Yaya Hakları ve Demokrasi
Soru: Yaya
geçidi tasarımının kökeni neresidir?
Cevap:
Romalılar
Pompei /
Napoli / İtalya
Resimlerden yaya geçidi ve yaya haklarının en az ikibin yıllık olduğunu varsayabiliriz.
Yukardaki posta pulu 1971’de Almanya’da trafik kanununda yapılan
değişikliği tanıtmak için basılmış. Yaya geçidinde öncelik hakkı olan yayalara,
hızını azaltmadan yaklaşan sürücülere elle “yavaşla ve dur”anlamında uyarı işareti yapma
hakkının verildiğini anlatıyor.
Alttaki resimde de bir
ilkokul öğrencisine yaya geçidi olmayan bir sokakta trafik polisi gözetiminde
karşıdan karşıya geçiş eğitimi verilmesi görülüyor.
Yeni yetişen genç kuşaklara
trafik eğitimi verilmesi, trafikteki hak ve görevlerinin mümkün olan en erken
yaşlarda öğretilmesi önemli. Hatta o kadar önemli ki, bu aynı zamanda bir
Vatandaşlık ve Demokrasi eğitimi. Nasıl mı?
Aşağıdaki cümleler Prof.Dr.Erol
Manisalı’nın 11.07.2011 tarihli
Cumhuriyet gazetesindeki köşe yazısından alındı. Basında çıkan yazılar içinde
yaya geçidi ve yaya haklarını en iyi anlatan belki de tek yazı. Böyle bir
yazının bir bilim adamı tarafından yazılmış olması bizler için büyük bir şans.
“Bir toplumda trafik kurallarına uyum demokrasinin en önemli
göstergelerinden birisidir.”
“ yolu geçerken yaya geçidini kullanma hakkı elinden alınan
vatandaş siyasal, sosyal ve iktisadi olarak da demokrasinin gerektirdiği
katılımları gerçekleştiremez. Her zaman üzerine gelen bir güç bulunur.”“Güç bende” diyenler her şeye egemen olmaya başlarlar.
Ortada demokrasi diye bir şey kalmaz!...”
“Yaya geçidindeki denge ile küresel dengeler arasında bir
örtüşme vardır. Ancak bu konuda tersine bir korelasyon geçerlidir. Yaya geçidinde
kurallara uyulmayan ülkeler ya işgal edilirler ya da himaye altına alınırlar.
Çünkü o ülkelerde demokrasi çalışmaz”.
Yukardaki cümlelerden çıkarılabilecek özet şu: Bağımsızlık ve demokrasiyi korumak için yaya haklarını öğretmek, korumak
ve kullandırmak şart. Kamu yönetimi öncülük etmeli. Yaya geçidinde durmayan
sürücüye daha yüksek cezaların yanı sıra yayalara “hakkını koru ve kullan”bilinci verilmesi gerekli. “Ya kullan ya da kaybet”doğada ve evrimde geçerli olan bu kural
demokrasi ve yaya hakları için de geçerli.
Yayaların trafikteki haklarını kullanmaları ve savunmaları aynı zamanda
ülkelerinin bağımsızlık ve demokrasisini savunmalarıdır.
Alpay LÖK* Mak.Y.Müh. (28.12.2019).
Direksiyonda Telefona
Bakanlar:
2 saniyenin
telafisi 185 metre!
Telefonla uğraşmanın kazaları
artırdığı gerçeği ortaya çıktı. Direksiyonda iki saniye telefona
bakan sürücünün, direksiyon hâkimiyetini sağlaması için 185 metre boşluğa
ihtiyacı var.
Jandarma Genel Komutanlığı, “Araç sürüşü esnasında cep telefonukullanımının
etkileri’’ hakkında yaptığı araştırmada,
seyir halindeyken cep telefonu kullanımının tehlikesini açıkladı.
Seyir halinde telefon kullanımının “Alkollü araç kullanmaktan
daha tehlikeli olduğu”belirtildi. Raporda, cep telefonu kullanımı için, “Trafikte
her an görülen bir tehlikeye dönüşmüştür” denildi.
“Bir
sürücünün aracıyla saatte 120 km hızla giderken telefonunun çalmasısonucu ekrana bakmak için gözünü
sadece 2
saniye süreyle yoldan ayırması durumunda görmeden
alacağı mesafe 66 metre dir”.
Sürücünün tekrar yola baktığında ve durmayı veya manevra yapmayı zorunlu
kılan bir tehlike gördüğünde, durabileceği
mesafenin ise yaklaşık 119 metre olduğu vurgulandı. “Yani sürücünün 2 saniyelik
süre için 185 metre lik bir boş alana
ihtiyacı var” denilerek tehlikenin
boyutu gözler önüne serildi.
Diğer bir tarifle kat
edilecek olan bu mesafe pratikte ölçümlediğimiz zaman, yaklaşık iki futbol sahası uzunluğuna tekabül
etmektedir. Ki o hızda bir kazada
ölüm mukadderdir!
Şehir içinde ise saatte 50 km hızla giden bir araç sürücüsünün, 2 saniyede aldığı mesafe 27 metre olmaktadır. Bu hızla ilerleyen şoför durmak
isterse, ayrıca 26
metrelik bir mesafeye daha ihtiyacı vardır.Yani toplamdabu mesafe53
metredir.
İşte bundan dolayı“Şehir içinde araçlarınsadece birkaç metre arayla birbirlerini
takip ettiği göz önüne alınırsa, arkadan veya yandan çarpmalar kaçınılmaz olmaktadır”.
Ayrıca seyir halinde iken cep telefonu ile konuşan şoförlerde görülen
olumsuz etkiler şu şekilde sıralanmaktadır:
- Muhakemede boşluk,- Yol şartlarına daha az dikkat,- Yol
çizgisini takipte zafiyet, - Kalp atışı yüksekliği ve gerginlik,- Göz
hareketlerinde azalma,- Görüş açısının azalması, - Tepki
süresinde azalma olarak tespit edilmiştir.
Trafik canavarına 11 ayda 2 bin 346 kurban!
Türkiye genelinde 11 ayda meydana gelen 381 bin trafik
kazasında 2 bin 346 kişi hayatını kaybetti, 264 bin kişi ise
yaralandı. 15 milyon sürücüye 5.7 milyar lira trafik cezası
kesildi.
Yapılan tüm ikaz ve artan denetimlere rağmen kural tanımayan sürücüler can
yakmaya devam ediyor. Emniyet Genel Müdürlüğü verilerine göre yılın 11 ayında Türkiye genelinde meydana
gelen 381 bin 996 trafik kazasında 264 bin 858 vatandaş yarandı, 2 bin 346 kişi hayatını kaybetti.
* 166 bin 83 kazaya sürücü, 14 bin 993 kazaya yaya, 3 bin 868 kazaya araç, 974 kazaya yol,
2 bin 406 kazaya ise yolcu
kusuru neden oldu.
* Kazalardan 4 bin 281’i
kırmızı ışıkta durmayan sürücüler yüzünden gerçekleşirken, taşıt giremez trafik
işareti bulunan yerlere giren 4 bin 313
sürücü de kazaya davetiye çıkardı.
* Alkol alıp direksiyon başına geçen 2 bin 134 kural tanımaz sürücü, yaralamalı ve ölümlü kazalara
karıştı. Aşırı hızla araç kullanan7 bin 082
sürücü de kazalara davetiye çıkardı.
* İstanbul’da 119, İzmir’de 116, Ankara’da 101 kişi trafik kazalarında hayatını kaybetti.
* 15 milyon 21 bin 568
sürücü ve yayaya 5 milyar 74 milyon 297
bin 297 lira ceza kesildi.
* Alkol alıp direksiyona geçen 166
bin 464 sürücü hakkında ise yasal işlem uygulandı.
* Çeşitli kural ihlalleri sebebiyle 1 milyon 301 bin 41 araç ise trafikten men edildi.