“Allah’ın emri ve
peygamberin kavliyle “ birleşen hayatlar aslında tek bir vücutta neşvü nema
bulurlar. Onlar ki Allah’ın Resulünü vekil ederler de kendilerine,dünya
ahiret saadetine ermek için “Cemalullaha” talip olurlar. Bu niyetle kurulan
haneler bir tohum hükmünde toplum içinde yerini alır. Sayıları arttıkça
toplumun yapısı korunur ve iyi hal üzere değişir.
Huzur bu
hanelerde, muhabbet bu hanelerde, manevi ülfet ve dahi ünsiyet bu hanelerde,
birbirini takvaya teşvik bu hanelerdedir. Salih evlatlar yetiştirmek, ihsan
şuurunu pekiştirmek bu hanelerde zuhur eder. Ne zaman bu niyetten bu çizgiden
sapmalar başlar, işte o zaman huzursuzluklar/ mutsuzluklar boy gösterir,
anlayışlar azalır, huzur bulduğumuz hanemiz azap gördüğümüz yer olmaya başlar.
Sevgisizliğin getirdiği tahammülsüzlük ve ilgisizlik arttıkça başka başka
sorunlar boy göstermeye başlar.
Kişinin evi
cennetidir. Kendimizden gayrı her şeyi kapının ardında koyduğumuz, dertlerimizi
unuttuğumuz, bir arada olmanın gücünü yaşadığımız, adeta kalemiz olan her şey
hanemizde/hanende...
Düşünsenize
dünyayı kasıp kavuran, en çok ölüme sebep olan bir virüsün sağlık için şifası
bile hanende...
Düşünsenize Allah’ın memnun olduğu, rahmet ve bereketini
yağdırdığı mekan, hanende..
“Hanende”lerimiz cennetimize açılan yol, bizi sarmalayan
dünya cenneti, güvendiğimiz en sağlam liman, hanende..
Han, Hane,
Hanende... Kelimeler bile bize öyle şefkatli ki, o şefkat ve merhamet ile biz
ailemizle sıcacık muhabbet içinde adeta bir hanendedeyiz.
Gönül handenizle yüreginiz dünyaları içine
alan han olsun.
Haneniz mutlu,
eviniz bereketli olsun daima ...