Öğrencilerin farklı yetenek ve
özellikleri dikkate alınarak eğitim verilmeli bu bir eğitim “motto”su
aslında.Her öğrenci farklı özelliğe sahip olmasına rağmen bizim eğitim
modelimiz ise tektip oda okulda verilen
bugünkü eğitim sistemi.Çocuk hangi özelliğe ,yeteneğe sahip olursa olsun
gidebileceği okul belli. Şuna benziyor dünyada çok çeşitli meyveler var tatları ,aromaları farklı biz ise bahçemize
bir meyve ağacı dikmişiz tüm meyveleri o ağaçtan almayı bekliyoruz. Mesela
armut ağacı dikmişiz o ağaç elma, kiraz,kivi,dut,vs.herşeyi versin istiyoruz.
Hasat zamanı geldiğinde ise beklentilerimize göre değil vermesi gereken tek
çeşit meyve veriyor, bizde başlıyoruz vah tüh etmeye çare olarak ne yapıyoruz
hemen bahçıvanı değiştiriyoruz,yada eğitime bakan (bakanı) kişiyi
değiştiriyorlar.Bütün meyveleri verecek mi diye beklenti içine giriyoruz ama
nafile yıllardır aynı şeyler devam ediyor tam bir dejavu hali bu. Oysa çözüm
belli, bahçıvanı değiştirmek,bakanı değiştirmek değil ağaçları çoğaltmak ve
çeşitlendirmek gerekiyor.
Başka bir örneklemde
anlatmak gerekirse, toplamışız kurt, tilki, aslan, fil, kanguru, balık, kuş, yılanı
hepsini aynı eğitime tabi tutuyoruz. Hepiniz aynı müfredattan sorumlusunuz
hepinize yüzmeyi, öğreteceğiz. Diyoruz ki size yüzme dersi vereceğiz başlıyoruz
derse yüzmeyi bilen balık o dersten yüksek not alırken yüzmeyi beceremeyenler
düşük not alıyor, koşma dersinden yürüyemeyenler düşük not alıyor, uçma
dersinden kuş o yeteneğe haiz olduğundan diğerleri yapamıyor. Ondan sonra
başlıyoruz bunlar öğrenemiyor bunlar yorum yapamıyor, bunlar tembel diyoruz. Bu
gençlerle memleketin hali ne olacak, dünyanın hali ne olacak diye yakınmalar
başlıyor.Aslında sınavsız ,notsuz eğitim modelleri uygulamaları var dünya da.
Kurbağa için gökyüzü içine düştüğü kuyunun ağzı kadardır.
Waldore okulları modeli;
1919 yılında Almanya’da kurulmuş, bugün 600’ü Avrupa da 150’si Amerika da 100’ü
dünyanın çeşitli ülkelerinde olmak üzere 850 Waldore okulu var.Bu okulda
diğerlerinden farklı ne var,yada ne yok ? 1.sınıftan 5.sınıfa kadar sınav yok
notla yok. Her senenin sonunda öğretmen öğrencisi için değerlendirme yazısı
yazıyor. 2.3. sınıfa gelene kadar okuma yok okumayı öğretme yok. Okuma yerine
bahçe işleri, müzik öğrenme/söyleme,hayata dair okumadan öğretilebilecek
şeyleri öğretiyorlar.
Summer hıll okulları modeli;
1921 yılında kurulan ve halen devam eden bir sistem. Bunlara özgür okullar
deniyor. Özgür okulları yönetim kurulu yönetiyor, yönetim kurulunun başkanı bir
öğrenci, bu okullarda sınav yok,not yok.Lise düzeyinde üniversite akademik
başarı yönünde eğitim almak istiyorsa onlar için özel çalışmalar yapılıyor.Bu
okullarda her şey öğrencinin isteğine göre oluyor.Öğrenci özgür olursa daha iyi
bir eğitim alacağına inanılıyor.Kıyafet serbestisi var,hareket özgürlüğü
var,okulun kurucusu diyorki, öğrenci kendi hayatını yaşamalı, anne balalarının
istediği hayatı değil,her şeyi ben bilirim edasıyla dolaşan öğretmenleri
yönlendirmesiyle değil kendi seçimlerini yaşamalı .
Sudbury okulları modeli;1968
Amerika da kurulan Demokratik değerler okulu da deniyor. Bu okulları iki kurul
yönetiyor okul kurulu ve yönetim kurulu, iki kurulda da öğrenciler çoğunlukta
ve öğretmenin işe alınmasına ve işine son verilmesine öğrenciler karar veriyor.
Bu okulların mottosu şu öğrencilerin kapasitelerinin ortaya çıkarılmasına izin
verilirse bütün öğrenciler yaratıcıdır, öğrencilerin kişisel özellikleri
yetenekleri dikkate alınarak eğitim verilmeli, bu yeteneğin ortaya çıkması için
öğrenci özgür bırakılmalı diyor. Dünyanın farklı ülkelerinde bu okullardan
mevcut.
Montessori modeli; 1907
yılında İtalyan doktor olan bayan Montesorri tarafından kurulmuş bir eğitim
sistemidir. Bu modelde 0-6 yaş arası daha kolay öğrendikleri savunuluyor, bu
yaş aralığında bir çocuk iki hatta üç dili kolayca öğrenebiliyor.2-6 yaş
aralığında matematiği daha kolay öğrenebiliyor,bütün öğrencilere sınıf içinde
hareket özgürlüğü tanınıyor. Bu eğitim modellerinin hiçbirisinde tek tip
kıyafet zorunluluğu yok, alışılagelmiş sıralar sınıflar yok, öğrenciler
kanepelerde,koltuklarda yerine göre yerlerde oturuyor,tahtanın başında duran
öğretmenin ensesini görme yok.
En klişe savunu şöyle bunlar
bizim ülkemizde olmaz, neden olmaz peki ? İstediniz mi ve bu isteğinizi yüksek
sesle dile getirdiniz mi ? Siz isteyin bu nasıl olacak diye bakanlar, devleti
yönetenler düşünsün. Sınavsız, notsuz, özgür okullar isteğini bu güne kadar çok
sesli olarak dile getiren olmadı bu ülkede. Nasıl mı isteyeceğiz sosyal medyada
hacdek yaparak mesaj, twit atılabilir.
Tabiiki bir ütopya bu
şimdilik ama ileriki zamanlarda bildiğimiz okullar olmayacak, home scholl (evde
okul) şu an korona dan öncede Amerika’da uygulanıyor. Geçte olsa bizimde
kapımızı çalacak bu tip istekler hayaldi gerçek oldu diye şimdilerde
sürdürülemez bulanlar o zaman sahiplenebilir varsın olsun önemli olan öğrencilerin
isteğinin dikkate alındığı onları söz sahibi olduğu bir eğitime doğru
gideceğimizi umut ediyorum.
Şuayip BÜTÜN