Allah (c.c), Hz. Musa’ya (as) Sina Dağı’nda “ Firavuna git,
yumuşak üslup ile dini tebliğ et” diye emir verir. Musa (as) kalbinde bir zelle
oluşur. Peygamberler günahsız oldukları için, ismet sıfatları üzerlerin de
tecelli ettiğinden dolayı hatadan da aşağı bir şeydir zelle. Kalbine ailesi
gelir. 6 aylık yol rızıklarını kim getirir diye düşünce hâsıl olunca.
Görünmeyeni gören, bilinmeyeni bilen bir Yaratıcı, kalbindeki düşünceyi görünce
“Ya Musa Kızıl Nehir’e in” diye emir verir. Verilen emir üzerine nehre iner ve
ayağına büyük bir kaya çarpar. Çıkartılması için emir gelince, zor güç çıkartır
ve asası ile vurmasını emreder Rabbim. İlk vurmasında içinden bir kaya daha
çıkar, bir kez daha vurur asayı tekrar bir kaya, en son vuruşunda kayanın
içinde siyah bir böcek, ağzında küçük bir yaprak parçası. Allah-u Teâlâ, Hz.
Musa’nın (as) kulağından perdeyi kaldırır. Böcek mütemadiyen şunları söyler, “Beni
gören, gözetleyen, rızkımı veren Allah’ı tesbih ederim.” Bu olay Şah-ı
Nakşibendi hazretlerinin Evrad-ı Kudsiyesi’nde geçer. Allah-u Teâlâ “Ben
el-Rezzak’ım, inansın, inanmasın yaratılmışların rızkına kefilim” der.
Bizler
ise çalıştığımız zaman kendi rızkımızı kendimiz kazanıyoruz diye düşünüyoruz.
Çalışmak sebepler dairesindedir, bir eylemdir. Rabbim rızka kefildir ama bir
çalışma olmadan da olmaz. Hayatta en basit eylem yemek yemek, o da
çiğnenmeyince yutulmuyor maalesef. Rızkımızdan ve ölümden korktuğumuz kadar
Allah-u Teâlâ’dan korksa idik, rızkımız da bol olurdu, ölüm de kolaylaşırdı.
Bizler peşinden koştuğumuz rızıklar için, vereni pek de görmüyoruz. Çokça
kazanmanın peşindeyiz. Yaratılmışlar da sadece insan yarını düşünür. Ama
Allah’a tam bağlı tam teslimiyet içinde olanlar, yarının endişesi olmaz
onlarda. Yuvasından çıkan bir kuşun rızkını veren deldiği boğazı aç koymaz.
Kimi et yer, kimi yavan ekmek, ama elbet doyar.
Kesin
olan hükümler değişmez. Rızık ve ölüm. Mesele rızkımız kazandığımız da helal mi
haram mı diye çok dikkat etmeliyiz. Maide Suresi, 88. ayeti kerimde “Allah’ın
size rızık olarak verdiklerinden helal ve temiz olarak yiyin. Kendisi’ne
inanmakta olan Allah’tan korkup-sakının” der Rabbim. Bu meyanda ise Erzurumlu
İbrahim Hakkı Hazretleri “Benim Hakk’a münâcâtım değil bir rızk için hâşâ/ Hudâ
Rezzâk-ı âlemdir, rızıksız kul yaratmaz ya/ Benim Allah’a yalvarıp yakarmam
hâşâ rızk için değildir/ Allah Teâlâ bütün âlemi rızıklandırandır, rızıksız kul
yaratmaz ya!”