Bizim tarihimiz şan
ve şerefle doludur. Küçük bir boy olmaktan başlayan ve ilelebet baki kalacak
devletimiz kurulana kadar ve ondan bu yana tarihimiz gurur günleri ile doludur.
Şanlı ve şerefli 30
Ağustos Zafer Bayramımızın Yıldönümünü kutluyoruz. Başkomutanlık muharebeleri
olarak tarihe geçen ve 4. Günün sonunda Dumlupınar’da kesin zaferle sonuçlanan
bu büyük ve emsalsiz zaferle birlikte Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşunun yolu
açılmıştır.
Böylesine büyük bir zaferin
yıldönümünde büyük Atatürkçü, laik, Cumhuriyete sahip çıkan vatanseverler gurur
ve şeref duymaktadır.
Aziz ve âli devletimiz kurulan tüm
kumpaslara rağmen dimdik ayaktadır. Her görevi başarıyla yerine getiren şanlı
ordumuz, her türlü övgüyü hak ettiği bilinciyle, son görevinde, Akdeniz’de.
Karadeniz’de her yerde kahramanca görevinin başındadır. Meslektaşlarım bu
vatanın bekası için dün olduğu gibi biz emekli ağabeylerinden aldıkları bayrağı
dimdik ayakta tutmaktadırlar.
Tarihi zaferlerle dolu Türk milleti
Ağustosun sonunda küllerinden doğdu. Silah yokmuş, üniforma yokmuş, ayakta
postal yokmuş, yiyecek aş yokmuş; dert değil ki. Diş var, tırnak var, o
yenilmez yürek var ya… Ölümüne saldırdılar düşmana…
Bu inançla yalnız düşman değil, Türk
Milleti’nin ters giden talihi de yenildi İnönü’de. Ardından yeni destanlar
yazıldı sırasıyla… Aslıhanlar, Afyon, Kütahya… İşte Eskişehir, Dumlupınar,
Sakarya…
Türk Ordusu’nun Sakarya’da kazandığı
zaferin bir başka benzeri yoktur yeryüzünde… Yazarın dediği gibi düşmanın “Sakarya’nın
köpüren sularında boğuluşudur.”
Büyük komutan Mustafa Kemal’in, “Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh, bütün vatandır.
Vatanın her karış toprağı kanla sulanmadıkça düşmana terk olunmaz” komutundaki
anlamı çok iyi kavrayan kahraman Türk Milleti “Ya
istiklâl, ya ölüm!” parolasıyla mücadele etmiştir.
“Gürler
zaferin teranesiyle
Coşkun sesi bir topun derinden, derine
Bir hükmü gazenferanesiyle,
Şimşekler çakar şarapnelinden…
“Duysun bunu kâinatta herkes,
Türk’ün sesidir bu gürleyen ses!”
Son zafer kazanılmıştı artık… Kara
bulutlar dağılıyordu üzerimizden… Gün bir başka doğuyordu o bilinmeyen
tepelere…
Türk tarihinin akışı değişmişti 30
Ağustos sabahı… Mustafa Kemal’in önderliğinde vatan uğruna şahlanan Türk
Milleti, Kurtuluş Savaşı’nı kazanmıştır.
30 Ağustos biz askerler için
önemlidir. İlk rütbemizi takıp mezun olup öğrencilikten Komutanlığa adım
attığımız gündür.
Sonra kademe ve derece aldığımız ve
rütbe taktığımız, çömezlikten kıdemli duruma geçtiğimiz gündür.
Her şey den önemlisi biz askerler için
ayrı bir öneme sahiptir 30 Ağustos. Çünkü bir asker bir Türk askeri olarak
gururumuzu sergilediğimiz gündür.
Şimdilerde kısır bir çekişme var. Kimi
30 Ağustos törenlerinin salgın hastalık nedeniyle kısıtlı kutlanmasında
hükümeti suçluyor. Asla ve asla hükümetin sözcüsü değilim. Ama hiçbir Türk bu
bayramı kısıtlayamaz. Yani zevkine göre yasak getirip, keyfine göre kısıtlama
yapamaz. Bu bir zorunluluktur. Bu bir gerekli hamledir ve hükümet bunu
yapmıştır. Başka anlamı düşünmek ve başka bir amaç gütmek kadar bu kısıtlamaya başka
anlam taşımakta en hafif tabirle yanlış ve saçmadır.
Gün Kuvay-ı Milliye ruhuyla herkesin
omuz omuza gelme günüdür. Bu duygularla 30 Ağustos zafer bayramını tebrik eder,
birlik ve beraberliğimizin ilelebet bekasını diler saygılar sunarım.
Selam ve dua ile…