Hüseyin Kahya Hiçyılmaz ismi size tanıdık geliyor mu?
Ya da kimi çağrıştırıyor?
Muhtemelen Kırıkkale'nin bazı
parklarına, mahallelerine verilen isimlerden hatırlamışsınızdır.
Oysa ki Hüseyin Kahya, sadece
Kırıkkale için değil Türkiye için de bir başlangıcın dönüm noktası olmuştur...
Kurtuluş savaşından
yeni çıkmış ve yorgun bir ülke, tekrar ayağa kalkması ve üretim yapmak
gerekiyordu.
Fakat bu hiç de kolay değildi...
Büyük önder Mustafa Kemal
Atatürk, savunma sanayiinde de atılım yaparak kendi silâhımızı, kendi
mühimmatımızı üretip ve dışarıya bağlı kalmadan yükselmeyi hedefliyordu.
Fakat bunun için büyük
maddiyat, arazi ve destek gerekiyordu...
Böylesine ehemmiyeti olan bir kurumun
bulunacağı konum da stratejik açıdan da çok önemliydi. Fabrikayı kurmak için
seçeceği yer hem Anadolu'nun ortasında olmalı hem de başkente yakın olmalıydı.
Büyük önder hemen yola koyuldu ve Yozgat'a
gitti.
Kurtuluş savaşı esnasında Yozgat'ın ünlü sülalesi
olan Çapanoğulları ile olan gerginlikten dolayı ret cevabını alınca bir hayli
morali bozulur.
Can sıkıntısıyla
Kırıkkale'den geçerken dikkatini çeker ve incelemeye başlar. Burası konumu ve
iklim yapısı itibariyle tam istediğine uygundur.
Paşanın Kırıkkale'ye teşriflerini
işiten, o bölgede sözü itibar gören, yörenin ağası Arslan Pehlivanlı
Atatürk'ün huzuruna çıkar gelir.
Arslan Pehlivanlı sofralar
kurdurtup, konağında Atatürk'ü en güzel şekilde ağırlayıp, bir gece de misafir
ettikten sonra etrafı gezdirdikten sonra söze başlar;
--Paşam, duydum ki devlet-i âliyeye silah ve
mühimmat yapımı için kurulacak fabrika arazisine ihtiyaç varmış. Para ds
neymiş, devletimiz milletimiz için bu araziler ve bu topraklar feda olsun"
der.
Yaptığı ikramdan kadar muhteşem
olan bu konuşması paşanın bozuk olan moralini yerine getirir...
Atatürk ise;
--Peki siz bu şekilde düşünüyorsunuz ama bu
arazinin sahibinin de bir fikrini alsaydık daha uygun olmazmıydı." diye
söze devam eder.
Arslan Pehlivanlı bey;
--Paşam, bu arazilerin esas sahibi Hüseyin Kâhya
Efendidir. Emin olun ki o da benim bu fikrimden zerre kadar şaşmaz. Aynen bu
düşüncede olacağından hiç tereddüt etmeyiniz" Diyerek sözünü tamamlar.
Bu cevap karşısında çok mutlu
olan Atatürk, Arslan Bey’i de yanına alarak hemen Hüseyin Kâhya’nın köyüne
(Kırıkköyü'ne) gider. Arslan Bey yanılmamıştır. Hüseyin Kâhya da aynı cevabı
verir.
Kısa bir süre sonra da
fabrikaların inşaatı başlar.
Fabrika yapım esnasında
bütçede para iyice azaldığından malzeme alınamayacak kadar zor duruma düşülür.
Savaştan yeni çıkmış ve ekonomisi çok zor durumda olan ülke iyiden iyiye
dardadır. İşler yarım kalmıştır..
Bunu duyan Hüseyin Kâhya Efendi bir kez daha
vatanperverliğini gösterip yardım elini uzatır.
Önce etraftan hatırısayılır esnaftan borç alarak
fabrikanın tamamlanması için devlete bağışlar. Sonra da o borçları kapatmak
için koyunlarını satar.
Binbir emek, fedakarlık ve
zorluklarla yapımı tamamlanan MKE fabrikaları, 1921’den 1925’e kadar
ilk ürünlerini vermeye başlar…”
*
İşte bugün Kırıkkalemizin ve ülkemizin en
büyük ve en önemli sanayi kurumlarından olan Makina Kimya ve Endüstrisi
Kurumu'nun temelleri böylesine milliyetçi, vatanperver insanların
fedakârlıklarıyla atılmıştır.
HÜSEYİN KÂHYA HİÇYILMAZ'ın yapımında büyük emeği
geçen MKE Fabrikaları sayesinde binlerce insan iş, ekmek sahibi olmuş,
Kırıkkale'nin il oluşunda aktif rol oynamış ve ülkenin her sıkıştığı noktada
can simidi olmuştur.
Bu derece fedakarlık yapmış vatansever bir
insanın adını ne yazık ki sadece muhite verilmiş isimden ibaret sanıyoruz.
Onun bağışladığı alanda
yapılan fabrikada binlerce kişi çalışırken onun torunları malesef iş
bulamamaktan yakınıyorlar.
Bu ülke yıllarca vatansever
yiğit insanların vatanperverlikleriyle ayakta durdu ve de durmaya devam ediyor.
Hüseyin Kahya gibi siyaset üstü değerlere yeteri kadar kıymet verip gerekli
değerleri verirsek eğer, bir sonraki nesile örnek olarak süregelecektir.
Hüseyin Kahya Hiçyılmaz bir
marka olmalıdır ve yaptıkları ders kitaplarında çocuklarına okutulmalıdır...
Vefatının 84. Yıldönümünde
şehrimizin, ülkemizin kahramanı HÜSEYİN KÂHYA HİÇYILMAZ'ı rahmet, saygı
ve minnetle yâd ediyorum....
Mekânı cennet olsun...