Vücudumuzdaki
azalarımızı örtmek için neredeyse günümüzün tamamını çeşit çeşit mağazalara
gidip, elbiseleri deneyip üstümüze en güzelini yakıştırabilmek için bir çaba
içerisindeyiz. Elbise aradığımız kadar bu azaları bize bahşedeni arasaydık
inanın bulunurdu. Bizler genellikle sanata bakıyoruz sanatçıya değil.Nakışa
bakıp nakkaşı göremez olduk. Kalemin yazdığını sanıyoruz yazdırana hiç
bakmıyoruz. Tarifi olmayan şükründen aciz kaldığımız, kelimeler ile ifade edemeyeceğimiz böyle bir sanata
sahibiz. Hiç teşekkür edebildik mi bize verilen bu kadar büyük nimetlere?
Tefekkür edebildik mi? Kendi sağlığımızdan aşağı kişilere bakıp hiç
şükredebildik mi? Vücudumuzun herhangi bir azalarına bakıp, şükürler olsun elim
ayağım gözüm hiçbir azam eksik noksan değil diye düşündük mü? Eksik olanlara
bende böyle olabilirdim; ama değilim diye onların hâllerinden bir nebze de olsa
anlayabildik mi?
Cüneyd
Bağdadi hazretlerinin şükür tarifi bir başka idi. “Şükür, sana verilen
nimetlere istinaden Allah’a şirk koşmamak, verilen nimetleri işleyeceğin
günahlara sermayen yapmamandır.” Allah’a şirk koşulmayacağını herkes anlarda,
işleyeceğin günahlara verilen nimetleri nasıl sermaye yapmayacaktık? Düşünün ki
işleyeceğimiz bir günahı verilen azalarımızı götürmeyeceğiz. Böyle bir şey
imkânsız olduğu için, bu sözü kalbe işletirsek o zaman hiçbir günahı işlemek
zorunda kalmayız. Peygamber Efendimizin (sav) bir hadisi şerifinde “Nasıl
yaşarsanız öyle ölürsünüz, nasıl ölürseniz öyle dirilirsiniz.” Onun içindir ki
yapılan yanlış fiillerde öleceğimizi unutmayıp ona göre davranmamız lazım.
Verilen bütün azalarımızın şükrünü nasıl yaparız diye biraz düşünmek gerek.
Şükür
kendi cinsinden olunca daha eftal olurmuş. Paranın şükrü garibanlara
vererekten, gözün şükrü güzel bakaraktan, ayağın şükür iyi yerlere
giderekten... Şükür aslında nimeti değil de vereni görebilmekti. Nefesin şükrü
ise vereni anarak olurmuş. İnsan sevdiğini anar, andığını severmiş. Aldığımız
bir tek nefesin bile şükrünü eda edemezken yapılan dualarda ise çok cüretkâr
davranmıyor muyuz acaba? Rabbimin, çok bağışlayıcı, çok merhametli olduğunu
Kuran-ı Kerim’de bahsediliyor. Onun içindir ki bu kadar büyük nimetlere
şükrederken acizliğimizi her anımızda dile getirmek gerekir.