynı partinin üç milletvekilini biri birine
tutuyordu.
Atanan arkadaşı göreve başlatmayınca müdür beni telefonla
şimdi arar diye daireden ayrılmamaya çalışıyor, bu yapılan yanlışla da ilgili
sonuna kadar gideceğime kendi kendime söz veriyordum.
Eğer kanun ve yönetmenliklere uyulacaksa en üst makamdan en
alt makama kadar herkes uyacaktı. Uyulacak kanun ve yönetmenliğe sadece
zayıfların ve güçsüzlerin uyması istenmeyecekti.
Zaten haksızlıklar karşısında susmak bana göre bir davranış
da değildi.
Atanan arkadaşımız o
günden sonra her Cuma ve pazartesi gelerek göreve başlamak istediğini söylüyor
her seferinde de başlatamayacağımı söyleyerek: Sizi buraya hangi müdür verdiyse
gelsin başlatsın, ben başlatmıyorum, diyordum.
Aradan sekiz veya on hafta geçtiği halde atanan arkadaşımızı
göreve başlatmadığım halde hala il müdürü beni aramıyordu. En sonunda bu
atamanın üzerinde vali beyin imzası var. Vali bey duyar da niçin başlatmıyorsun?
Bu ili sen mi yönetiyorsun, ben mi derse ne olacak diye düşünmeye başlamıştım.
Aslında yaptığım tepki bayağı çok olmuştu. Atanan arkadaşımızı aslında on beş
gün içinde başlatmam gerekiyordu.
Atanan arkadaşımız Cuma günü geldiğinde:
Seni bugün
başlatmıyorum ama pazartesi gelirsen başlatacağım dedim.
Arkadaşımız çok sevindi. Pazartesi geldi görevine başlattım.
Daha on dakika geçmeden il müdürümüz telefondan arayarak makama gelmemi
söyledi.
Ben de burasının ilçe olduğunu ile gitmem için kaymakamdan
izin almam gerektiğini aynı zamanda arabamın da olmadığını, akşam beşten sonra
yanına geleceğimi söyleyerek kendisine mesaj vermek istedim.
Müdür Bey de makam aracını göndererek beni aldırtabileceğini
söyledi
Ben de olmaz, şu anda ilçede önemli görevlerim var, beşte
gelirim, daha önce gelemem, dedim.
İl müdürünün makamına vardığımda içerde hatırı sayılır
birinin olduğunu söylediler. Yalnız sekreter içeriye girip çıktı. Fakat
sekreter o zamana kadar olmayan hürmet ve davranışlarda bulunuyordu. Beklediğim
süre içerisinde çay, soğuk su, kahve gelerek ikramda bulunuldu. İl Müdürünün o
zamana kadar ilçe müdürlerine böyle bir davranışta bulunulduğu görülmemişti.
Biraz daha bekledikten sonra kapı açıldığında misafirle
beraber bekleme salonuna gelen müdür hemen boynuma sarılarak benim çalışkan bir
müdür olduğumu söyleyerek, makama sarmaş dolaş içeri girdiğimizde aslında ben
yakasını çoktan tutmuştum.
Kapının arkasında kendisine konuşmasına fırsat vermeden, siz
hangi yetkiyle benim haberim olmadan benim ilçeme atama yapıyorsunuz. Senin bu
yaptığın çok küstahça bir hareket olduğunu bilmiyor musun? İlin üç
milletvekilini uyguladığın bencil politikalarla biri birine düşürdün. Senin
milli eğitimdeki tüm oyunlarını bozacağım. Biliyorum başka okul ve ilçelerde
istediğin gibi at koşturup cirit atıyorsun. Benim ilçemde bunları yapamazsın. Kanunun
ve yönetmenliklerin bana verdiği yetkiyi sadece ben kullanırım. Sen den ve
yapacağın her hangi bir şeyden korkmuyorum. Ben de yapacaksam müdürlüğü bir gün
yaparım ama adam gibi yaparım. Yapamayacaksam da bırakır giderim. Kimselere de
eyvallahım yok dedim.
Yalnız benim sana
yapacaklarımdan kork. Eğer benim ilçemde benim yetkimde olan benim haberim
olmadan en ufak bir şey yaparsan bende hiçbir şeyi yanına bırakmamak için tüm
yasal yollara başvurum.
Ben bunları söylerken müdür bey gülerek ‘’Millet vekilimiz S…. Bey sizin de haberiniz
olduğunu söyledi. İstersen telefon edelim’’ dedi.
Telefonu açtı vekilimizle bir şeyler konuştu.
Vekilimizi telefonu bana vermesini söyledi.
Ben de sayın vekilime o ilçeye milli eğitim müdürü olarak atanmama
yardımcı oldunuz. Teşekkür ederim.
Madem il müdürüyle ilçeyi
beraber yöneteceksiniz, beni niye
ortaklığınıza alet ettiniz? Hemen beni görevden aldırınız yerime hangi kuklayı
istiyorsanız getiriniz, dedim.
Sayın vekilim il müdürünün kendisini de kandırdığını, ‘’Atamada İlçe Müdürümüz Dursun Beyle beraber
hareket ediyoruz, dedi. Hatta ‘’Böyle
biri ile bundan sonra işim olmaz’’ diyerek, bana büyük güven ve
desteklerini yeniledi.
Olay anlaşılmıştı. İl Müdürümüzün rengi değişti. Söyleyecek
söz bulamadı.
Kendisine dönerek içimden geçen her şeyi gayet açık
yüreklilikle söyledim.
Müdürüm, artık bu yaşadığımız olayı olmamış yaşanmamış kabul
edelim. Bu yaşadıklarımızı benim görev aşkı ve görev bilincimden
kaynaklandığını bilmenizi isterim. Bundan sonra ilçemde benim sorumluluğumda,
olan her şeyden haberim olmalıdır. Beni başka ilçelerin olur efendim, emredersiniz,
bende aynen sizin gibi düşünüyorum diyen müdürleriyle karıştırmayın.
Sakın ola ki bu olayı böyle geçiştireyim de zamanı gelince onun
açıklarını yakalayıp ondan hesap sorarım düşüncesine kapılmayın. Ben kimseye
haksızlık etmem ama bana da haksızlık edenlerin makamı ve mevkii ne kadar büyük
olursa olsun mücadele ederim.
İşi tatlıya bağlayarak oradan ayrıldım. O günden sonrada
benim ilçemle ilgili tüm konularda görüş ve düşüncelerimi almadan ilçemin
eğitim konularıyla ilgili karar vermedi.
Hatta milli eğitimle
ilgili çalışmalarımdan dolayı daha sonraki günlerde şahsıma bir plakette
vermişti.23.122019