Osmanlı
Devleti kendi içerisinde siyasi ve mali sıkıntılarla uğraşırken, dış dünyada
kuvvet dengeleri ve ittifaklar devamlı değişmiştir. Osmanlı Devleti’nin
karışıklıklar ve zaaflar içerisindeki hali, birliğini sağlamakta ve sanayileşmekte
emsallerinden geride kalan İtalya gibi yakın coğrafyadaki devletlerin dikkatini
çekmiş ve yayılma ihtiraslarını kamçılamıştır.
İtalya, yüzyılın başından itibaren işçi gönderme yolu
ile Trablusgarp’ta yerleşim birimleri kurmaya, etki alanı yaratmaya
çalışmıştır. Siyasi hazırlık olarak da İtalyanın Rusya ve Avusturya ile anlaşma
yoluna gittiği görülmüştür. XX. yüzyılın ilk
yıllarından itibaren başlayan İtalyan hazırlıklarına karşı öncelikle II.
Abdülhamid’in siyasi ve askeri tedbirler aldığına işaret edilmelidir.
Trablusgarp’a dirayetli subaylar göndermeye özen
göstermesinin yanı sıra silah ve mühimmat sevkine de önem vermiş olan Padişah,
Bingazi ve içeri kesimlerde çok etkili olan Senusileri de silahlandırmıştı.
Ancak yeni yönetimin Trablusgarp’taki düzenli orduyu Yemene göndermesi ve
Sultan Abdülhamid’in yığdığı cephane ve mühimmatı, yapılan ikazlara rağmen
İstanbul’a getirtmesi bölgenin savunmasını önemli ölçüde zaafa uğratmıştır.
İtalya ilk olarak 28 Eylül 1911‘de 24
saatlik bir ültimatom vererek Trablusgarp ve Bingazi’nin teslimini istemiştir.
Gerekçe olarak ta, Trablusgarp ve Bingazi’nin Osmanlı Devleti tarafından her
bakımdan geri bırakıldığını, bölgedeki İtalyanlara ve yabancılara kötü
davranıldığını ileri sürmüştür. Osmanlı hükumeti ise buna karşın, eğer İtalya
askeri işgal gibi sert hareketlere girişmezse Osmanlı Devletinin toprak
bütünlüğünü çiğnememek kaydı ile her türlü teminatı kabul edebileceğini
bildirmiştir. Ancak İtalya savaş ilanını aynı gün yapmıştır. Savaş ilanı
üzerine Sadrazam İbrahim Hakkı Paşa istifa etmiş, yerine Said Paşa
getirilmiştir.Bundan sonra 5 Ekim 1911 günü 80.000
kişilik İtalyan saldırı başladı.
Mustafa
Kemal Gizli Görevle Trablusgarp’ta
Trablusgarp’ın işgali Türk kamuoyunda, özellikle genç
subaylar üzerinde büyük etki yaptı. İttihat ve Terakki Cemiyetine mensup genç
subaylardan Enver Paşa, Mustafa Kemal Paşa, Eşref Kuşçubaşı Bey, Ali
Fethi Okyar Bey, Nuri Conker Bey, Süleyman Askeri Bey, Yakup Cemil gibi
gönüllü olanlar, Osmanlı Genelkurmayı’nın gizli görevlendirmesi ile ve çoğu
gazeteci kimlikleri ile Trablusgarp’a gittiler. Mustafa Kemal Bey de
gazeteci Mustafa Şerif takma adı ile Mısır üzerinden ünlü
ittihatçı fedai Yakup Cemil‘le beraber Trablusgarp’a gitti. Mustafa
Kemal Paşa, Derne ve Tobruk’ta cephe savaşına girişti ve başarılarından dolayı
binbaşı rütbesine yükseltildi. Bir avuç Türk subayı önderliğinde bölge halkının
direnmesi sonucu İtalyanlar sahilde çakılı kaldılar.
İtalyanlar uzun menzilli toplar ile şehri topa tutmaya
başladılar. Türk topçusunun başarılı faaliyetleri sonucu bir İtalyan zırhlısı
battı bir diğeri de yara aldı. 17 Temmuzda ikinci taarruza geçen İtalya yine
mağlup edildi. Bu sefer iki İtalyan gemisi batırıldı.Fakat
daha sonra Osmanlı ordusu daha fazla mukavemet gösteremeyerek geri hatlara
çekilmeye başladı ve İtalyan birlikleri Trablus ve Tobruk’a asker
çıkarmışlar,13 Ekim de Derne, 18 Ekimde Hums, 20 Ekimde ise Bingazi’yi işgal
etmişlerdir.
Osmanlı
Devleti, bölgeye kara bağlantısının olmaması ve denizde İtalyan donanmasını etkinliği
( Çanakkale Boğazı İtalyan gemileri tarafından kapatılmıştır.) dolayısıyla
Trablusgarp’taki kuvvetlere takviye gönderememiştir.
Trablusgarp
savunmasında Türk askerlerinin yanında eğitimsiz, silahı yetersiz ancak
gayretli, mücadeleci 15.000-20.000 kadar yerli halkta yer almıştır.
Kuvvetler arasındaki bu dengesizliğe rağmen İtalyanlar, ancak kıyılarda
tutunabilmişler, savaşın neticelenmesine kadar hiçbir yerde toplarının
menzilinden öteye gidememişlerdir.Bu faaliyetlerinden netice alamayan İtalya bu
sefer 12 Adayı işgal etmiştir. Amaçları ise Osmanlı Ordusu na mensup bir avuç
subayın direnişini kırmak ve geri çekilmesini sağlamaktı.
Türk
subaylarının önderliğinde Trablusgarp yerli halkının mücadelesi devam ederken
Osmanlı Devleti, iç isyanlarla, iç politik mücadelelerle ve daha da kötüsü
Balkanlardaki 8 Ekim 1912’de başlayan savaşla sarsılmakta idi.
Uşi antlaşmasının İmzalanması
Dış politikada yalnız kalan Osmanlı Devleti, nihayet
direnişin fazla devam edemeyeceğini anladığından İtalyanlarla barış masasına
oturdu. İsviçre’nin Ouchy (Uşi) kasabasında 15 Ekim
1912 de antlaşma imzalandı ve bu antlaşmaya Uşi Antlaşması denildi. Buna
göre:
1. Osmanlı İmparatorluğu, Trablusgarp
ve Bingazi'deki kuvvetlerini çekecek ve buraları İtalya'ya bırakacak,
2. Osmanlı İmparatorluğu,
Trablusgarp'taki Müslümanların haklarını koruyacak,
3. İtalya Krallığı, On İki Ada'yı
Osmanlı İmparatorluğu'na geri verecekti.
Ancak
Osmanlı İmparatorluğu, Balkan Savaşları'nda Oniki Ada'yı Yunanistan'a kaptırma
endişesi içinde kaldığı için adaları, savaştan sonra geri almak şartıyla
İtalya'ya verdi. Ancak İtalya, Balkan Savaşları bitmesine rağmen adaları kendi
topraklarına kattığını ilan etti.
Savaş
sonunda Osmanlı İmparatorluğu, Kuzey Afrika'daki son topraklarını da kaybetmiş
oluyordu. Ayrıca ileriki
yıllarda Türkiye ve Yunanistan arasında sıkça sürtüşmelere
neden olacak olan adalar sorunu da başlamıştı. II. Dünya Savaşı sırasında Almanya tarafından
işgal edilen On İki Ada, bir taktik ve hediye olarak Türkiye'ye hediye edilmek
istenmiş, ancak ülkenin tarafsızlığını bozacağı için, bu öneri reddedilmiştir.
On İki Ada, 1947 yılındaki Paris Antlaşması'yla Yunanistan'a bağlanmıştır.
İtalya'da
ise savaş, İtalyan Milliyetçiliği'nin gelişmesine katkıda bulunmuş ve 1922
yılında Benito Mussolini'nin iktidara gelişini kolaylaştırmıştır.
Savaşta
içine düşülen çıkmaz, Osmanlı siyasi hayatına 21 Kasım 1911'de Hürriyet ve
İtilaf Fırkası'nın kurulması biçiminde yansıdı. Hürriyet ve İtilaf Fırkası'nı
kuran ve bu fırkaya giren kişilerin tek ortak oldukları konu, İttihat ve
Terakki düşmanlığıydı. Fırkanın birinci amacı da İttihat ve Terakki'yi
iktidardan uzaklaştırmaktı.İttihat ve Terakki'nin itibarını büyük ölçüde
kaybettiği bu günlerde, Hürriyet ve İtilaf'ın ortaya çıkması, çok taraftar
toplamasına ve dağınık durumdaki muhalefeti birleştirmesine sebep oldu.
Notlar
Trablusgarp
Savaşı, içinde barındırdığı bazı ilkler sebebiyle de ayrıca ilginç bir
savaştır. Dünya tarihinde ilk kez uçakların savaş aracı olarak kullanılması bu
savaşa rastlar. Trablusgarp Savaşı'nda İtalyan uçakları savaş sırasında
bombalama ve bildiri dağıtma gibi görevler üstlenmişlerdi. İtalyan pilot Giulio
Gavotti 1 Kasım 1911'de dünya tarihinde ilk kez uçaktan Osmanlı askerlerinin
üzerine bomba atarak bir hava saldırısı gerçekleştirdi. Bunun için İtalyanlar
dünyada bir ilki gerçekleştirmişlerdir.
Savaşın Sonuçları:
·
İtalyanlar
Trablusgarp’ı ele geçiremeyince Osmanlı Devleti’ni barışa zorlamak için On İki
adayı işgal etti.
·
Balkan
Savaşı’nın başlaması üzerine Osmanlı Devleti anlaşma yapmak zorunda kaldı.
·
Osmanlı
Devleti Kuzey Afrika’daki son toprak parçasını İtalya’ya verdi.
·
Mustafa
Kemal Paşa Trablusgarp’ta kazandığı başarılar(Derne-Tobruk) sonucu binbaşı
oldu.
·
Kuzey
Afrika’da İtalyan sömürgesi başladı
·
On İki Ada
fiilen elden çıktı
·
İtalyanlar
ilk defa Ege Denizi’ne yerleşti.
·
Balkan
devletlerinin Osmanlı üzerine harekete geçişi kolaylaştı
·
İttihat ve
Terakki Partisi prestij kaybetti.
108 yıl önce
vatan topraklarını savunmak için Trablusgarp’a giden Türk Ordusunun kahraman
subaylarını rahmet ve minnetle anıyorum.