Son iki haftadır öğrencilerde, velilerde bir heyecan. Kimi
hangi liseye gireceğim düşüncesinde, kimi istediğimiz üniversite gelecek mi?
Aileler öğrencilerden daha heyecanlı, gösterdiği maddi ve manevi imkânların
özverili davranmalarının bedelini alacaklar mı? Sınavdan önce psikologlar,
rehberlik hizmeti veren kurumlar, kişisel gelişim koçları öğrencilerin
yemeklerinden uykularına kadar nasıl bir zaman geçirmeleri konusunda videolar,
yazılar ile yönlendirme yapmaktalar. Tabi ki kolay olmayacak, kimi 8 yıl
hazırlanıp istediği liseye geçmek için yarışacak kimi 12 sene ve daha üstü
hazırlanıp kazanacağı rızkın kapısını aralamak için uğraş verecek. Özel
okullar, dershaneler, bireysel öğretmenlerle büyük bir maddi külfet sonucu
sınava girmek.
Hayat
çocukluktan itibaren sınavlar ile dolu iken, yapılan sınavlara o kadar
ehemmiyet verirken, yaşamın sonlandığında ki sınavı nasıl geçeriz diye hiç
tahayyül ettik mi? Toprağın altına girdiğimiz zaman Peygamber Efendimiz (sav) “
Mü’min, kabrinde (hesaba çekilmek üzere) oturtulduğunda, ona melekler gelir.
Sonra o mü’min, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in (sav) kulu ve
Resûlu olduğuna şahadet ederse kabri genişler.” Demek için bilmek gerekir
okumak gerekir. 6666 ayeti kerimede ne yazıyor nasıl bir yaşam isteniyor
öğrenmek lazım. Aslında bu sınavda diğer sınavlar gibi değil. Kitaba bakmak
serbest nasıl bir yaşam olması gerektiğiniz yazıyor. Dünyevi sınavların telafisi olabilir amma velakin bu
sınavın ne telafisi olur nede geri dönüşü olur. Ezelde yazılan rızkın peşine
elbet düşeceksin, çabalamadan olmaz. Ama ahiretini de bu kadar geri planda
tutma. Sabah namazına neden kaldırmıyorsun diye bir sual yönetilince
üniversiteye gidecek bir öğrenciye daha çocuk, erken kalkamaz diye cevap
alınca, pedagoglar zihin açıklığı saat 5 ila 8 arasında deyince o saatler de
telkin ediliyor çalışmaları için.
Hz. Muaz b. Cebel’in anlattığına
göre, Peygamber Efendimiz (sav) şöyle buyurmuştur: “Kıyamet gününde, bir kul şu
dört şeyden sorguya çekilmeden bir tarafa adım atamaz: Ömrünü nerede
tükettiğini, gençliğini nerede eskittiğini, malını nereden kazanıp nerede
harcadığını ve öğrendiği ilmiyle neler yaptığını.” Hesaba çekilmeden önce,
kendimizi hesaba çekmek gerek. Ahiret için koşarsak, hem dünya kolaylaşır hem
ahiret. Sadece dünya için koşarsak, dünya kolaylaştığınız zannederiz amma
velakin sonsuzluk olan ahiret pek kolaylaşmaz.