Kıbrıs Türklüğü, Rumların başlattığı Enosis projesi ile1950’li
yıllardan beri çok eziyet görmüştür. Türk Mukavemet Teşkilatı ile mücahitleri
harekete geçiren Kıbrıs davasının büyük lideri merhum Dr. Fazıl Küçük’ün
başlattığı mücadele ile Türkler Rum zulmüne karşı direnişe geçmişlerdir.
Anavatan’ın 1974 Kıbrıs Barış Harekatı ve nihayet rahmetli kurucu Cumhurbaşkanı, büyük Türk
Milliyetçisi Rauf Denktaş’ın Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni kurması ile bu mücadele önemli bir aşama katetmiştir.
Maalesef Rauf Denktaş’ın 2005 yılına kadar yürüttüğü bu
zorlu mücadele “istenmeyen adam” ilan edilmesine kadar devam etmiştir. Onun
arkasından seçilen Cumhurbaşkanları Kıbrıs davası milli çizgiden çıkarak farklı
bir mecraya taşınmıştır. Bu politika değişikliği her geçen gün biraz daha Türk
milletinin canının sıkmaktadır.
Maalesef milli devlet politikası ile hareket etmemiz
gereken bir konuda Denktaş’ın onurlu ve dik duruşundan, Annan Planı’na, oradan
Talat’a, oradan da Akıncı’ya geldiğimiz süreçte nerelerde eksik ve hatalar
yaptığımızı bir kez daha gözden geçirmemiz gerekir.
Şimdiki Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın daha önce “Barış
Pınarı Harekatı” ile ilgili yaptığı çirkin ifadeleri daha
hazmedememişken şimdi de İngiltere’de yaptığı açıklama maalesef Türk milletinin
sabrını taşırmıştır.
Mustafa Akıncı işi ihanete götürerek ‘Kıbrıs Türk´tür, Türk kalacaktır’ siyaseti 1950’lerin sloganıdır.
Gerçek durumla ilişkisi yoktur. Kıbrıs´ta yaşayan farklı toplumlar vardır ve
barış içinde yaşayacakları federal bir düzen arayışı sürmektedir.“ diyerek 70 yıllık mücadeleyi yok saydığı gibi
şehitlerimizin kemiklerini de sızlatmıştır.
Kırım’ın Rus
ordusu tarafından ilhak edilmesi ile Kıbrıs Türk’ünü Rum zulmünden kurtaran Kıbrıs
Barış harekatını birbirine benzetmesi ve KKTC’yi kuran Türkiye Cumhuriyeti iken
ortadan kaldıracağı düşüncesi akla ziyan bir durumdur.Ve tamamen Rum ağzıyla
konuşmaktan ibarettir.
Hele birde ikinci
Tayfur Sökmen olmayacağını söyleyen Akıncı en iyimser ifade ile akıl tutulması
yaşamaktadır. Utanmadan Mustafa Kemal Atatürk’e bağlı, Kuvayı Milliyeci Tayfur
Sökmen’e dil uzatması bardağı taşıran son damla olmuştur. Milli şuurdan yoksun
bir kişinin Hatay’ın kahramanı dil uzatması kabul edilemez.
Tayfur
Sökmen, Atatürk’ün deyimiyle 40 asırdır Türk yurdu olan Misak-ı Milli sınırları
içerisinde olan bir bölgeyi üstelik Hatay meclisinin kararı ile Anavatana
bağlayarak Atatürk’ün ülküsünü gerçekleştirmiştir.
Bugün Tayfur
Sökmen’e söz söyleyebilen bir kişi yakında Rauf Denktaş’ı da utanmadan
eleştirecektir.
Seçim
kampanyasında İngiliz, Rum desteği arayışına giren Akıncı’nın dersini sandıkta muhakkak
Kıbrıs Türklüğü verecektir.
Akıncı’nın
açıklamaları en iyimser yaklaşımla akıl tutulmasıdır. Tarih, hak, hukuk, vatan,
millet bilmeyen bir aklın hezeyanıdır.
Dünya
tarihinde belki de ilk defa bir Cumhurbaşkanı kendi devletini yok etmek için
çalışıyor. Akıncı bu emeline kavuşamadan bir an önce Türk milleti onun siyasi
hayatına son vermelidir.