SGK’nın uygulamadaki kanuna göre aday
çırak, çırak ve işletmelerde staj yapan öğrenciler hakkında iş kazası ve meslek
hastalığı ile hastalık sigortası hükümleri uygulanmaktadır.
Stajyerlerin
ve çırakların ilk işe başlama tarihi maalesef emeklilikte ilk işe başlama
tarihleri olarak sayılmıyor, çünkü çalıştıkları dönemde adlarına yatırılan prim
sadece %1 iş kazası ve meslek hastalığı primidir. Bu nedenle stajyerlerin ve
çırakların her ne kadar ellerinde ilk işe başlama tarihlerini gösteren
belgeleri olsa da emeklilikte bir işe yaramıyor.
Stajyer ve çıraklık sigortası SSK kapsamında bulunmaktadır. Ancak
emekliliğe yarayan uzun vadeli sigorta kolları diye tabir edilen
yaşlılık-malullük ve ölüm sigortaları kapsamında bulunmamaktadır. Bütün
mesele stajyerlerin çalışırken bu sigorta kollarına da tabi tutulmamalarında
yatmaktadır.
Kendimden
örnek vermem gerekirse 1987’de meslek lisesinde stajer öğrenci, 1988 yılında
ise Çırak Okulu öğrencisi olarak 50 yaşında emeklilik hakkını kazanmam gerekirken,
ancak 1990 işçiliğe başlangıç tarihim emekliliğe sayıldığı için 52 yaşında
emekli olabiliyorum. Stajda geçen
sürelerim prim günlerine eklenmiyor. Bunları borçlanma hakkı da verilmiyor.
Çıraklık
süresinde bir fiil haftanın 5 günü işçi gibi tezgahta çalıştığımız için
siğortamızın sadece iş kazası ve meslek hastalığı ile hastalık sigortası hükümlerince
yatırılmış olmasını haksızlık olarak görüyoruz.
Bu sorunun çözülebilmesi yani hak
kaybına uğrayan stajyer ve çırakların sorunun çözülebilmesi yani staj ve
çıraklık sigortası ile emekli olmak için iki yol vardır. Bu iki yol için
de mutlaka yasal düzenleme yapılması gerekmektedir.
Bu yollar;
-
Birincisi stajyer ve çırakların çalışma başlangıçlarının doğrudan
emeklilikte başlangıç kabul edilmesi
-
İkincisi ise staj ve çıraklıkta geçen sürelere aynen askerlikte olduğu gibi
borçlanma hakkının verilmesinden ibarettir.
Bazı çırakların mahkeme yolu ile bu
hakkı elde ettiklerini yani Yargıtay kararlarına göre çıraklık sürelerinin ilk işe
başlangıç tarihi olarak kabul ettiğini onayladığı haberlerini de duyuyoruz. O
halde mahkeme yolu ile elde edilebilecek bir hakkı hükümetin bir kanunla
vermesi hükümetin kasasına artı olarak yansıyacaktır.
İkinci
yolda stajyer ve çırakların ilk işe başladıkları tarih için kendilerine bir
borçlanma hakkı verilsin, bir gün dahi olsa parasını vererek o günü satın
alabilsinler ya da gerekirse o dönemin tamamını borçlanıp parasını vererek
satın alsınlar. Kaldı ki avukatlar
ve doktorlar staj ve asistanlık dönemlerini emeklilikte hizmetten
saydırabilmektedirler. Bu anlamda bir eşitsizlik olduğuda ortadadır.
Çıkarılacak bir kanunla
emeklilik için bu sürelere ihtiyacı olan sigortalılar borçlanma yolu ile
çıraklık sürelerini hizmetlerine saydırdıkları gibi Sosyal Güvenlik Kurumu içindde
ciddi bir kaynak olacaktır.
Bugün sanayide binlerce
işsiz mühendisin yanında çalışacak ara eleman eksikliği had safhadadır. Staj
sürelerinin emeklilik hesabına katılması meslek lisesine olan ilgiyi de artıracaktır.
Bunun yanında Çıraklık ve Staj Sürelerinin emeklilik
sürelerine dahil edilmesi ile ilgili çıkarılacak kanun ile bir çok EYT’li daha
erken emekli olabileceği için bir kısım EYT’lilerin de sorunlarına çare
bulunmuş olacaktır.
Netice itibari ile devlet emeği ile ailesinin rızkını kazanarak emeklilik
hayali kuran işçisini mağdur etmeyeceğini düşünüyorum. Bu sorunun iktidar
muhalefet işbirliği ile çözülebileceğini ve bu sorunun çözümünde çalışanının
yanında olan siyasetçinin de kazanacağını düşünüyorum.