Yüzyılda bir olan
pandemi bu sefer bizim kuşağı buldu maalesef. Dünyayı kasıp kavuran Covid19
pandemisi sebebi ile 23 Mart’ta okullarda yüz yüze eğitime ara verilmişti.
Geçtiğimiz eğitim- öğretim döneminde uzaktan eğitim denemeleri yapılmışsa da
çok da başarılı olduğunu söyleyemeyiz.
Özellikle devlet
okullarında başlamış olan uzaktan eğitimin henüz istenilen seviyeye
ulaşmadığını biliyoruz. Ama tıpkı maske meselesinde olduğu gibi MEB’ciler doğru
formülü bulacaklardır diye bekliyoruz. Uzaktan
eğitimi sistemli ve bütün öğrencileri
kapsayıcı bir şekilde yapmayı başarırsak belki verimli olmasını da
sağlayabiliriz. Uzaktan Eğitimde başarısız olmamızın bir çok sebebi var ama
bunların en önemlileri; Öğretmenlerimizin yeterince donanıma sahip olmamaları, EBA
‘nın alt yapın yetersizliği, Öğrencilerin internet ve bilgisayara sahip
olamamaları diyebiliriz.
Uzaktan eğitim ile
ilgili öğretmene bir program veriliyor. Arkasından EBA’dan ders ataması
yapılıyor. EBA alt yapısı yeterli olmadığından öğretmenden kalan dersleri Zoom
programı üzerinden yapması isteniyor. Öğretmenlerin büyük bir bölümü fedakârlıkla
derslerini tamamını yapsa da denetim ve kontrolden yoksun bir sistem.
Uzaktan eğitimin
kurulma amacı eğitimde eşitliği sağlamak iken bugün tam tersine döndü. Bırakın
doğu, güneydoğuyu Kırıkkale’de bile 65
köyde cep telefonu çekmiyor. İnternet bağlantısını ve bilgisayarı hiç
konuşmuyoruz.
Bazı aileler
çocuklarına özel dersler aldırmaya hatta özel bürolara çocuklarını göndermeye
başladılar bile bugün en az 1 milyon 500 bin öğrencinin EBA’dan
faydalanamadığını düşünürsek eğitimde eşitliğin olmadığı zenginle fakir
arasındaki makasın iyice açıldığını görüyoruz.
Pandeminin vurduğu en
önemli kurumlardan biri de özel okular oldu. Ülkemizde 12 bin 300 özel okul 1
milyon 300 bin de öğrencisi var. Bu süreçte veliler okullara ödeme yapmıyor,
kayıt yenilemiyor hatta kayıt aldıranlar bile var. Bununla beraber özel okullar
8. ve 12. Sınıflarda yüzyüze eğitime başladılar.
İlimizde de 49 bin ilk
ve orta öğretim , 32 bin ise üniversite öğrencimiz bulunmaktadır. Veliler,
servisler, kırtasiyeler, kantinciler, yemekçiler, okul çevresindeki esnaf yani
bu sektörden bir şekilde ekmek yiyen herkes merakla, ümitle okulların açılıp
açılmayacağını bekliyor.
Neredeyse hayat normale
döndü neredeyse bütün kurum kuruluşlar açıldı. Bir okullar açılmadı. Okullar
açılmıyor da sanki gençler evlerinde güvendeler mi hayır tabiki gençler
cafe’de, sokakta, düğünde, plajda yani her yerde o sebeple “Okul Sokaktan daha güvenli” sloganı gerçeğin ta kendisi.
Bir de
öğretmenlerimizin şu anda Filyasyon ekibi olarak görev yapıyorlar. Yüzyüze
eğitimin başladığı süreçte öğretmenlerimizi haftanın yedi günü kapı kapı
gezdirmek onların performanslarını hiç de iyi etkileyeceğini düşünmüyorum.
Gerek İl Milli Eğitim müdürlüklerinin gerekse valiliğin bu konuda hassas
davranacaklarını temenni ediyoruz.
Hem ilimizde hem de
bütün ülke de özel okullar “biz eğitime hazırız” diyorlar. “Okul hijyenini
sağladık. Tüm katlara dezenfektanlar yerleştirdik. Uyarılarımızı astık, Lavabo
ve tuvaletler her 40 dakikada temizliyoruz” diyorlar.
Özel sektör bu
imkanları sağlıyorsa devletimizde daha iyi yapacağına eminim. Bu sebeple zaten
devletin planlamasında söylediği gibi 1.sınıflar açıldı. Bu hafta 2.3.4
sınıflar seyreltilmiş sınıflarda haftada iki gün yüz yüze eğitime
başlayacaklar. Darısı inşallah diğer sınıflar ile Üniversitelere diyelim.
Velhasıl devlet kendi çocuğuna
kendi kurumunda bir şekilde sahip çıkacaktır. Okullara gelen çocuklara
dezenfektan, maske ihtiyaçları okullar tarafından karşılanmalı , okulların hijyenine
her zamankinden daha fazla dikkat edilmelidir.