Başlangıcından bugüne hastanelerin Covid - 19 servislerinde çalışan sağlık personelleri, salgın
sürecinde çalışma koşullarının zorluğundan dolayı, tükenme noktasına
geldiklerini belirtiyorlar! Severek ve isteyerek yaptıkları görevlerinden, son
aylarda adeta nefret ettiğini söyleyenler de var!
‘’Covid - 19’ a yakalanıp ta 14 gün bari
dinlensem!’’ bile
diyorlar!!! ...
Dünyayı saran Koronavirüs
salgını, yurdumuzda da görülmeye başlamasının üzerinden altı aydan fazla
bir zaman geçmiş oluyor.
İlk başlangıç zamanlarındaki çeşitli
spekülasyonlardan sonra, işin
çığırından çıkacağını görünce, birtakım
yaptırımların getirildiğini herkes biliyor.
Hatta bunlar içerisinde esas ilgili
bakanının, olmayacak dediği yasağı, hükümetin diğer bakanının gece
yarısına iki saat kala, yasağın
başlıyacağını ilanı yüzünden yaşanan arbedelerin, bakan istifalarının,
geri dönüş beyanatlarının görüntüleri günlerce ekranlardan gitmemişti!
Öyle veya böyle uzunca bir süreç
geçirdik! Bu gidişle daha da ne
kadar süreceği meç’ ul bir dönemden
geçmekteyiz ne yazık ki!
Öyle veya böyle diye kestirmeden
gidelim derken, ülke gündemine mâl
olmuş olan olaylardan da vaz geçemeyeceğimizi belirtmek isterim!
Malum salgın yüzünden belirtilen
ve ilan edilen tedbirler ortadayken;
a.) Bayram – seyran – seyahat – tatil muhabbetleri,
keyfe göre serbest edildi!
b.) Turizm sezonu münasebetiyle milyonlarca insanın yer değiştirmesi
serbest edildi!
c.) Spor müsabakalarından tutun,
AVM’ ler deki alış – verişlere
kadar serbest edildi!
d.) 15 Temmuz için kutlama merasimleri yapıldı!
e.) Siyasi toplantılar,
kongreler, toplu açılışlar ve temel
atmalar yapılıyor!
f.) Sayı ve mekân kısıtlaması
olmaksızın düğünler yapılıyor!
g.) Ayasofya’ nın açılışına
ülkenin dört bir yanından yarım milyona yakın insan taşınıyor!
h.) Okullardaki eğitimle ilgili olarak,
yarınlarda neyin ne olacağını bilemediğimiz kararlar oluyor!
Velhasıl daha bunun gibi
onlarca olumsuzlukları uyguluyorsun!
Ondan sonra da kalkıyor sağlık personelinin en tabii ve insani ihtiyaçlarını
pas geçiyorsun!
Siz sayın yöneticiler! Ortamın tüm bu olumsuzluklara
ulaşması, sizlerin vermiş olduğu kararların sonucudur! Dolayısıyla da vatandaşı suçlamaya hakkınız yoktur!
Bakın bu konularla ilgili
ulusal medyaya yansımış olan, yurdumuzun
her tarafından olumsuz gidişata isyan –
itiraz eden sağlıkçıların feryatları yükseliyor! Mutlaka sizlerin de bilgilerindeki bu bazı eksiklik – aksaklık ve feryatlardan bahsetmek
istiyorum.
Hastanelerin Covid - 19 ve yoğun bakım servislerindeki sağlık personelleri, salgınla mücadele de tükenme
noktasına gelmiş ve psikolojik olarak ta yıprandıklarını ifade etmektedirler!
Her gün bir arkadaşlarının testlerinin
sonucu pozitif çıkmaktadır! 24 saat kesintisiz, gözünü kırpmadan nöbetler tutuyorlar! Beraber çalıştıkları arkadaşlarının her
gün birisinin pozitif çıkan test sonucu ise üzerlerinde büyük bir psikolojik
etkisi oluşturuyor!
Tüm bu olumsuzluklardan yakınan
sağlıkçılar, ayrıca günlerinin çok
berbat geçtiğini ve kendileriyle ilgili büyük bir belirsizliğin olduğunu
söylüyorlar.
Tek seferde kullanıp atmaları gereken
tulumu, defalarca giymek zorunda kaldıklarını ve Covid yoğun bakım servislerinde bir düzen ve koordinasyonun olmadığını
belirtiyorlar!
Başlarken severek ve adeta can atarak
geldikleri görevlerinde tüm bu olumsuzluklardan dolayı adeta hayatlarını
tehlikeye atan bir dilekle; ‘’Dayanacak gücüm kalmadı! Bende pozitif olsam da bari hiç
değil 14 gün istirahat edip bi dinlensem!’’ diyorlar!!!
Hastanenin birisinin Covid yoğun bakım ünitesine 20 yatak eklemesi yapılıyor. 24 saat bile geçmeden tamamının dolduğunu
ifade eden sağlık emekçisi; “Dayanacak gücüm
kalmadı ve istifa edeceğim!’’ diyor!!!
Bu şekildeki çalışma şartlarına
karşılık, istifayı dahi göze alıp
çıkmak isteyenlerin sayısının artışı,
her geçen gün gözlerden kaçmazken, Covid’ den görevde şehit olanlar için
meslek hastalığı hakkı ve ek fazla mesai verilmeyişi da yine isyan ettiriyor!!!
Yine bir başka ifade; ‘’Beraber
çalıştığımız bir arkadaşın testi pozitif çıktı! Tekrar teste gönderdik. Testi
yaptırdı ve tüm semptomları vardı ama test sonucu çıkana kadar çalışmaya devam
etmesi için zorladılar!’’ diyor!!!
Anlatmaya devamla; ‘’Sürekli 24 saat nöbetimiz oluyor.
Arkadaşlarımızın testi pozitif çıkıyor. Bu durumda da o arkadaşların nöbetleri
diğerlerine dağılıyor. Bu gidişle sanırım yeterli sağlıkçı olmamasından yoğun
bakımda yatıp - kalkacak gibiyiz! Yeni arkadaşları Covid yoğun bakım ünitesinde
görevlendiriyorlar. Covid servisinde nasıl çalışılacağına dair eğitim verilmediğinden,
geliyorlar fakat hastane şifa olmak yerine, salgını yayar bir hale geliyor”
diye söylüyor!!!
Bir başkası; “Ne kadar titiz davransak da, ne yazık ki
virüs bir şekilde bulaşıyor! Durumu ağır bir hastaya ani müdahale gerekebiliyor.
Çok donanımlı koruyucu ekipmanlarınız olmadan, yoğun bakıma girip müdahale icap
ediyor. Mesleğimden hiç bu kadar nefret etmemiştim. Bizler emeğimizin de
karşılığını alamıyoruz! Adeta tükenmişlik sendromu yaşıyoruz. Bende panik
ataklar başladı. Boğuluyormuşum gibi hissediyorum. Çok sevdiğim mesleğimden bu
dönemde nefret etmeye başladım” diyor!!!
Bir diğer sağlık emekçisi emektar ise; ’’22 yıldır
hemşirelik yaptığını, beş aydır da Covid servisinde çalıştığını, salgının
başında bir Covid servisi açıldığını, şimdi servis sayısının üçe yükseldiğini
ifade ediyor ve ekliyor. İki tane de sanal servisimiz var. Buraya evde tedavi
edilmesi istenen hastalar, sabah - akşam günde iki defa gelerek ilaçlarını alıp
gidiyor. Bunların içinde otobüsle gelen insanlar var.” dedi.
Yine bir sağlık emekçisi de; “Fiziksel
ihtiyaçlarını karşılayacak durumları olmayan Covid hastaları için refakatçi
alınıyor. Çalıştığım serviste sadece iki hemşire ile bir hasta bakıcısı ve bir
de temizlik görevlisi var. Hastalar bazen aynı anda zillere basıp yardım
istiyor ama biz yetişemiyoruz. Çaresizlikten sanki iki ateşin ortasına atıldığımızı
zannediyoruz” diyor!!!
Bir başka hemşire sözlerini şöyle
tamamladı; “Beraber çalıştığım arkadaşların üçte biri
Covid’ e yakalandı. Hatta sekreterler ve laboratuvarda çalışan bir arkadaşımız
bile yakalandı. Bana altı ayda sadece bir defa test yaptılar ve ısrarlarımıza
rağmen test yapmıyorlar. Tabandaki problemler çözülmüyor, yöneticiler
tarafından hasıraltı edilip üst birimlere iletilmiyor. Dolayısıyla oradaki
sağlık çalışanları fiili ve manevi yük altında eziliyor’’ diye sözlerini tamamladı!!!
Kayseri
SES (Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası) nın açıklamasında;
‘’Filyasyon ekibindeki arkadaşlarımız, sabah
9’ dan gece 12 - 1’ e kadar çalışıyor. Ekip sabah yola çıktığında sistemde 5 -
6 hasta, oluyor akşama kadar 30 -35 kişiye gidilmiş oluyor. Yeterli olmayan
personel ekibi günlük ortalama 100 kilometre yol yapıyor. Yemek molası verecek
zamanları dahi olmuyor Filyasyon ekibi bir günde 12 ile 15 saat arasında çalışmak
zorunda kalıyor” diye açıklama
yapıyor!!!
Velhasıl sağlıkçılara bir dokun bin ah
işit demişler! Naçizane bendeniz de
bir sağlıkçı evlâdı olarak, içimizi
acıtan bu olumsuzluklara bir parmak basalım istedim.
Bir sağlıkçı çocuğuyum derken, rahmetli babam Türkiye’ nin okullu ve diplomalı ilk Sağlık Memuru idi. 1950’
de göreve başlayıp, toplamda
devletimize 41 yıl hizmet vermiş ve bizleri yetiştirmiş bir kişidir. Ben daha okula bile gitmezken, o
yılların Türkiye’ sinde, elinde ilaç çantasıyla, yayan ve dağ – bayır köylere aşı yapmaya yâda hasta için kilometrelerce yerlere, kar – kış, yağmur – çamur demeden gittiğini
hatırladığımda, gözlerimin dolmasına
mani olamıyorum!
Onun için canlarını bizlerin canları
uğruna fedadan çekinmeyen, fedakâr – cefakâr – çilekeş sağlıkçı ordumuza ALLAH
kolaylık – sabır ve metanet versin
diyor, tüm halkımıza da Korona’ sız günler diliyorum.
N O T (1.): 24 Ağustos
2015’ te bu sütunlarda siz değerli okuyucularımızın huzuruna geldim. Beş sene zarfında haftalık 80 Trafik Sayfası hazırlayıp sundum. 140 da Köşe Yazısı takdim ettim.
Çok şükür ki bir tek tekzip almadım! Sizlerin
teveccühüyle ve bugünlere gelmiş olmanın gururuyla, tüm okuyucularıma sağlıklı,
mutlu ve huzurlu nice okumalar dilerim.
Saygılarımla,
NOT (2.): Kutlaması yasaklanmış olan ‘’30 AĞUSTOS ZAFER BAYRAMI’’ mızın,
halkımıza ve YÜCE TÜRK MİLLETİ ne
hayırlı ve uğurlu olmasını diler, bizlere
bu günleri bahşedenlerin aziz hatıraları önünde tazimle eğilirim efendim!!!