Hemen hepimiz evlerimizde kozmetik ürünler, şampuanlar,
saç kremleri kullanıyoruz.
Allığından, rimeline, göz farından, fondötenine...
Yaşlanma karşıtı olanlar, koruyucular, kapatıcılar...
Çeşit çeşit...
Üstelik de çok iddialı ve devamlı birbirleriyle rekabet
halinde olan markalar...
Bunun yanısıra bir de yine birbirleriyle yarışan çok iddialı
temizlik ürünlerimiz var tabiki...
Yağ sökücüler, derz dolgu temizleyiciler, parke parlatıcılar,
beyazlatıcılar....
Daha bir sürü...
Marka marka...
Her türlüsü...
Pekii bu kozmetik ve temizlik ürünlerinin üzerlerindeki
etiketleri hiç okuyor musunuz?
Hangi labaratuvarlarda, nasıl bir klinik testler uygulanıyor, hiç
merak ettiniz mi?
Misal yaşlılık geciktirici kremi, hiç denenmiş mi?
Yada güçlü bir yağ sökücü, ne gibi uygulamalarda test edilip onaylanmış?!
Kozmetik firmalarının önemli bir bölümünün hayvanlar
üzerinde test yaptığını biliyor muydunuz?!
Bu yapılan testlerin detayları ve neler yaptıkları hakkında
açıkçası benim de çok bir bilgim yoktu. Taa ki bir yazarın kitabında bazı
detaylara rastlayana kadar...
Kitapta yazılanların evvelâ abartı olup olmadığını araştırdım.
Yapılanlar yürek sızlatıcı, son derece canice ve korkunç...
Sizleri bilinçlendirmek ve farkındalığımızı arttırmak amacı
ile deney içeriklerinden sadece bir kaç tanesini içim parçalanarak sizlerle
paylaşıyorum...
Kozmetik sektöründeki hayvan testlerinin büyük çoğunluğu
ürünün cildi ve göz dokusunu tahriş edip etmeyeceğini anlamak için yapılır.
Bu testler sırasında uygulanan yöntemlerden biri, bilinci
yerinde olan tavşanların gözüne kozmetik ürün damlatmaktır. Acı içinde
çığlıklar atan bu tavşanların bir kısmı testten kaçmaya çalışırken boyun ve
omurgalarını kırarak ölürler. Ölmeyen diğer deney tavşanlarına ise testten önce
ya da sonra ağrı kesici bile verilmez.
Kozmetik ürünlerin hamile kadın ve bebeklerde etkisinin
ölçülebilmesi için hamile tavşanlar özellikle öldürülür.
Bu hayvanların karınlarındaki yavrular çıkarılarak ürünün
insan fetüsüne yapacağı etki ölçülmeye çalışılır.
Yaygın olarak uygulanan bir başka testte denek hayvanının
belirli bir maddenin ne kadarına maruz kaldıktan sonra öldüğü ölçülür.
Bu test sırasında hayvan ölene kadar aynı madde defalarca
traşlanmış cildine uygulanır. Bu testin haftalarca sürdüğü vakalar
bulunmaktadır.
Yapılan hayvan testlerinin çok büyük kısmı canice olduğu kadar
kullanışsızdır da...
Bu testlerde belli bir maddenin toksitisesinin yalnızca o
hayvan üzerindeki etkisi ölçülür ve elde edilen sonuçların büyük kısmı insanlar
için kullanılamaz bilgilerden ibarettir.
Hayvan deneylerinin çoğunda körlük, deride parçalanma, ağır
yaralanma gibi hasarlar alan hayvanlar iyileşmezlerse öldürülürler.
İyileşmeyi başaranlarsa yeni deneylere tabii tutulurlar.
Deneylere maruz kalan hayvanlar tüm yaşamlarını küçük,
karanlık kafeslerde çoğunlukla aç bırakılarak geçirirler.
Kafesten çıktıkları yegane zaman ise üzerilerinde deney
uygulandığı süredir.
Yılda en az 115 milyon hayvan, testlerde
kullanılmaktadır.
Bu hayvanların bir kısmı testler sırasında ölmekte
diğerleri acı içinde laboratuvar kafeslerinde bir sonraki deneyi beklemekte ve
ağır psikolojik şartlar altında hayatta kalmaya çalışmaktadır. İstatistikler
deneye maruz kalan hayvanların yarısının ortalama 2-3 hafta sonra öldüğünü
göstermektedir.
Vicdanlarınız sızlayarak, yüreğiniz titreyerek okuduğunuz bu
yazıda sadece bazılarını paylaştım sizlerle.
Oysaki Allah'u Teâlâ "hayvanlar benim sessiz kullarım,
onlara yeryüzünde görevler verdim, onlara merhametle yaklaşın" diyor.
İşkence yapın, demiyor ki!
Günümüz teknolojisinde bilgisayar sistemleri ve yapay hücre gibi
birçok yöntem kullanılarak hayvan testleri tamamen bitirilebilir. Kozmetik
firmalarının hayvanlar üzerinde test yapmaya devam etmesinin tek nedeni
maliyetin daha düşük olması ya da canlarının böyle yapmayı
istemesidir.
Her yıl yüzlerce kozmetik şirketi, ürünlerini milyonlarca hayvan
üzerinde denerler. Bu deneylere gerekçe olarak da ürün içeriklerinin insanlar
için kullanıma uygunluğunun kontrolünü gösterirler. Fakat 1-2 ülke
dışında dünyanın hiçbir ülkesinde kozmetik ürünlerin hayvanlar üzerinde test
edilmesini gerektiren kanunlar bulunmamaktadır.
Her yıl binlerce hatta milyonlarca hayvanlar, deneylerde
acımasızca öldürülerek laboratuarların çöplüklerine atılırken, uluslararası
pek çok kozmetik şirketi, artık ürünlerini hayvanlar üzerinde test etmekten
vazgeçmişlerdir. Eğer bu mümkünse o zaman neden başka firmalar hayvan
deneylerini sürdürsün ki?
Bizler, kozmetik ürünlerini hatta diğer tüm hayvanlar üzerinde test etme
ihtimali olan ürünleri satın alırken, bu konuda gereken hassasiyeti gösterir
ve ‘’Hayvanlar Üzerinde Test Edilmemiştir’’ ibareli
ürünleri tercih edersek, diğer firmaları da hayvanları test aracı olarak
kullanmaktan vazgeçirebiliriz.
Ülkemizde ve dünyaca bilinen bir kozmetik ürün firması,
testlerini 1989 Nisan ayında, “Eytex” adı verilen sentetik bir madde
üzerinde yapmış ve testler olumlu sonuç vermiştir. Bundan böyle deneylerini bu
madde üzerinde uygulayacağını açıklayarak, hayvan deneylerine alternatif bir
deney yöntemini kamuoyuna açıklamıştır. Kolayca uygulanabilir olan bu
alternatif yöntem, hayvan deneylerinden çok daha ucuza mal olmaktadır.
Hayvan deneylerine alternatif olabilecek birkaç deney yöntemi
şöyle sıralayabiliriz....
1)Bakteri kültürü
2)Hücre ve doku kültürü
3)Fiziksel-kimyasal testler
4)Veri bankaları
5)Bilgisayar
6)Görsel işitsel medyalar
7)Yumurta
8) Kadavra testleri vb…
Birçok test çeşidi hayvanların işkenceli hayatlarına son verilmesine alternatif
olabilir…
Hayvan testi yapan markaların ürünlerini almayarak, bu ürünleri
kullanan arkadaşlarınızı bilgilendirerek bu vahşetin sonlanmasına katkıda
bulunabiliriz.
Satın aldığımız herbir ürünün hayvan üzerinde test edilip edilmediğini
anlamanın en sağlıklı yolu ise, ürün ambalajında ‘hayvanlar üzerinde test
edilmemiştir’ ibaresinin bulunup bulunmadığını kontrol etmektir.
UNUTMAMAK GEREKİR Kİ, ETİKETİNE BAKMADAN ALDIĞIMIZ HER BİR
KOZMETİK ÜRÜN, HAYVANLARIN İŞKENCELİ TESTLERİNE İMKÂN SAĞLAYACAKTIR...