( ANILARIM)
Sokak düğünlerinin
yasaklandığı, katı bir şekilde denetimlerin yapıldığı, sokak müzisyenlerinin
kan ağladığı, düğün salonu sahiplerinin keyfinden saz çalıp oynadığı yıllardı.
Sokak düğünlerinin
yasaklanması, merkezdeki fırınların hala çalışması, taş ocaklarının çevreye
verdiği büyük zararlarla ilgili valiliğimizi ilgilendiren beş altı konuda yazı yazmıştım.
Bu yazıları yazdıktan
sonrada valilikten birileri yüzde yüz arar, konularla ilgili şahsımı veya
gazetemi bilgilendirme yaparlar diye beklemeye başlamıştım.
Bir veya iki hafta daha
bekledikten sonra arayan soran olmayınca tekrar ‘Sayın Valime Mektubumdur’diye
yeni bir köşe yazısı yazmıştım. Herhalde Sayın Valim bu mektubuma cevap verir
diye bayağı umutlanmıştım.
Çünkü böyle geniş
kitleleri ilgilendiren bir konuda yerel basında çıkan haber veya yorumlar başka
bir ilde yetkililer tarafından muhatap alınıp, tahlil edilir, ilgili yerlere bilgi
verilirdi.
Fakat nafile bekleyişim
bir hafta daha sürdü. Arayan soran olmayınca gazetenin internet sayfasından
yazıların çıktısını alarak Vali Bey’le görüşmek üzere valiliğe gittim.
Vatandaşlarımızın
sorunlarıyla ilgili bir konuda valiliğimizin kayıtsız kalacağını düşünmemiştim.
Sayın Valim A….Bey güler
yüzle gayet samimi bir ortamda beni karşıladı. Aynı zamanda İl Genel Meclisi
üyesi olarak çalıştığım içinde köylerimizin sorunlarıyla ilgili sohbet etme
fırsatı bulmuştum. Daha sonra gazetenin internet çıktısı yazılarımı kendisine
göstererek, şehrimizin sorunlarıyla ilgili birkaç yazı yazdım. Bu konularla
ilgili valilik tarafından aranırımdiye çok bekledim. Valilik tarafından
aranmayınca, Sayın Valim köşemde size bir mektup yazmıştım buna yüzde yüz Valim
cevap verir diye beklemiştim.Mektuba da cevap alamayınca sizinle görüşmeye
gelme ihtiyacı hissettim.
İnternet çıktısı köşe
yazılarımı Vali Bey’e uzattım.
Yazıların önemli
kısımlarının altını çizmiştim. Fakat Sayın Valim yazıların tamamını tek tek
okuyarak aradada bana sorular soruyordu. Vali Bey yazıları görüp okuduktan
sonra hayretini belli ediyordu.
Yazıların tamamını
okuduktan sonra yüzü daha da ciddileşerek ‘’Başkan, ben bu yazıların hiç birini
görüp, okumadım’’ dedi.
Ben de Sayın Valim, haddim
olmayarak söylemek isterim ki Valiliğiniz Basın müdürü bunların altını çizerek
sizleri bilgilendirmemiş, görevini biraz ihmal etmiş dedim.
Vali bey basın Müdürünü
odasına çağırdı. Yazıları göstererek ‘’Bu
yazılardan benim niçin haberim yok, beni niçin bilgilendirmedin? Bunları bana
getirip bilgilendirmek sizin göreviniz değilmi?’’ diye sözle ve beden
diliyle bayağı uyardı. Daha sonra bu konuyla ilgili görüşeceklerini söyleyerek
çıkmasını istedi.
Basın müdürü kızarıp
bozararak göz göze geldiğimizde, canımı alacak gibi bakıyordu.
Vali Bey bana dönerek ‘’Hocam burada size teşekkür ediyorum. Siz
bir vatandaş olarak, ilimizin önemli bir gazetesinin köşe yazarı olarak,
toplumsal konulara değinerek aslında ilimizin sorunlarına parmak basmışınız.
Eksikliği bizim bu konuda görevli arkadaşlarımız yapmış. Size ve gazetenize
tekrar teşekkür ederim’’ dedi.
Vali Bey’e umduğumdan daha
fazla ilgilenmesinden dolayı teşekkür ederek oradan ayrıldım.
Birkaç gün sonra köşe
yazdığım gazeteye vardığımda gazete patronum M… Bey:
-Hocam sizin valilik Basın
Müdürüyle bir sorununuz var mı?
-Hayırdır patron bir şey
mi oldu.
-Bana Dursun Beyi gazetede
yazı yazdırma, başka adammı bulamadın diye baskı yaptı.
Vali Beyle yaşadığım
valilikteki konuşmaları M…Bey’e anlattım. Daha sonra ben gittikten sonra Vali
Bey’in yüzde yüz kendisini sıkıştırmış olacağını söyledim.
M…. Bey’de
‘’Hele anlamıştımdemek ki Vali Bey kötü
sıkıştırmış olacak ki valilik Basın Müdürü bana bayağı baskı yaptı. Böyle bir
şey olabileceğini tahmin etmiştim. Sizin gibi görev ve sorumluluğunu bilen
ilimizde kaç yazar var. Desene Müdür sert kayaya çarpınca Vali Bey’den bayağı
azar işitti.
Siz
yazmanıza devam edin Hocam, herkes kendi işine baksın’’ dedi