Bu devirde ya deli olacaksın ya veli. Çünkü deliler
başkası beni nasıl görür, bana ne derler diye bir gailesi olmaz. Aklına geldiği gibi yaşayacağını yaşar. Canı ne istiyorsa onu yapar, çekinmez. Veli ise
insanın bakış açısından daha çok Allah nasıl bir yaşam biçimi istiyor ona
bakar. O da insanlar ne der, nasıl bakar diye herhangi bir düşünce olmadan
yaşar yaşayacağını. Bir de insanın kendisi olma gibi bir güzelliği var.
Günümüz toplum yaşantısında, genelde olduğumuzdan çok diğer insanların gözünde
nasıl bir yaşam biçimimiz var diye onların gözünde görmeyi tercih ediyoruz.
Aslında onların istediği kalıba girmek için çabalıyoruz. Olduğumuz kalıbı bir
tarafa koyup olmayan bir kalıba girmeye çalışıyoruz. Aslında çok basit kendin
olabilmek. Bir de kendin ile baş başa kalmak. İçine dönmek. Bizim büyük dramatizemiz işte burada saklı: içimize dönememek, kendimizi dinleyememek.
Yalnız kaldığımızda; yanlışlarımızla, hatalarımızla veyahut günahlarımızla yüzleşmekten
korktuğumuzdan dolayı, yalnızlığı pek tercih etmiyoruz. Özümüzde bulunan ne
varsa bilinçaltında sakladığımız şeyleri dışa çıkarmaktan korktuğumuz için ağır
gelir korkusu ile kaçışımız hep ters yönde. İçe doğru değil, hep dışa doğru
yaşıyoruz. Genelde gürültülü bir yaşam tarzımız var. Hayatımız o kadar hızlı
akıyor ki kendimizi dinlemeye vakit bulamıyoruz. Durup baktığımızda kendimizi dinlememekle o kadar büyük hatalar
yapmışız.
Bir de bize hatalarımızı söyleyenler olduğunda, kabul
etmiyor, sanki haklı olduğumuzu ispatlamak için çaba içerisinde oluyoruz. İnsanız elbet hata yapacağız. Mühim olan bu yanlışlardan dönmek ve hatayı kabul etme
erdemliğini göstermek, hatayı söyleyenin de o hatayı affetme erdemliğini
göstermesi, tam manasıyla insan olabilme ve insan olmanın özüne varmanın
temelidir. Maalesef toplumca eleştirilmeye açık bir yönümüz yok. Aslında
eleştirildiğimiz zaman, nefsimize ağır geldiği için tepkimiz soğuk, ağır ve
ters oluyor. Velhasıl-ı kelam avam
kusurlarından arınmak istese de arınamaz, ârif istese de bunu yapamaz. Kusur
görmek avamın yaşamı iken ârifin ise elinin tersi ile ittiğidir. Bir ağabeyimin
"Kusur görenindir Erol’um!" sözü kulaklarımda çınladı.